AKP'den 'Suriyelileri linç etmeyin sömürün' çağrısı: Zenginleri zaten villada, yoksulların günlüğü 10 lira...

Suriyeliler geçtiğimiz günlerde bir sosyal medya yalanı üzerinden linç girişimine maruz kalırken, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'ın açıklamaları bu linç girişimini bile gölgede bıraktı. Suriyelileri ucuz iş gücü ilan eden Kaynak, "Suriyeliler olmazsa düz işçilik yapan yok, fabrikalarımız durur" dedi. Suriyeli işçilerin güvencesiz ve büyük bir sömürü altında çalıştırılmasına…

Ali Ufuk Arikan

Ankara Demetevler'de Suriyeli bir göçmenin 5 yaşındaki çocuğa tecavüz ettiği yönündeki sosyal medya yalanının ardından Suriyelilere yönelik linç girişimi yaşanmıştı.

Daha sonra bizzat Ankara Valisi Ercan Topaca tarafından yalanlanan bu iddia sonrası Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak tarafından skandal bir açıklama geldi.

"Hoşgörü ve tahammülü elden bırakmayalım" sözleriyle açıklamasına başlayan Kaynak, asıl derdini ise "Şu anda Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Osmaniye’de, Gaziantep’te hatta Ankara’da Ostim’de birçok ilde eğer Suriyeliler olmazsa düz işçilik yapan yok, fabrikalarımız durur" ifadeleriyle göstermiş oldu.

Her ay onlarca Suriyeli emekçi kayıt dışı ve güvencesiz çalışma koşulları sonucu ya hayatını kaybediyor ya da yaralanıyorken, yapılan bu açıklama AKP'nin Suriyelilere nasıl baktığını da bir kez daha gözler önüne serdi.

Suriyeli emekçilerin çalışma şartları ve karşı karşıya kaldığı ölüm ve yaralanmaları İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nden Murat Çakır'la konuştuk.

Çakır, "Zengin olanlar Sapanca'da villada oturabiliyor, ancak yüz binlerce yoksul Suriyeli sokaklarda yatıyor, günlüğü 10 TL'ye işte çalışıyor" diyor.

"ZENGİNLERİ SAPANCA'DA VİLLADA, YOKSULLARI GÜNLÜK 10 TL'YE ÇALIŞIYOR"

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Şu anda Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Osmaniye’de, Gaziantep’te hatta Ankara’da Ostim’de birçok ilde eğer Suriyeliler olmazsa düz işçilik yapan yok. Fabrikalarımız durur" dedi. Suriyelilere yönelik linç konusunda yapılan bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizde insanlarımızın her şeyden evvel sorgulaması gereken husus şudur: Suriye'deki savaşta Türkiye bir taraftır. Fiilen ordusu Suriye topraklarında bulunmaktadır. Yani Suriyeliler durup dururken kendi istekleriyle ülkelerinden göç etmediler. Savaş nedeniyle göç ettiler ve bunda Türkiye devletinin de sorumluluğu var. IŞİD vahşetini Suruç ve 10 Ekim'den biliyoruz, burada kendi ülkelerini neden savunmadılar eleştirilerini bu noktadan da düşünüp değerlendirmeli insanlarımız.

Yine burada zengin Suriyelilerle ya da Araplarla fakir olanları birbirinden ayırmalıyız. Sınıfsal bir durum açığa çıkıyor. Zengin olanlar Sapanca'da villada oturabiliyor, ancak yüzbinlerce yoksul Suriyeli sokaklarda yatıyor, günlük 10 TL'ye işte çalışıyor. Bakanın dediklerine bu noktadan değinmek lazım. Suriyeliler inşaatlarda 10-20 TL'ye çalışıyor veya tarım işçisi olarak, tekstilde ve metalde. Sigortaları yok vs. Bir çeşit ucuz işçilik. Türkiye'nin de uluslararası kapitalist işbölümünde yerinin ucuz işçilik transferi olduğu düşünülünce bu durum anlam kazanıyor.

