LC Waikiki'de eylem: İyi giyinmek de sendikalı olmak da herkesin hakkı

Tez-Koop-İş Sendikası, sendikalı olduğu için asılsız gerekçelerle işten çıkarılan Seher Güllübudak'a destek ve işyerindeki kötü çalışma koşullarını protesto etmek için LC Waikiki'nin Güneşli'deki merkezi önünde eylem yaptı.

soL - İstanbul

LC Waikiki adlı tekstil şirketi sendika düşmanlığına devam ediyor. Şirketin Güneşli'deki genel merkezi önünde toplanan Tez-Koop-İş Sendikası'na üye işçiler son olarak Seher Güllubudak adlı işçinin 9 yıldır çalıştığı şirketten sendikalı olduğu için asılsız gerekçelerle işten çıkarılmasını protesto etti. İşçiler Güllübudak'ın işe iade edilmesini istedi.

44 ülkede 919 mağazada hizmet veren ve "2023 yılına kadar Avrupa’nın en başarılı üç moda perakendecisinden biri olmayı" hedefleyen LC Waikiki'nin, işçileri kölelik koşullarında çalışmaya mahkum ettiğini belirten işçiler, fabrikadaki kötü çalışma koşullarını, zorunlu mesai uygulamasını, prim kesintilerini, mobbingi de anlattı.

İşçiler "İyi giyinmek herkesin hakkı" diyerek reklamını yapan şirkete "İyi giyinmek de sendikalı olmak da herkesin hakkı" diye yanıt verdi.

"İşçiyiz haklıyız kazanacağız" sloganlarının atıldığı eylemde Tez-Koop-İş Sendikası tarafından yapılan açıklamada "LC WAİKİKİ işçileri yoğun emek sömürüsünün yaşandığı işyerlerinde düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı birleşerek sendikaya üye olma kararı almışlar, bu nedenle de sendikamız Tez-Koop-İş’e üye olmaya başlamışlardır" denildi.

Tez-Koop-İş'in 2017 yılının kasım ayından bu yana başta Esenyurt’taki Depo olmak üzere LC Waikiki işyerlerinde örgütlenme çalışmaları yürüttüğü belirtilen açıklamada bu süreçte işçilerin sürekli olarak işveren ve işveren vekilleri tarafından taciz edildiği, sendikaya üye olan işçiler üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çekildi.

Açıklamada "Örgütlenme çalışmalarının hemen başında öncü işçi Deniz Sak işten çıkarılmış; ardından 29.01.2019 tarihinde de yine işyerinde öncü işçilerden sendikamız üyesi Sehergül Güllübudak’ın iş akdi uydurma tutanaklar ve asılsız gerekçelerle feshedilmiştir" denildi.

Seher Güllübudak'ın 9 yıldır çalıştığı işyerinde arkadaşları tarafından çok sevildiğini ve sendikalı olmasının LCW patronunu rahatsız ettiğini dile getiren sendika tarafından yapılan açıklamada "Hiçbir işçi sendikaya üye olmak istediği ya da sendikaya üye olduğu için işten çıkarılamaz. İşverenler bunu çok iyi bildikleri için Seher’de olduğu gibi uydurma kimi gerekçelerle işyerinde sevilen, sayılan, öncü işçilerin işine son vererek örgütlenme faaliyetlerini engellemeyi hedeflemekteler. Ancak yanılıyorlar, bugün LC Waikiki’de olduğu gibi ülkemizde birçok işyerinde işçiler insan onuruna yakışır iş ve daha iyi ücret için birleşiyor, sendikalara üye oluyor ve mücadeleyi yükseltiyor" denildi.

LC Waikiki'de işçilerin iş güvenliği ve sağlığından uzak çalışma koşullarına da dikkat çekilerek koşullar şöyle anlatıldı:

LC WAİKİKİ İŞÇİSİ HANGİ KOŞULLARDA ÇALIŞIYOR?

- İşyerlerinde İşçi Sağlığı ve Güvenliği koşullarına kesinlikle uyulmuyor. Çok ağır kolilerin kaldırılması ve paketlenmesi sırasında binlerce işçi sakatlanmalara ya da kısa bir süre sonra ortaya çıkan bel fıtığı rahatsızlığına maruz kalmaktalar. Bu durum işveren ve vekilleri tarafından umursanmadığı gibi işçiler yavaş çalıştığında daha hızlı çalışması için uyarılıyor.

- İşçiler hastalandığında rapor almaları halinde işveren vekilleri tarafından tepki gösteriliyor. İşçiler raporlu geçen günleri karşılığında primlerinin kesileceği yönünde tehdit ediliyor. 1 günlük rapor karşılığında işçilerin 5 günlük pirim kazancı kesiliyor.

