Libyalı islamcılar kuracakları partinin batıcı olacağını ilan etti

Libya’daki düzen değişikliğinin dini otoritelerinden Ali Salabi, yeni kuracağı partinin en önemli programının Batı ile iyi ilişkiler olduğunu belirtti. Partinin modeli ise AKP ve Müslüman Kardeşler'in ılımlı islamı. Salabi'nin "ılımlılığı" ise faizin haram olduğu düşüncesine karşı çıkmasından ibaret.

Libya’da Kaddafi’nin öldürülmesi ile bir dönemin kapandığı emperyalist müdahale sürecinde Ali es Salabi’nin önderlik ettiği islamcı kanat önemli bir rol oynamıştı. Sadece verdikleri karşı-fetvalar ile değil, özellikle El Kaide-Taliban bağlantılı grupların muharip gücü ile de ülke içinde etkili olan grup, iktidarın devrilmesi sürecinde merkezi bir rolde bulunmuşlardı.

Hayatının 8 senesini Ebu Salim cezaevinde ve daha sonra Katar’da sürgünde geçiren Ali Salabi, İngiliz Telegraph gazetesine verdiği demeçte kuracağı yeni partinin de sinyallerini verdi. Açıklamasında hareketinin Libya anayasasının şeriatı temel almasını desteklediklerini fakat model olarak, Tunus ve Türkiye’nin örnek alınması gerektiğini açıkladı.

“Ulusal Özgürlük, Adalet ve Kalkınma Birliği”
Hareketin bölgesel adı olan Ulusal Özgürlük, Adalet ve Kalkınma Birliği, orjinal bir isim değil. Adını Mısır’da Müslüman kardeşlerin siyasal partisi konumundaki Özgürlük ve Adalet Partisi ve Türkiye’nin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir birleşiminden alıyor.

Salabi, El Kaide'nin kolu olan eski Libya İslamcı Savaş Grubu lideri Abdülhakim Belhac ile yakın ilişkisi ile de dikkat çekiyor. İngiliz istihbarat örgütü MI6 ile ilişkileri belgeler ile ortaya çıkan Belhac, şu anda Ulusal Geçiş Konseyinin başındaki isimlerden. Belhac da bu yeni oluşumu destekleyen isimler arasında.

Bu partilerin siyasal programının da temel olarak benimsendiğini açıklayan Salabi, “Bu islamcı değil, milli bir partidir, ama siyasal ajandası islamın genel prensiplerine ve Libya kültürüne saygı duyar” sözleri ile AKP’nin “muhafazakar islamcı” çıkışının yakınına düşüyor. Salabi’nin İhvan bağlantısı ise Katar’da geçirdiği sürgün hayatı boyunca uluslararası Müslüman Kardeşler örgütünün ruhani liderlerinden biri konumundaki Yusuf el Karadavi ile olan yakın ilişkisi. Libya’daki uluslararası müdahalenin Arap dünyasındaki en önemli destekçilerinden biri olan Katar, bu iki ismi de uzun yıllar boyunca barındırmıştı. Salabi ise Katar’ın Libya’daki muhaliflere yardımlarını reddediyor.

“NATO müdahalesi Batı’ya yönelik olumsuz düşünceleri değiştirdi”
Dini lider, emperyalizmin Libya’ya yönelik silahlı müdahalesinin Libya’lıların batı hakkındaki görüşlerinin olumlu yönde değişmesine neden olduğunu iddia etmekten de geri durmadı. Salabi, Telegraph’a konuşurken, “ABD, İngiltere ve Fransa’nın tutumu Müslümanların çoğunluğu üzerinde olumlu bir etki yarattı, batı hakkındaki genel yargılar şimdi daha olumlu” sözleri ile iktidarı kendilerine teslim eden emperyalizme selam çakmayı da unutmadı.

Batı’yı korkutmamalı
Salabi’nin çizdiği “ılımlı islamcı” portresinin ılımlılığı dahi tartışmalı. Cinsiyetler arası eşitliğin ve eşcinsel haklarının tamamen karşısında duran Salabi, Kaddafi döneminde yasaklanmış olan çok eşliliğin de geri getirilmesinin en önemli destekçilerinden biri olmuştu. Hamas’ın silahlı mücadelesini de eleştiremeyeceğini söyleyen Salabi’nin dinci aşırılıktaki tek sınırı ise emperyalizmin kâr hırsı. Salabi ve hareketi, müslüman olmayan finans kaynaklarının yasaklamasının ve faizin kaldırılması ilanlarının "aşırı açıklamalar" olduğu düşüncesinde. Salabi, Libya’nın başındaki isim olan Abdülcelil’in bu açıklamalarını “Bu kendi düşüncelerinden başka birşey değil, biz uluslararası bankacılık sisteminin bir parçasıyız” sözleri ile eleştirdi.

Yeni partinin manifestosu Londra’da ikamet eden sürgün avukat Ali Abusedra tarafından kaleme alınmıştı. “Bizim islam konusundaki algımız, bunun kendi hayatımız olduğu ve nasıl örgütleyeceğimize kendimizin karar vereceğidir” şeklinde konuşan Abusedra, daha detaylı bir siyasi hat örmediklerini, seküler çizgi ile birçok noktada kesişeceklerini düşündüğünü açıkladı.

(soL - Dış Haberler)