TKP'den Keçiören'de buluşma: 'Komünistlerin kazandığı her yerde rant çeteleri üzülecek'

TKP'nin Ankara'nın Keçiören ilçesinde gerçekleştirdiği seçim buluşmasına yüzlerce Keçiörenli yurttaş katıldı. Buluşmada, ABB Başkan adayı Arikan ve Keçiören Belediye Başkan adayı Şahin konuştu.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi, "Ankara'yı ranta ve gericiliğe teslim etmeyeceğiz" başlığıyla Keçiören'de seçim buluşması gerçekleştirdi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Ufuk Arikan ile Keçiören Belediye Başkan adayı Ferhat Şahin'in konuşmacı olduğu etkinlik, TKP'nin Ankara'daki diğer ilçe belediye başkan adaylarının da katılımıyla gerçekleştirildi.

Saat 15.00'te Özgümüşoğlu Düğün Salonu'nda sinevizyon gösterimi ve Grup Günyüzü'nün müzik dinletisiyle başlayan etkinliğe, yüzlerce Keçiörenli yurttaş katılım gösterdi.

‘100 yıl sonra da ülkeyi para babalarına satmaya çalışanların karşısındayız’

Müzik dinletisinin ardından ilk konuşmayı yapmak üzere sahneye, Keçiören Belediye Başkan adayı Ferhat Şahin çıktı.

“Komünistler tüm dünyada işçi sınıfının iktidarını almak için mücadele eder. Komünistlerin siyaseti bu kadar basittir. Tek derdimiz; halkın tüm kaynaklarının halk için kullanıldığı bir iktidar durmak” diyen Şahin, “1920’de kurulan partimiz 100 yıl önce emperyalistlere ve ülkeyi emperyalistlere peşkeş çekenlere karşı nasıl bir inanç ve kararlılıkla mücadele ettiyse, 100 yıl sonra bugün de ilkelerimizden asla taviz vermeden ülkeyi para babalarına satmaya çalışanların karşısındayız. 100 yıl sonra da içini boşalttıkları cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırmak ve yeniden kurmak için aynı inanç ve kararlılıkla buradayız” dedi.

Doğma büyüme Keçiörenli olduğunu ve Keçiören’de yaşayan emekçilerin yaşadığı sorunları bildiğini aktaran Şahin, “Keçiörenli emekçilerin sorunlarını biliyorum, çünkü ben de emekçi bir ailenin çocuğuyum. Son zamanlarda mal varlığını açıklamak moda oldu, ben de açıklayayım. Tek mal varlığım taksitini ödediğim bir adet araba” dedi.

‘Partilerin hepsi aynı: Amerikancı, işçi düşmanı, piyasacı…’

“Artık ön planda olan partiler değil, kişiler. Artık ön planda olan ideolojik ya da siyasi ilkeler değil, ön planda olan rant. Genel olarak Meclis’teki partilerin hepsinin aynı olduğunu söyleyebilirim. ‘Yok canım olur mu öyle şey’ demeyin” ifadelerini kullanan Şahin, düzen partilerinin ortak özelliklerine dair şöyle konuştu:

"Hepsinde aday olmak için çok paranız olmak zorunda. Herkes seçimlerde bol keseden atar ama hiç birinin halk umurunda değildir, ihalelerden gelecek ranta bakar. Hiç biri laik değildir. Hepsi Amerikancıdır, hepsi Avrupa Birlikçisidir, hepsi NATO’cudur. Hepsi piyasacıdır ve piyasacı anlayışla zengin olurlar. Hepsi işçi düşmanıdır nerede bir grev var, nerede bir hak arama mücadelesi var işçiden yana oldukları hiç görülmemiştir."

‘Bu halkı seçeneksiz de umutsuz da bırakmayacağız’

Şahin sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Laik olduğunu söyleyen ama İstanbul’da göreve geldiğinde imam çağırıp dua ederek göreve başlayan ya da Nakşibendi şeyhinin mezarını ziyaret ederek seçim çalışmasına başlayanlara mı oy vereceğiz? Yoksa ‘laikliğin düşmanı olan tarikatların ensesindeyiz’ diyen ve bu başlıkta asla taviz vermeyen komünistlere mi oy vereceğiz?

Bizler kendi çıkarları için o partiden bu partiye sonra o da olmayınca başka partiye geçen zübüklere mi oy vereceğiz? Yoksa kendi inandığı değerlerinden, ilkelerinden asla taviz vermeyen komünistlere mi?

Belediyelerin devasa bütçelerini kendi rantı için kullanırlarken o bölgede yaşayan yoksul halkı zerre umursamayan ama 3-5 yardım kolisi ile göz boyamaya çalışanlara mı oy vereceğiz? Yoksa başa geldiklerinde otobüsü bedava yapan, suyu 50 kuruşa indiren, halkın parasını yine halkın yararı için kullanan komünistlere mi vereceğiz?

