Dolardaki yükseliş hız kesmeden devam ediyor

Dolar fiyatları uzun sayılmayacak bir dönemin ardından tekrar yüksek seviyelere çıkmaya başladı. Geçen sefer ser faiz artırımı ile kuru dizginlemeye çalışan Merkez Bankası, bu kez bu silahı kullanmakta tereddüt yaşıyor. Önümüzdeki dönemde dolar kurunun 2.35 ve üstüne hareket etmesi olası.

Seçkin Dinçer

Dolar kuru geçtiğimiz Pazartesi günü 2.28 seviyesinin üzerine çıkarak, son 8 ayın en yüksek seviyelerini görmüş oldu. Bugün ise dolar kuru 2,29 seviyesini aştı. Aslında süreç bize pek yabancı değil. Şu an Merkez Bankası yükselen döviz kuruna, döviz satış ihalelerinde miktarı artırarak karşılık veriyor. Fakat, trendi tersine çevirecek bir hamle hiçbir şekilde söz konusu değil.

Öncelikle, Merkez Bankası’nın olağanüstü toplanarak faizleri artırdığı 29 Ocak tarihini anlatmak gerekiyor. O süreçte de merkezde Fed’in para politikası kararlarının olduğu bir dönemden geçiliyordu. Fed alımları azaltmaya başlamış, gelişen ülke para birimleri de buna mukabil dolar karşısında değer kaybetmeye başlamıştı. Türkiye özelinde ise, hem bölgesel riskten hem de Fed merkezli politikanın etkisinden kaynaklı olarak dolar 2.34- 2.35 seviyelerine gelmişti ( 27 Ocak 2014). Bu seviyenin yakalanmasının ardından Merkez Bankası, haftalık borç verme faizini yüzde 10’a çıkartmıştı. Çünkü artık en az riskle daha yüksek getiri sağlamak isteyen uluslararası yatırımcıların Türkiye’de kalması için daha yüksek bir faiz oranı gerekiyordu. Ensonu, Merkez Bankası döviz satarak rezervleri eritmek yerine, siyasi iktidarın faiz takıntısını ikna ederek, faiz artışına gitmiş oldu. Tabi doğal olarak TL’deki değer kaybı bir miktar frenlenmiş oldu.

Şimdi bu olaylar üzerinden 7-8 ay geçmiş durumda. Merkez Bankası o gün aldığı kararların etkisi, yapılan faiz indirmleri ve bölgesel ve uluslararası ekonomik gidişatın da etkisiyle buharlaşmaya başladı. FED alımları önümüzdeki ay bitiriyor ve faiz artıracağı tarih, neredeyse 6 ay sonrasına denk gelmesi bekleniyor. Ortadoğu coğrafyasındaki gelişmeler ve Türkiye’nin bu olaylara karşı takındığı tavır uluslararası yatırımcıyı tedirgin ediyor. Aslında dolarda hafta başında gözlenen yükselişi bir açıdan iki gün üst üste açılan 2- 5 ve 10 yıllık iç borçlanma senetleri ihalesine yoranlar var. Her ihale öncesinde, döviz kurunda bir yükseliş gözlenir. Spekülatif olarak tanımlanan bu hamle, daha düşük fiyattan bu yatırım aracını elde etmek için “büyük yatırımcılar” tarafından yapıldığı bilinir. Bunun yanında ay sonu olarak şirketlerin ve bankaların pozisyon kapattığı bir dönem. Yani dövizdeki bu 2.63’ten 2.80’lere yapılan yolculuğu bu ihale ve ay sonu özgüllüğüne yoranlar var. Ama sadece bununla açıklamayayız. Faiz indirimleri, düşük büyüme, yeterince azalmayan cari açık, yükselen enflasyon ve dolayısıyla yükselen işsizlik sarmalı FED hamleleri ve uluslararası büyük yatırımcılarla buluşunca trendin yönü açıkça belli oluyor.

Konu ile ilgili soL'a bilgi veren Ümit Akçay ise, "Doların yükselişinin ana nedeni FED'in yapmaya hazırlandığı politika değişikliği. Farklı ülkeler, kendi ekonomilerinin durumuna bağlı olarak bu yeni durumdan az ya da çok etkilenecekler. Bunun Türkiye ekonomisi için anlamı şu: 2000'ler boyu süren ve TL'nin değerli olmasına dayanan istikrar politikalarının sonuna gelinmiş olabilir. Zira döviz kuru, faiz oranları, enflasyon, cari açık, büyüme ve işsizlik gibi pek çok değişkeni etkiliyor. Doların yükselişi ile 2015 içinde, tıpkı Ocak 2014'teki gibi stagflasyonist eğilimlerin hızlanacağı bir yıla girebiliriz ancak bu seferki fark şu: ekonominin yönetiminin bu eğilimlere karşı geliştireceği politika tepkisinin alanı giderek daralıyor” yorumunda bulundu. 


Sonuç olarak, hikaye bugün farklı bir sertlikte benzer patikadan ilerliyor. Merkez Bankası da şu an için döviz satım ihalelerinde miktarı artırarak müdahale etmeye çalışıyor. Süreç düz mantıkla bakıldığında bile sert faiz artırımını zorlayacak bir noktaya doğru ilerliyor. Ekim ayı sonu bu açıdan kritik. Çünkü FED miktarsal genişlemeyi tamamen bitirmiş olacak. Bundan sonrası faiz artırımı. Bölgesel durumda ise daha uzunca bir süre stailizasyon söz konusu değil. Ülke ekonomisi de, siyasi iktidarın çizmeye çalıştığı iyimser tabloyu her gün yalanlıyor. Merkez Bankası'nın önümüzdeki dönemde faiz artırımı için gerekli baskıyı göreceği tahmin ediliyor.