İran ABD kuşatmasını kırıyor

İran, son dönemde uluslararası alanda yaptığı diplomatik hamlelerle dış politikada hızlı adımlar atarken, ABD’nin “İranofobik” söylemini de kırmaya devam ediyor.

soL (DIŞ HABERLER) ABD'de başkanlık seçimleri sona yaklaşırken, adayların başlıca kampanya konuları arasında olan İran, uzun süredir dış politikasını belirleyen ABD kuşatmasını kırıyor. Tahran, geçtiğimiz hafta Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Başkanı Abdurrahman bin Hamad el Atiye'yi ağırlayarak komşularıyla ilişkilerinde yeni bir döneme adım attı.

Geçtiğimiz yılın Aralık ayında Doha'daki KİK zirvesine katılan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın İran ile konsey arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açma önerisinin ardından gerçekleşen ziyarette Atiye, Ahmedinejad'ın önerdiği bölgesel güvenlik anlaşması fikrine sıcak baktıklarını belirtti.

İran diğer yandan ABD işgali altındaki komşusu Irak ile de yakın ilişkiler geliştiriyor. Irak'taki ABD askerlerinin ülkeden ayrılma takvimini belirleyen anlaşma taslağı üzerinde çalışan Irak Başbakanı Nuri el Maliki, kısa bir süre önce taslağın incelenmesi için Tahran'a da gönderileceğini açıklamıştı.

ABD'nin geçtiğimiz ay Suriye'nin Irak sınırındaki bir köyü vurmasının ardından Körfez ülkelerinin, Beyaz Saray'ın bölgede istikrarı bozmaya yönelik hamlelerine tepki göstermeye başladığı belirtiliyor. Kısa bir süre önce, ABD'yi destekler bir söylemle İran'ın nükleer programını eleştiren KİK'in, artık bu konuda kaygı taşımadıklarına ilişkin beyanatları bu duruma örnek olarak gösteriliyor. Atiye de Tahran ziyareti sırasında konuyla ilgili olarak, "İran'ın tamamen barışçıl olan nükleer programını destekliyoruz" diyerek, dünyanın, İsrail'in elindeki kitle imha silahlarına göz yummasından dolayı şaşkınlığını dile getirdi.

İran, bölge dışında da yeni ortaklıklar geliştirmeye devam ediyor. Venezuela ve Rusya ile son dönemde yakın ilişkiler kuran Ahmedinejad, kısa bir süre içinde Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva'yı ağırlamaya hazırlanıyor.

Bu anlamda George W. Bush'un İran politikası giderek başarısızlığa doğru evrilirken, Bush'un bugün belli olacak selefinin de ABD'nin İran politikasında fazla bir değişiklik getirmeyeceği sanılıyor. Cumhuriyetçi aday John McCain'in İran'a karşı saldırgan bir söylem izlediği bilinirken, daha ziyade diyalog yanlısı beyanlarda bulunan Demokrat aday Barack Obama'nın da ekibinde İran'ın "büyük bir tehdit" olduğu düşüncesini destekleyenlerin sayısı hayli fazla.