İşte asgari ücretle geçinmeye çalışan 4 kişilik bir ailenin yaşam mücadelesi

İSİG Meclisi, asgari ücretle geçinmeye çalışan 4 kişilik bir ailenin bir aylık gelir-gider tablosunu rapor haline getirdi.

Haber Merkezi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, asgari ücretle yaşayan bir ailenin Nisan ayındaki gelir-gider bilgilerini derleyerek raporlaştırdı.

"En Büyük Yolsuzluk Asgari Ücrettir" denilen raporda İSİG, 4 kişilik Akbulut ailesinin geçimini analiz etti. "Raporlarımız gerçek hayat hikâyelerine dayanmakta, yalnız işçilerin kişisel bilgileri -koruma amaçlı- olarak değiştirilmektedir" ön notuyla paylaşılan raporda, "Asgari ücret mücadelesi tek başına bir gelir yükseltme sorunu değildir. İnsanca yaşayacak bir ücret mücadelesini de içine alan onurlu ve kardeşçe bir yaşamı yaratma mücadelesidir" denildi.
 
Rapor "'Asgaride Yaşayanlar' çalışmamızda üç emekçi aile bulunmakta. Her ay birinin asgari yaşam şartlarına bakarak, onlarla birlikte bir değerlendirme yapmaya çalışıyoruz. Böylece 'asgari geçim' için gerekli olan ücretin belirlenmesine de katkı sunmaya çalışıyoruz. Bu ay 2015 Ekim ve 2016 Ocak aylarında birlikte çalıştığımız Akbulut ailesinin verileriyle değerlendirme yapmaya çalışacağız" notuyla paylaşıldı.

ISİG Meclisi'nin "asgari geçim" raporu şöyle:


Akbulut ailesini hatırlayalım.
 
Hüseyin Akbulut 44 yaşında. Bir üniversite hastanesinde taşeron işçi olarak çalışıyor. Eşi Bahar hanım özel bir şirkette mutfak ve yemek işlerine bakıyor. Aslen Sivaslı olan aile İstanbul Sultangazi’de kendi evlerinde yaşıyor. Lise ve ilköğretim seviyesinde öğrenim gören iki çocukları var. Son üç ay içinde yaşamlarında genel olarak değişen bir durum yok.



2016 yılı Nisan ayını Akbulut Ailesi 276 TL gelir-gider açığı ile tamamlayabilmiştir. Öte yandan Akbulut ailesinin, 2015 Ekim, 2016 Ocak ve 2016 Nisan aylarını kapsayan üç dönemdeki verilerine dayanarak bir gider-gelir karşılaştırması yapıldığında aşağıdaki tablo ortaya çıkmaktır.

Bu verilere ve Hüseyin Akbulut’un anlattıklarına bakılarak şöyle kısa bir değerlendirme yapabiliriz.

1- Asgari ücretin artışı ailenin gelirlerine yansımıştır. Ancak buna rağmen 276 TL gelir-gider açığı verilmiştir. Bunun nedeni mal ve hizmetlere yapılan zamlar olarak ortaya çıkmaktadır.
 
2- Akbulut ailesinin giderlerinin üç aylık ortalaması alındığında 3701 TL ortaya çıkıyor. Gelirlerinin üç aylık ortalaması ise 3317 TL'dir. Ortalama gelir-gider açığı 384 TL'dir.
 
3- Hüseyin Akbulut taşeron işçi olarak çalışmakta olup; geleceği hakkında, kadrolu işçi olma ihtimali belirsizliğini korumaya devam etmektedir.
 
4- “Açlık Sınırı” olarak tüm çalışmalarda belirlenen yiyecek ve alkolsüz içecek kalemi her üç ayda da sendikalar ve akademik çalışmaların belirlediği miktarların yüzde 15 civarında altında kalmıştır. Bu konuda mutlaka daha kapsamlı bir araştırma yapılması zorunluluktur.
 
5-Asgari ücret için verilecek mücadele, “asgari bir yaşam”ı kurmak için verilecek bir mücadelenin parçası haline getirildiğinde anlamlı olacaktır. Onurlu bir yaşamın, güvenceli çalışma ortamının, herkesin işinin aşının olduğu huzurlu bir hayatın yaratılması mücadelesi.
 
6-Bu “asgari yaşam” mücadelesi; yoksulluğa, işsizliğe, sefalete karşı olduğu kadar savaşa, baskıya ve zulme karşı verildiğinde de anlam kazanacaktır. Çünkü yoksulluğun, işsizliğin, sefaletin adresi tüm ülke ve hedefi geniş emekçi kitlelerdir.
 
Hüseyin Akbulut’la yaptığımız sohbette şunları söylüyor:

“Şu günlerde en büyük beklentim tüm taşeron işçiler gibi kadrolu olarak çalışmak. Ancak sizin anlattıklarınızdan ve basından duyduğum-okuduğum şeyler beni umutsuzluğa sürüklüyor. İş güvencesi 3 yıllık sözleşmelerle yok ediliyormuş, ücret artışı yokmuş yani taşeronda son aldığımız ücreti alacakmışız. Ayrıca kıdem tazminatından vazgeçecekmişiz. Yine de çoğu arkadaş bu durumu sineye çekmeye razı. Şu ana kadar bu şartlarla bile kadroya alınmamıza dair bir adım atılmadı. Bir de bir sınavdan söz ediliyor son günlerde, onu aşmakta şartmış.”
 
Ekliyor sonra da “çocuklar büyüyor, büyük bu yıl üniversite sınavına giriyor, küçük seneye lisede. Öyle bir ülkedeyiz ki çocuklarımın geleceği için kaygılıyım. Huzuru olan, barış içinde yaşayan; işsiz, aşsız, evsiz kimsenin olmadığı bir yaşam ve ülkeyi özlüyorum.”