Mata Ahşap Otomotiv’de ikisi sendika temsilcisi 29 işçi tazminatsız olarak işten çıkarıldı. Mata Ahşap Otomotiv patronunun işçilerin ağır çalışma koşullarına itiraz etmesinden ve sendikal örgütlülükten “rahatsız olduğu” belirtiliyor.
İstanbul Tuzla’da Deri ve Endüstri Serbest Bölgesi’nde bulunan Mata Ahşap Otomotiv, bir otomotiv yan sanayi firması. Jaguar, Aston Martin, Bentley, Tesla gibi lüks otomotiv markalarına üretim yapan Mata Ahşap Otomotiv’de çalışma koşulları çok ağır. El yapımı, ahşap görünümlü otomotiv parçaları üreten Mata Ahşap Otomotiv, lüks markalara üretim yaptığı için sektör ortalamasının çok üzerinde kârlılıklarla çalışıyor. Ancak büyük ölçüde el emeğine dayalı üretim prosesinde yoğun şekilde tehlikeli kimyasallar kullanılıyor.
Mata Ahşap Otomotiv’de 400 civarında işçi çalışıyor. Ahşap görünümlü iç aksamlar üretilirken reçine, karbon elyafı gibi malzemeler kullanılıyor. Hafif ve estetik görünümlü parçalarda kullanılan malzemelerin bir bölümü “ileri malzeme” olarak adlandırılsa da emek yoğun proseslerde, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı koşullarda “el işçiliği”ne dayalı bir üretim söz konusu.
‘PATRON KULLANDIĞIMIZ KİMYASALLARI AÇIKLAMIYOR’
Mata Ahşap Otomotiv’de çalışan bir işçi ağır çalışma koşullarını soL’a anlattı:
“Mata Ahşap Otomotiv kimyasal madde kullanımının çok yoğun olduğu işyeri. Üretimin hemen hemen bütün proseslerinde kimyasal madde kullanılıyor.
Kimyasal maddelere ait ‘malzeme güvenlik bilgi formları’nın bütün kimyasallar için tek tek işçilerin okuyabileceği yerlerde bulunması gerekiyor. İşçilerin kullandığı kimyasalın bütün özelliklerini, zararlarını, nasıl korunacağını bilmesi zorunlu. Malzeme güvenlik bilgi formlarında bu bilgilerin tamamı yer alır. MSDS adı verilen bu formlar Türkçe olmalı ve işçilerin görebileceği yerlerde asılı olmalı. Ayrıca işçilere kullandıkları kimyasallar hakkında eğitim verilmesi gerekli.
Mata Otomotiv’de kimyasal madde kullanma eğitimleri yapılmıyor, ayrıca MSDS formları işçilere ulaştırılmıyor. Örneğin solunumun mutlak korunması gereken kimyasalla çalışırken bu kimyasalı soluyarak çalışıyoruz. Hiçbir denetim yok. Havalandırma çok gürültü oluyor diye çalıştırılmıyor. Zaten çalıştırsak da verimi çok düşük.
Sendika temsilcileri kullanılan kimyasalların listesini patrondan istedi ama ‘kesinlikle paylaşılmasın’ talimatı verildi. İşçilerin ne kullanıldığını bilmesini istemiyorlar.
Zımparalama yapılan yerde havalandırma, emişler çok yetersiz ve hepimiz bu tozları soluyoruz.
İşçilere verilen kişisel koruyucu donanımların (maske, eldiven, iş ayakkabısı, iş elbisesi, kulaklık, baş ve vücut koruyucuları gibi) yapılan işe uygun olup olmadığı belirsiz. İşyerine dışarıdan giren bir kişi yoğun kimyasal kullanımından ötürü en fazla iki saat sonra nefes alamaz hale geliyor. Çalışma koşulları nedeniyle kanser olan arkadaşımız var.”