Gericiden gerici, sağcıdan sağcı beğenmek zorunda değiliz. Bizler ‘A Takımı’ denen çeteye mahkum değiliz. Bu ülkenin komünistleri var ve emin olun hiç bir zaman bu halkı seçeneksiz de umutsuz da bırakmayacağız.“

‘Değerlerimiz ve savunduğumuz ilkelerimiz satılık değil’

Şahin’in ardından sahneye Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Ufuk Arikan çıktı.

Sözlerine, TKP’nin seçimlere “Zübüklerden kurtuluyoruz” ve “Satılık değil” sloganlarıyla girdiğini hatırlatarak başlayan Arikan, “Satılık değil” sloganına dair, “Memlekette bize ait ne varsa teker teker sattılar. Onlar yıllardır elbirliğiyle her şeyi sattı, biz de karşılığında memleketimiz satılık değil, emekçilerin olan hiçbir şey satılık değil ve hepsine el koyacağız diyoruz. Bu iddiamız bir şey daha söylüyor, değerlerimiz ve savunduğumuz ilkelerimiz de satılık değil” ifadeleri kullandı.

‘Gökçek’in de Mansur'un da karşısına dikilmeye devam edeceğiz’

“Eşitlik, özgürlük, kardeşlik, laiklik, cumhuriyet gibi değerlerimizin tamamına meydan okuyanlar bir araya geldiler ve bugün farklı partilerden aday olarak karşımıza çıkıyorlar.Cumhuriyet Halk Partisi adayları hangi cumhuriyet değerini savunuyor? Mansur Yavaş göğsünü gere gere ‘Ülkücüyüm’ diyor, CHP ise AKP’lileri, MHP’lileri aday olarak gösteriyor” diyen Arikan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mansur, Ankara’yı 5 yıl önce Gökçek’ten aldı ve ‘Şeffaf belediyecilik gelecek’ dedi. İhale verilen şirketleri açıklamadılar. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ihaleleri, AKP’nin memlekete kazandırdığı pazarlık usulüyle şirketlere teslim edilmeye devam ettirildi.

Örneğin Melih Gökçek’in zengin ettiği Söğüt İnşaat, aynı rant tezgahının parçası. Rant düzeninin merkezindeler ve her zaman kendi ceplerini düşünüyorlar. Bu yüzden de firmaların isimleri açıklanmıyor.

Bir CHP’li bile Anıtkabir’in dibine dikilecek Diyanet Akademisi’ne karşı çıkmadı. Kim karşı çıkıyor? Türkiye Komünist Partisi. Ankara’nın göbeğinde Cumhuriyet’e meydan okuyanlara, biz de meydan okuyacağız. Meydanı boş bulacaklarını sanmasınlar, biz komünistler Gökçek’in de Mansur‘un da karşısına dikilmeye devam edeceğiz.”

‘Komünist belediyeciliğin kazandığı her yerde rant çeteleri üzülsün’

Komünist belediyeciliğin kazandığı yerlerde yaşanacak dönüşümlere değinen Arikan, şu ifadeleri kullandı:

“Komünist belediyeciliğin kazandığı her yerde rant çeteleri üzülsün, çünkü alabildikleri tek bir ihale olmayacak, para atabilecekleri tek bir dostları olmayacak.  Emekçiler kendi ihtiyaçlarına göre karar verecekler, bilim insanları karar verecek, bu ülkenin halkı karar verecek. Patronların cebine giden ihalelerin hepsini bir günde nasıl durduruyoruz o gün görecekler.

Her mahallede tarikatların, cemaatlerin yurtları var. Onlar usulüne uyduruyorsa komünistler de oraların kapısına kilit vuracağı şeyi bir şekilde usulüne uyduracak. Öte yandan Belediye meclislerine komünist denetçiler göndereceğiz. Belediyelerde dönen ranta karşı çıkacak komünistlere ihtiyacımız var. Belediye meclislerinde rantçılar öyle istedikleri gibi at koşturamayacak.

Biz halkla beraber yöneteceğiz. Hayatın her alanında halk örgütlü olarak yönetime katılacak. Hiçbir ilçede biz yönetmeyeceğiz, emekçiler beraber yürütecek. Emekçilerin siyasete katılacağı kanallar açacağız. Umut bizden çıkmalı, artmalı. Bunu TKP'nin dostları ve yoldaşları başarabilir. Bir arada durmaya, umudu büyütmeye ihtiyacımız var. Bunları defetmek için örgütlenmeye, güçlü bir iradeye ihtiyaç var. TKP bunun mücadelesini veriyor. Emekçi halk örgütlenecek ve para babalarının, rant babalarının karşısına dikilecek.”