Bafa gölü kanser oldu, çürüyor!

Muğla ve Aydın sınırlarının kesiştiği noktada bulunan Bafa Gölü, göz göre göre kanser oldu. Gölü besleyen Büyük Menderes'in taşıdığı atıkların yanı sıra tarım ilaçları ve göl kıyısında kurulan endüstriyel balık üretim tesislerinden kaynaklı olduğu öne sürülen kirliliğin ulaştığı boyut görenleri dehşete düşürüyor.

İki bin yıl önce Büyük Menderes nehrinin Ege kıyılarında denize döküldüğü Latmos körfezine açılan bir liman kenti olan Herakleia antik kenti ve çevresi, birçok mitolojik öyküye ev sahipliği yapan bir yeryüzü cennetiydi. Büyük Menderes’in binlerce yıldır taşıdığı alüvyonlarla körfezin iki ucu kapanarak zaman içinde oluşan Bafa gölü, bu güzelliğini yakın zamana kadar korudu. Ancak son yıllarda Bafa Gölü çevresinde yaşanan insan kaynaklı kirlilik, gölü adeta kanserli bir hastaya çevirdi. Bir bakıma Bafa’nın suları çürüdü.

Taşkıran: 'Çözüm için somut adım atılmıyor'
Türkiye’nin kurutulan ve kirletilen göllerine dikkat çekmek amacıyla Burdur Gölü’nden bisikletleriyle yola çıkan Suyun İzinde ekibinin son durağı olan Bafa Gölü, kirlilik yüzünden oluşan yeşil bir çamurla kaplandı. Haziran ayından buyana bisikletleriyle 4 bin kilometre yol kat ederek Bafa Gölü’ne ulaşan Suyun İzinde ekibinden Orman Mühendisi Fatih Taşkıran, her yıl organik kirliliğe bağlı ötrofikasyon (fosfat kirlenmesi) problemiyle gündeme gelen ve çözüm için bir türlü somut atılmayan Bafa Gölü’ndeki durumun Türkiye’nin su ve sulak alanlar politikalarındaki çarpıklığı bütün çıplaklığıyla ortaya koyduğunu ileri sürdü.

'Başbakan Bafa için emir verdi ama Bakanlık uygulamıyor'
Bafa Gölünde yaşanan sorunların çözümü için geçmişte Başbakan Erdoğan’ın yetkililere bizzat emir verdiğini anımsatan Taşkıran, buna rağmen çözüm üretmek için kanunen görevli olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin desteği ile ortaya konan çözümleri uygulamadığını iddia etti.

Bafa'nın 'Kurtuluş Planı'nda kirletici balık tesisleri yok!
TÜBİTAK’ın da desteği ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Havza Koruma Eylem Planlarının uzun vadeli (30 yıl) olduğuna ve planlanan çözümlerin uygulanmadığına değinen Taşkıran, Bakanlığın Gölleri kurutan barajları jet hızıyla yaptığını “1000 günde 1000 gölet” gibi projelerle kalan son dereleri kuruttuğunu ve hatta HES’ler için ‘acele kamulaştırma’ kararları alarak Anadolu doğasını hızlı ve kalıcı bir şekilde tahrip ettiğini savundu. Doğanın yaşatılması için hiçbir somut adım atılmadığını ve koruma planlarının da uzun yıllara yayılarak kamuoyunun oyalandığını belirten Taşkıran, Bafa Gölü için de Bakanlık tarafından Uzun Devreli Gelişim Planı hazırlandığını ve bu planda göldeki organik kirliliğin asıl sebebi olan göl havzasındaki yavru balık üretim ve adaptasyon tesislerinin yer almadığına dikkat çekti.

