Sanayi üretimi revizyonla uçtu

TÜİK, Sanayi Üretim Endeksi’ni GSYH hesaplarıyla uyumlu şekilde güncelledi. Ocak ayındaki yüksek oranlı artışlarda revizyon dışında mevsimsel koşullar, ihracattaki seyir gibi etkiler olduğu görülüyor. Ancak geriye dönük revizyonlar, özellikle 2017 yılı hesaplamalarındaki artışlar birkaç tartışmayı davet ediyor. Hesaplama yöntemi tartışmaları bir boyut olmakla birlikte fiyat hareketlerinin etkisi…

Haber Merkezi

2018 yılının Ocak ayına ait sanayi üretim verileri açıklandı. Aylık bazda hem toplam sanayi üretimi hem de imalat sanayi üretimi önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13 arttı. Artışta otomotiv, beyaz eşya, makine, tekstil, giyim gibi sektörlerdeki ihracat artışları önemli bir etken. Ancak TÜİK’in 2015 bazlı yeni seriye geçişle birlikte yaptığı revizyon, kur ve emtia fiyatlarındaki hareketler, geçen yıla göre daha yumuşak hava koşulları da artışı etkileyen diğer unsurlar oldu.

İmalat sanayi alt sektörleri bazında bakıldığında bir dizi sektörde çift haneli büyüme görülürken gıda, diğer metalik olmayan mineraller (çimento, cam, seramik) gibi mevsim koşullarından doğrudan etkilenen sektörlerdeki aylık büyümenin önceki yılın baz etkisinden etkilendiği görülüyor. Elektrikli teçhizat (beyaz eşya), makine, diğer ulaşım araçları (hava taşıtları ve parçaları, raylı sistemler vb.) gibi sektörlerdeki yüksek oranlı büyümelerde ise ihracat etkili olmuş durumda. 

Aylık bazdaki gelişimin yanısıra yeni hesaplamalar nedeniyle son iki yılın verilerinde yapılan revizyon da dikkat çekti. 2016 yılı toplam sanayi üretim büyümesi yüzde 2, yüzde 3’e, 2017 büyümesi ise yüzde 6’dan yüzde 9’a revize edildi. İmalat sanayi için ise yüzde 1 olan 2016 büyümesi yüzde 3, yüzde 6 olan 2017 büyümesi ise yüzde 9’a çekildi. Bu revizyonlarla birlikte çok tartışılan GSYH yeni seri hesaplamalarla Sanayi Üretim Endeksi arasındaki uyumsuzluğun ortadan kalktığı görülüyor. (İmalat sanayi alt sektörleri incelendiğinde bazı sektörlerde aşağı yönlü güncellemeler de olmakla birlikte özellikle 2017 yılında yukarı yönlü güncellemelerin ağırlıklı olduğu dikkat çekiyor. Otomotiv gibi adet bilgisi üzerinden verisi güvenilir görünen bazı sektörlerde güncelleme anlamlıyken bazı sektörler daha tartışmalı.)

NE REVİZE EDİLDİ?

TÜİK, Sanayi Üretim Endeksi revizyonunu yeni GSYH serileri paralelinde yaptı. Sanayi Üretim Endeksi’nin baz yılı 2010 yılından 2015 yılına taşınırken, işyeri bazında anket yoluyla toplanan bilgilere ek olarak Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları da hesaplamalara dahil edildi. 

Sanayi Üretim Endeksi, imalat sanayi, madencilik ve taşocakçılığı ile elektrik ve gaz üretimi olmak üzere üç ana sanayi sektöründe aylık bazda üretim gelişimi hesaplamalarını gösteriyor. İmalat sanayi altında 24 alt sektörün üretim gelişimi yer alıyor.

Revizyon öncesinde 20 kişinin üzerinde işçi çalıştıran işyerlerinin tamamını, 20 kişinin altında işçi çalıştıran işyerlerinin ise örneklem ile kapsayan bir soru anketiyle toplanan üretim bilgileri işlenerek Sanayi Üretim Endeksi oluşturuluyordu. Ocak 2018’den itibaren hesaplamalara tamsayım ve örneklem dışında kalan firmalar da dahil edildi. Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtlarından alınan ciro bilgilerinden elde edilen üretim bilgileri endekse eklendi. Aynı zamanda GSYH hesaplamalarında olduğu gibi “zincirleme endeks” yöntemine geçildi. 

Zincirleme endekste bir baz yılın fiyatları temel alınmıyor, bir önceki yılın fiyatı temel alınıyor. İdari kayıtlardan ciro bilgileri çekilip fiyatlarla üretim miktarına dönüldüğü için sadece bu değişiklikten bile sanayi üretimde önemli farklılıklar olacağı söylenebilir.

