İşçileri ‘hak’sızlıkta eşitleyecekler

Çalışma Bakanı Çelik, kıdem tazminatının tasfiyesine ilişkin yaptığı her açıklamada, işçilere bugüne kadar yapılan haksızlığın giderileceği vurgusunu yapıyor.

(soL - Ekonomi) Hükümetin çalışma yaşamına yönelik yapacağı yeni düzenlemeler, başta gündeme “taşeron işçilerin mağduriyetini gidereceğiz” başlığı altında gelmişti. Taşeron işçilerinin mağduriyetinin giderilmesi konusunda bir adım atılmadığı gibi, tartışmalar yine kıdem tazminatının tasfiyesine kilitlendi. Taşeron işçilikle ilgili hükümetin önerileri ise haksızlıkları ortadan kaldırmak yerine, taşeronluğun meşrulaştırılmasını içeriyor.

Zaman eksik kalmıştı
Kıdem tazminatına ilişkin, sendikalara henüz bir taslak gönderilmemiş olmasına karşın, iktidara yakın medya organları, fonun avantajlarına ilişkin haberler yayınlıyor Hürriyet gazetesinde Şükrü Kızılot, kendi deyimiyle “yeni sistemin perdesini aralıyor” ve fonun ayrıntılarına ilişkin soruları yanıtlıyor. Çalışma yaşamının en kıdemli tartışma başlığı olan, tazminatın tasfiyesi ya da hükümet ve patron tarafının deyimiyle “fona devri” konusunda dün de Zaman gazetesinde ayrıntılı bir haber yer aldı. İsa Yazar’a konuya ilişkin bilgi veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kurulacak fonla, işçilerin kıdem tazminatlarının devlet güvencesine alınacağını savundu. Haberdeki ayrıntılara göre, fon sistemi ilk kez çalışmaya başlayanları kapsayacak ve mevcut çalışanların hakkı korunacak. Bu kişiler isterlerse fon sistemine de geçebilecek. Fonda tazminatlar aylık hesaplanacak, ancak işçi 15 yıl dolmadan fondan parasını çekemeyecek.

Dedikleri birbirini tutmuyor
Çelik, alınacak kıdem tazminatı miktarında bir düşüş yaşanmayacağını iddia ediyor. Oysa bundan önce çıkarılan taslaklarda yer alan oranlar, tazminatın ciddi oranda düşeceğini gösteriyor. Verdiği demeçlerle nabız yoklayan ve bir dediği bir dediğini tutmayan Çelik, birkaç gün önce, bir sendikanın, kıdem tazminatının yıllık 30 gün yerine, 20 güne düşürülmesine razı olduğunu iddia etmiş ve buna Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’ten itiraz gelmişti.

Çelik, gazetelere konuşurken, kıdem tazminatının işten çıkarmadaki caydırıcı etkisine ise hiç değinmiyor. Oysa, tazminatların fona devri halinde, patronların işçiyi işten çıkarması son derece kolaylaşıyor.

Hükümet bir yandan, “Üzerinde çalışıyoruz, sosyal taraflara sunacağız” derken, diğer taraftan düzenlemeler “netleşmiş” gibi tartışılıyor. Çelik’in bu tavrı dahi, AKP iktidarının sendikalarla görüşmeyi, sırf saldırıları meşrulaştırmak için yaptığını gösteriyor.

‘Henüz resmi bir taslak gelmedi’
DİSK’in yeni saldırılara karşı bir hazırlık içinde olup olmadığını sorduğumuz DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, henüz eylem programının net olmadığını söyledi. “Esneklik, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesi ve kıdem tazminatına ilişkin DİSK’in tavrı ortada. Bu konulardaki kırmızı çizgilerimizi daha önce de söyledik, bunlar aynen geçerli” diyen Çerkezoğlu, önümüzdeki hafta toplanacak olan Üçlü Danışma Kurulu’nun ardından taslakların daha net olarak ortaya çıkabileceğini söyledi. “Resmi olarak DİSK’e ulaştırılan bir taslak yok” diyen DİSK Genel Sekreteri, saldırılara ilişkin oluşturulacak eylem programının da kısa sürede oluşturulacağını söyledi.

‘Huzurunuzu bozup emekliliğe başvurmayın’
Kıdem tazminatı konusundaki tartışmalara ilişkin AA’ya bir açıklama yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Kimse huzurunu bozup, emekliliğe başvurmasın. Türk-İş, kıdem tazminatında geriye gidişe izin vermeyecek ve böyle bir oluşumun içinde olmayacaktır” dedi. Kıdem tazminatında hak kaybı niteliği taşıyan önerilerin kabul edilemeyeceğini söyleyen Atalay, “Tüm işçilerin iş güvencesi olmadığından ve işverenin işçiyi çıkarması kolay olduğundan, kıdem tazminatının koruyucu bir işlevi bulunmaktadır. Bu nedenle, İş Kanunu’nda sıralanan kıdem tazminatı ödeme koşulları değiştirilmemelidir. İş Kanunu’nda yer alan 30 gün ödeme koşulu korunmalıdır” ifadelerini kullandı. Atalay, Türk-İş’in 21. Olağan Genel Kurulu’nda aldığı kararın geçerli olduğunu söyledi. Genel Kurul’da, kıdem tazminatına dokunulması halinde genel greve gidileceği karara bağlanmıştı.