Balıkçı Mustafa Mekeci: 'Bafa bitti, artık bir şey olmaz!'
Bafa Gölü ve doğal yaşam için bölgede çalışma yürüten Kuşadası merkezli Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sökücü ise gölün sorunlarının çok yönlü olduğunu ifade etti. Sökücü, Afyon’dan başlayarak Uşak ve Denizli’den Menderes nehrine bırakılan sanayi ve kentsel atıkların neden olduğu kirliliğin Bafa Gölü’ne taşındığını bununla birlikte Göl havzasında yer alan yavru balık üretim ve adaptasyon tesislerinin atıklarının da göle bırakıldığını belirtirken, yörede balıkçılık yapan Mustafa Mekeci de bakanlık çalışanlarının gölü kirleten balık üretim tesisleri ve Menderes nehrini kirleten tesislerin atıklarını önlemek yerine kendilerine ceza kestiklerini öne sürerek, “her sene kirlilik nedeniyle oluşan alg patlaması döneminde gelip konuşuyorlar sonraki seneye kadar yine hiçbir çözüm üretmeden unutup gidiyorlar. Bafa Gölü bitti, artık bir şey olmaz” diye konuştu.

Bilim insanları Bafa için ne diyor?
Aralarında Bafa’nın da bulunduğu göllerde 30 yıldır bilimsel çalışmalar yürüten Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, Bafa’da yaşanan felaketle ilgili sorularımızı yanıtladı. Türkiye’de göller ile ilgili en önemli sorunun, ilgililerin suyun boşa aktığını düşünmesi olduğuna işaret eden Kesici, suyun kaynağı olan dağları, geçtiği nehri, beslediği ovayı, döküldüğü gölü ve denizi bir bütün olarak görmek gerektiğini vurgulayarak çözümlerin bu çerçevede ortaya konması gerektiğinin altını çiziyor.

'Bilim değil, çıkar grupları dikkate alınıyor'
Menderes nehri yukarı havzasında 1 milyar metreküpe yakın suyun barajlarda tutulmasının nehre bırakılan kirliliğin konsantrasyonunu yükselttiğinin altını çizen Kesici, böylece nehirden göle gelen suyun zaten kirlenmiş olduğunu söyledi. DSİ tarafından bölgede yapılan şişme savak ve priz yapılarının da amacına uygun kullanılmadığını belirten Kesici, gölü beslemek için milyonlarca lira harcanarak yapılan bu yapıların ovayı sulamak amacıyla kullanıldığını ifade etti. Bafa Gölü Uzun Devreli Gelişim Planında, arıtılsa bile atık suların göle bırakılamayacağı belirtilmesine rağmen göl havzasında yer alan yavru balık üretim ve adaptasyon tesislerinin atık sularını göle bırakarak faaliyetini sürdürdüğüne değinen Kesici, bilimsel çalışmalardan ziyade çıkar gruplarının isteklerine göre hareket edildiğini ve bunun da çözümsüzlükten başka bir sonuç yaratmadığını vurguladı.

'Bölgede acilen sağlık taraması yapılmalı'
Bafa’daki kirlilik insan sağlığını da tehdit ettiğine işaret eden Kesici, geçtiğimiz Nisan ayında gölde ‘siyanobakteri’ adı verilen mavi-yeşil bir alg türü tespit ettiklerini belirterek, “yetkilileri bu konuda uyardık ancak haziran temmuz aylarında alg patlamaları yaşanmaya başlanınca sorunun farkına varıldı. Göl artık isyan ediyor. İçindeki mikrobu daha fazla taşıyamayacağını haykırıyor ve battaniye gibi yeşil bir örtüyü üzerine örterek ölümünü bekliyor. Gölü serum vererek ayağa kaldırmak yetersiz. İçindeki mikrobu kökten temizlemek gerekiyor Civardaki balıkçılar teknelerini ellerinde taşımak zorunda kalıyorlar. Çünkü göldeki çamurdan motorların pervaneleri çalışamıyor. Göldeki ağır kirlilik çevrede yaşayan halkın sağlığını da tehdit eder boyuta ulaştı. Göl çevresinde yaşayan insan ve hayvanlarda acilen bir sağlık taraması yapılması gerek. Ayrıca göldeki balıkların analiz edilmesi gerek. Bu analizler yapılmadan yenilmemeli” uyarısında bulundu.

Yusuf Yavuz