Diğer yandan AB ile yapılan anlaşma var. 3 milyar euro karşılığı mesleki eğitimi olmayan Suriyeliler geri gönderildi ve limanda onları bekleyen dayıbaşları tarafından tarlalara gönderildiler, basında bu konu işlenmedi bile....

Tabii bir de Halep'ten ülkemize sanayinin taşındığı bilgileri var, Veysi Kaynak'ın bahsettiği şehirlere...

Suriyeliler Veysi Kaynak'ın açıklamalarından da anlaşılacağı üzere AKP için birer ucuz iş gücü kaynağı olarka görülüyor. Peki Suriyeli emekçilerin çalışma koşulları ne durumda?

Suriyeliler hemen hemen hepsi kayıt dışı çalışıyor. Devletin açıkladığı sayı 3 milyon kişi ama daha fazla olması muhtemel. Eskiden Türk işçiden düşük ücret alan Kürt işçi vardı, şimdi ise en düşük ücreti alan Suriyeli işçi mevcut. Yukarıda değindiğim gibi 10-20 TL, sigortasız çalışma, çalışma saatlerinin belirsizliği, kalacak yerin olmaması, sokaklarda yatma ya da işyerlerinde konaklama, beslenme sorunları, başka bir ülkeden gelme yüzünden alışılmadık ortamda kalmanın da etkisiyle ekstra sağlık sorunları, iş cinayetleri, yaralanmalar ve hastalıklar. Suriyeli işçilerin yaşam koşulları bu...

TÜRKİYE'DE SADECE GEÇEN SENE 96 GÖÇMEN İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin hazırladığı iş cinayetleri raporuna bir süredir Suriyeli emekçiler de girmeye başladı. Bu açıklamalar bunun artacağının da işareti olarak görülebilir mi?

Türkiye eskiden görece kapalı bir ülkeydi göçmenlere. Ancak sosyalist ülkelerin çözülüşü ve akabinde bölgemizdeki savaşlar göçmen işçi sayısında hızlı bir artışı getirdi. Önce Gürcü, Bulgar, Romen işçiler... Sonra Iraklı ve Afganlar ve nihayetinde devasa bir boyutta Suriyeliler.

Bu durum doğal olarak çalışma koşullarını da ekleyince göçmen işçi ölümlerindeki sayısal ve oransal artışı getiriyor...

Suriyeli mülteciler daha çok hangi iş kollarında çalışıyor ?

Suriyeli işçilerin ilk geldiklerinde çalıştıkları işkolunda ilk sırada tarım yer alıyordu. Şimdi inşaat ilk sırada, tarım ikinci sırada yer alıyor. Daha sonra tekstil, metal, gıda geliyor. Tabii bir de sokalarda atık kağıtçılık başta olmak üzere benzeri işler yapıyor Suriyeli işçiler.

Türkiye'de sadece geçen sene 96 göçmen işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 60'ı Suriyeli'ydi. Ülkemizdeki ekonomik sorunların nedeni olarak Suriyeli işçileri görmemeliyiz. Gerek devletin izlediği siyeset, gerek sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda bu adımlar atıldı. İşsizlik, sosyal sorunlarda tepkimizi bizi yönetenlere çevirmeliyiz. Doğrudur, insanlarımız çekiniyor, Suriyelilerin içinde cihatçılar denilen El Kaide ve IŞİD'ci unsurlar var, iktidar oy deposu olarak görüyor. Bu durum çözülmesi gereken bir mesele olarak duruyor. Ancak birlikte omuz omuza çalıştığımız inşaatlarda, tarlalarda, fabrikalarda ulusal kökenimize bakılmaksızın bir işçi kırımına uğruyoruz. Bu anlamda eğer birlikte ölüyorsak birlikte de fiilen mücadele vermeliyiz. Bize düşen görev göçmenler konusunda da sınıfsal bir bakış açısının oluşturulması, iktidarın-sermayenin çıkarlarının teşhir edilmesi ve işçilerin ortak mücadele içinde sorunlarının aşılması.