- Son zamanlarda zorunlu mesai adı altında işçiler çalışmaya zorlanıyor. Mesaiye kalmayan işçiler hakkında tutanak tutuluyor. Bu işçilerin prim kazancından kesinti yapılıyor.

- Çoğunlukla kadın işçiler tarafından yapılan paketleme, etiketleme ve alarm takma işinde kadın işçilerden yüksek adetli sayılar isteniyor. Bu çalışma temposu nedeniyle birçok kadın işçinin bileklerinde ve parmaklarında ödem oluşuyor. Eksik sayı verdikleri zaman çalışanlara geri bildirim veriliyor, bu da onların primini etkiliyor. Daha düşük kazanç elde etmelerine neden oluyor. Yani yemeğe, dinlenmeye, tuvalete gitme; hastalanma, rapor alma, yeter ki sayıyı yetiştir.

- Kadın çalışanların diğer önemli bir sorunu ise işyerinde kreş olmaması. Esenyurt Depo’da (dış depolar dahil) yaklaşık 6000 işçi çalışıyor. Bu çalışanların yaklaşık 2500’ü kadın. Primim kesilmesin kazancım düşmesin diye zorunlu mesaiye kalan kadın işçiler, çocuklarını neredeyse hiç göremiyor. Kreş sorununu ise işveren, ben çocuklarınızın sorumluluğunu alamam diyerek görmezden geliyor, geçiştiriyor.

- Depoda çalışırken bel fıtığı olmuş ya da ödem nedeniyle parmağından veya bileğinden ameliyat olmuş işçilere fiziksel koşullarına uygun iş verilmiyor. Bir şekilde çaresiz bırakılan işçiler, işveren tarafından sözde “haklarınızı veriyorum” diyerek anlaşmaya zorlanıyor. Açıkça mobbing yapılarak iş yerinden ayrılmaya zorlanan bu işçiler çıkış yapmak zorunda kalıyor. 

- Son bir yıl içerisinde işyerinde kaizen sistemi (sürekli iyileştirme) devreye sokuldu. Bu sistem sonucunda işçilerden daha yüksek performans göstermeleri bunun sonucunda ise daha fazla sayıda iş üretmeleri beklenmektedir. Bu çalışma sisteminin sonucunda şirketin kar marjının artmasına rağmen, “hedef tutmadı” diyerek işçilerin aylık prim gelirlerinden kesintiler yapılmaktadır. Yani üretim arttığı halde prim gelirlerimizde herhangi bir artış yapılmamaktadır.

- Yöneticiler tarafından oluşturulan sosyal medya hesapları aracılığı ile sendikalara karşı olumsuz propaganda yapılıyor. Bu sosyal medya hesaplarında sendikaya üye olmak isteyen işçiler aşağılanıyor, hainlikle suçlanıyor, yemek yediği kabı pisleyen insanlar olarak ifade ediliyor. Bu durum işçiler tarafından yönetime iletildiğinde bizim bunlardan haberimiz yok diyerek geçiştiriliyor.

LCW TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ HAKKINA ENGEL OLAMAYACAK

Tez-Koop-İş ayrıca 5 Şubat tarihinde LCW'nin Esenyurt'taki deposu önünde iş çıkışı yapılan basın açıklamasını izleyen işçiler hakkında işveren tarafından tutanak tutulduğunu ve işçilerin normal saatte işyerinden çıkmalarına izin verilmeyerek turnikelerde bekletildiklerini açıkladı. 

Sendikadan yapılan açıklamada "LC Waikiki, 'İyi giyinmek herkesin hakkı' felsefesi ile bugün 44 ülkede 919 mağazada hizmet vermektedir. '2023 yılına kadar Avrupa’nın en başarılı üç moda perakendecisinden biri olmayı' hedeflemektedir. Şimdi soruyoruz, siz bu başarıyı nasıl, ne şekilde ve kiminle elde ettiniz? Bu yüzyılda kölelik koşullarında çalışmaya mahkûm ettiğiniz LC WAİKİKİ işçileri sayesinde elbette. LC WAİKİKİ işvereni şunu iyi bilmelidir ki, işçilerin ulusal yasalar ve uluslararası sözleşmelerden doğan en temel haklarının başında gelen örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi hakkına engel olamayacaktır. Sehergül Güllübudak işe geri dönene ve LC WAİKİKİ işçileri toplu sözleşmeli sendika hakkını elde edene kadar mücadelemiz sürecektir" denildi.