Yeni hesaplamalarda dikkat çeken bir diğer yenilik de teknoloji düzeyine göre sanayi gruplaması verilerinin eklenmiş olması. İmalat sanayi sektörleri düşük, orta düşük, orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörler olarak sınıflanıyor. Otomotiv, makine, elektrikli teçhizat gibi sektörler orta yüksek teknolojili sektörler arasında yer alırken, bilgisayar, havacılık taşıtları, ilaç gibi sektörler yüksek teknolojili sektörler arasında.

TÜİK, yeni hesaplama kapsamında son iki yılın sanayi üretim verilerini de revize etti.

GÜNCELLEMEYE NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU?

Sanayi üretim verisi, aylık bazda ekonominin bütününe ilişkin en önemli göstergelerden biri durumunda. Anketler firma beyanlarına dayansa da önemli bölümü tamsayımdan elde edilen verilerin derlenmesinden oluşan Sanayi Üretim Endeksi, üretim faaliyetlerini yakından ve sağlıklı biçimde takip olanağı sunuyor.

Eski GSYH hesaplamalarında Sanayi Üretim Endeksi ile GSYH İmalat Sanayi verileri arasında belli bir uyum bulunuyordu. Ancak yeni serilerde Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtlarının, yani tek tek firmaların vergi beyannemelerine dayanan gerçek kayıtlarının hesaplamalara eklenmesi nedeniyle GSYH imalat sanayi verisiyle Sanayi Üretim Endeksi uyumsuz hale gelmişti. 2017 yılının ilk 9 ayında GSYH hesaplarında imalat sanayi büyümesi yüzde 9,3 olurken, Sanayi Üretim Endeksi’ne göre yılın ilk 9 ayında imalat sanayi üretim artışı yüzde 5,9 idi. İlk veri katma değeri, ikinci veri ise üretim miktar artışını göstermekle birlikte aradaki fark kabul edilebilir değil. Otomotiv başta olmak üzere teknoloji düzeyi yüksek sektörlerin üretim kompozisyonundaki payında artış görülmekle birlikte aradaki farkın hesaplama yöntemindeki farlılıktan kaynaklandığı, Sanayi Üretim Endeksi’ndeki değişiklikle birlikte rakamların güncelleneceği tahmin ediliyor.

GSYH hesaplamalarında en fazla eleştirilen konulardan biri “idari kayıt” olarak adlandırılan Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtlarının çok kısa bir sürede ve yeterince işlenmeden hesaplamalara dahil edilmesiydi. Yeni serinin kilit unsuru durumundaki girdi-çıktı tablolarının güncellenmesinin çok daha geniş bir zamana yayıldığı ve ekonominin mevcut durumunu eski seriye göre daha iyi yansıtan tablolara ulaşıldığı uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Girdi-çıktı tablolarındaki güncellemeler, Sanayi Üretim Endeksi hesaplamalarında da sektörel ağırlıklar başta olmak üzere değişikliği zorunlu kılıyordu. Ancak idari kayıtların işlenmesine ilişkin eleştiriler baki görünüyor. 

HEP TARTIŞMALI

Sanayi üretim verisi, üretimi en detaylı ve hızlı takip etmeyi sağlayan gösterge olmakla birlikte birkaç nedenle hep tartışmalara da konu oluyor. 

Hiç kuşkusuz en temel başlık beyanların güvenilirliği. Anket firma bazında, firmalar arasında ve sektör bazında çapraz kontrolleri yapmaya yönelik soruları da barındırmakla birlikte vergi kaçırma, kayıtdışılık, soruları yanıtlayacak bir kayıt sistemine sahip olmama, özensizlik gibi bir dizi nedenle verilen yanıtların doğruluğu hep bir kuşku konusu. 

İkinci bir başlık, tüm sınıflandırma çabalarına karşın pek çok alt sektörde verilerin ancak parasal olarak toplanabilmesi, fiyat bilgileri de alınarak miktar endeksine ulaşılabilmesi. Özellikle birbirinden farklı birimlerle ölçülen ya da ölçümü zorluklar barındıran çok fazla sayıda ürünü barındıran sektörlerde üretim endeksinin parasallıktan ne kadar arındırılabildiği konusu hep şüpheli. Özellikle son birkaç yılda görülen fiyat oynaklıklarının gıda, kimya, plastik gibi sektörlerdeki hesaplamaları da güçleştirdiği tahmin ediliyor. 

Üçüncü olarak da stok hesaplamalarında ortaya çıkan tutarsızlıklardan söz edilebilir. 

Aylık Sanayi Üretim Endeksi, daha uzun dönemli olmakla birlikte çok detaylı bilgiler içeren Yıllık Sanayi Hizmet İstatistikleri ile birlikte Türkiye kapitalizmine, sanayi yapısına, teknoloji düzeyine, sömürü koşullarına ilişkin en fazla fikir edinilebilecek veriler arasında yer alıyor. Bu nedenle titiz bir şekilde takibi de önem taşıyor.