Avrasya Tüneli yargıya taşındı

CHP’li Ersin Arıoğlu’nun ortağı olduğu ATAŞ firması tarafından yap-işlet-devret modeliyle yapılacak olan, temelini geçtiğimiz hafta sonu Erdoğan'ın attığı Avrasya Tüneli yargıya taşındı.

2008 yılında Fransız firması Vinci’nin talip olduğu, ihalesi Koreli beş firma ve Yapı Merkezi Holding’e verilen karayolu tüp geçit projesi konusunda basın açıklaması yapan Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şubesi yönetimi, projeyi hukuk tanımazlık olarak değerlendirdi. ŞPO, Koruma Kurulu'nun kararına karşı da dava açtı.

Projeyle ilgili ayrıntılı teknik raporu önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacağını belirten şehir plancıları, arkeolojik kazıları "çanak - çömlek" çıkarma faaliyeti olarak görmeyi, kamuyu zarara uğratacak projeleri övmeyi, kabul edilemez olarak tanımladı.

"Temel atılması hukuk ve bilim tanımazlık"
Yüzde 72 hissesi beş Koreli firmaya, yüzde 28 hissesi Yapı Merkezi Holding’e ait olan ve 26,5 yıl boyunca işletilmesi içinde inşa edilecek proje için dava açtıklarını belirten ŞPO, projenin hiçbir tutarlılığının olmadığını, Tarihi Yarımada'yı onarılamaz şekilde tahrip edeceğini belirtti.

Açıklamada “hiçbir kurala uymayan, imar planı bulunmayan, ÇED raporu hazırlanmayan, yok edeceği tescilli kültür varlığı tarihi yapılar tespit edilmeyen ve hukuka aykırılığı açıkça ortaya konan” proje için temel atılmasının hukuk ve bilim tanımazlık olduğu vurgulandı.

Kamunun zarara uğrayacağı garantiye alındı
Şube yönetimi, ayrıntıları kamuoyundan saklanan proje için Avrupa Yatırım Bankası ve Avrasya Tüneli İşletme ve İnşaat A.Ş.'ye (ATAŞ) verilen garantiyi kamuyu zarara uğratmak olarak niteledi.

Yıllık 29 milyon araç geçişi garantisi verilerek yüklenici firmanın ticari risklerinin ortadan kaldırdığını belirten şehir plancıları, tek yönde alınacak 10 TL ücret karşılanmadığında devletin, geçmeyen her araç için firmaya 4 dolar vermeyi taahhüt etmesinin kamuyu zarara uğratmak olduğunu vurguladı.

Proje kurulun fikrini değiştirdi
Tarihi mirasın etkilemediği belirtilen fizibilite raporunda bunun nasıl gerçekleşeceğinin açıklanmadığına dikkat çeken şube yönetimi, koruma kurulu kararındaki şaibeye dikkat çekti.

Şehir plancıları, proje için önce 2009 yılı Ağustos ayında koruma bölge kurulunun olumsuz görüş verdiğini hatırlattı. Kararda projenin "trafik yükünü Tarihi Yarımada'ya taşıması, silueti bozucu, kentsel dokuyu tahrip edici etkisi ve çevre kirlenmesi yaratması nedeniyle uygun bulunmadığına" karar verilmişti. Oysa 2010 yılı eylül ayında aynı kurul, tam tersi bir karara imza attı. İstanbul IV Numaralı ve Yenileme Alanları Koruma Bölge Kurulu projenin koruma ilkelerine uygun olduğuna kanaat getirdi.

İstanbullu kabul edilemez bir seçime zorlanıyor
Şehir plancıları, sürdürülebilir ulaştırma sistemleri ve düşük karbon salınımı tartışılırken İstanbulluların tarihi sülietini bozulması ile sağlık tehdit edilmesi arasında tercihe zorlandığını belirtti.

Şehir plancıları “dünya örneklerinde karayolu tünel bacaları ortalama 35-40 m. yüksekliğe sahip iken, her iki yakada da gerek tarihi dokuyu ve silueti bozucu etkisi dikkate alınarak önerilen 5 metre yüksekliğindeki bacalar, ya uygulama sürecinde yükseltilmek zorunda kalınacak ya da kısa baca uzunlukları sağlığı tehdit edeceği” uyarısında bulundu.

(soL-Haber Merkezi)