Herkes Barzani’den bir şeyler bekliyor

Suriye Kürtlerinin Barzani’nin girişimiyle Erbil’de bir araya geldikten sonra ülkedeki bazı Kürt illerinde denetimi ele geçirmeleri sonrasında tarafların Kuzey Irak yönetimi nezdindeki girişimleri hız kazandı. Suriye Ulusal Konseyi’nden Davutoğlu’na kadar pek çok aktör bu hafta Kuzey Irak’ta…

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin girişimi sonrasında birlik anlaşması yapan Suriyeli Kürt örgütlerin ülkedeki bazı Kürt kentlerinin denetimini ele geçirmesinin ardından yaşanan gelişmeler bütün hızıyla devam ediyor.
Bu hafta Suriye’deki olaylarda rol oynayan çeşitli tarafların Kuzey Irak’a giderek, Barzani’yle görüşmesi ve gelişmelere yön verme çabalarını yoğunlaştırmaları dikkat çeken gelişmeler arasında.

Suriye Ulusal Konseyi lideri Erbil’de
Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Abdülbasit Seyda, Pazar günü Erbil’e gitti. Pazartesi günü Mesud Barzani ve diğer Kürt liderlerle görüştüğü açıklanan Seyda’nın, Suriye Kürtlerinin Suriye Ulusal Konseyi'ne katılmalarının sağlanması için girişimlerde bulunduğu öğrenildi.

Ana gücünü Müslüman Kardeşler örgütünün Suriye kolunun oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi, İstanbul’da kurulmuştu. Suriye içerisinde ciddi bir toplumsal tabana dayanmadığı bilinen örgüt, Batı devletleri tarafından Suriye muhalefetinin çatı örgütü haline getirilmek isteniyor. Böylece Suriye’de rejim değişikliği için her yola başvuran Batı ittifakı, Suriye muhalefetini ortak bir çatı altında birleştirmiş ve gayriresmi bir hükümet oluşmasına önayak olmuş olacak.

Ancak ülke içerisinde bir cismi bulunmayan örgüt, pek çok muhalif grup tarafından muhalefetin meşru temsilcisi olarak kabul edilmiyor. Geçtiğimiz ay Demokratik Birlik Partisi ile işbirliği anlaşması yapan Suriye Kürt Ulusal Konseyi de başlangıçta Suriye Ulusal Konseyi’yle (SUK) görüşmüş, ancak özellikle Kahire’de yapılan toplantıdan sonra bu yapıdan ayrı hareket etmeye başlamıştı. Ağırlıklı olarak Barzani yanlısı aşiretleri barındıran Suriye Kürt Ulusal Konseyi, kendisi de bir Kürt olan SUK Başkanı Abdülbesit Seyda’nın Barzani üzerinden başlattığı girişimle yeniden SUK çatısına dahil edilmek isteniyor.

Davutoğlu da Kuzey Irak yolcusu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da bu hafta Kuzey Irak’a giderek Mesud Barzani’yle Suriye’deki gelişmeleri görüşeceği biliniyor. Davutoğlu dün Konya’da yaptığı basın toplantısında ziyaretin bugün veya Çarşamba günü gerçekleştireceğini kaydetti. Dışişleri Bakanı ziyaretin amacını, “Barzani birkaç ay önce buradaydı. Bütün gelişmeleri ele almıştık. Yeni durumu gözden geçirecek şekilde bir istişare olacak. Ayrıca terörle mücadele bağlamında yürütülen faaliyetleri de ele alacağız. Suriye ve bölgedeki gelişmeleri de gözden geçireceğiz. Önümüzdeki hafta içinde büyük ihtimalle Çarşamba günü bu görüşme olacak” sözleriyle açıkladı.

Suriye’deki, özellikle Halep’teki çatışmalar konusunda da konuşan Davutoğlu, Esad yönetiminin Halep’te sivil yerleşimlere yönelik savaş uçaklarını kullandığını iddia etti. Dışişleri Bakanı şunları söyledi:

“Biraz önce de sayın Başbakanımızla Londra'dan görüştük. Gerçekten Halep'teki gelişmeler kaygı verici. Maalesef çok ciddi bir ağır silahlarla ve en önemlisi de hava kuvvetleri kullanımıyla Halep üzerindeki baskı artırılıyor. Hava kuvvetlerinin sivil bir yerleşim merkezine yönelik olarak kullanılıyor olması, bunu açıkçası uluslararası bir suç haline dönüştürür. Şu ana kadar da kullanılıyordu ama Halep'e dönük olarak yoğun bir yığınak yapıldığı istihbari bilgisini alıyoruz. Önümüzdeki birkaç gün içinde bu anlamda Halep'te maalesef insani kayıpları artıracak gelişmeler olmasından kaygılıyız. Bu konuda da ben BM Genel Sekreteri'yle de bir görüşme yapmayı planlıyorum. Zaten kendisinin de bu konuda uyarıcı mesajları vardı. Diğer ilgili ülkelerle de yakın temas halindeyiz. Böyle bir saldırı hem büyük bir göç başlatır hem de tabii Halep gibi büyük bir ekonomik ve ticari merkezin böylesine tahrip edilmesi Suriye'nin can damarının kesilmesi anlamına gelir. Bir yönetimin kendi ülkesini böyle hoyratça tahrip etmesi gerçekten artık bir insanlık suçu haline dönüşmekte. Bu konuda da biz gerekli girişimlerde bulunacağız. Atılması gereken adımları da atacağız. Yakından takip ediyoruz. Türkiye ile Halep arasındaki bölgedeki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Halep'in istikrar içinde yeni bir döneme hazırlanması bizim için hayati öneme haizdir. Bütün güney sınırlarımızda Halep'in özel bir önemi var. Onun için dün yaptığımız koordinasyon toplantısında da en temel konulardan birisi Halep'teki gelişmelerdi.”

Suriye ordusunun sivil yerleşimlere yönelik savaş uçaklarını kullandığına ilişkin herhangi bir kanıt bulunmamasına rağmen, Davutoğlu’nun aksini iddia etmesi dikkat çekti. Daha önce Libya lideri Muammer Kaddafi’nin sivil yerleşimleri uçaklarla bombalattığı iddia edilmiş ve bu iddia, ülkenin BM Güvenlik Konseyi tarafından uçuşa yasak bölge ilan edilmesine temel teşkil etmişti. İddianın muhalif gruplar tarafından uydurulduğu ise daha sonra ABD Savunma Bakanlığı tarafından dahi itiraf edilmişti.

PYD Sözcüsü: Barzani Türkiye’nin taleplerine boyun eğmez
Davutoğlu’nun Kuzey Irak ziyareti öncesinde Rudaw gazetesine demeç veren Demokratik Birlik Partisi (PYD) temsilcisi Hüseyin Koçar, Barzani’nin Türkiye’nin taleplerine boyun eğmeyeceğini umduğunu söyledi.

Koçar, “Başkan Barzani konusunda kötümser değiliz, çünkü Barzani Suriye’deki Kürtlerin birlik sağlaması için hevesli ve ciddi bir şekilde çalıştı” diye konuştu. Koçar sözlerine “Barzani birlik için çok çalıştı ve Erbil Anlaşmasının altını oyacak düzeyde Türkiye’nin etkisi altına girmeyeceğine inanıyoruz” diye devam etti. PYD Sözcüsü Erbil Anlaşmasına tam anlamıyla bağlı olduklarını vurgulayarak, pek çok kişinin anlaşmanın yapılamayacağına inandığını, ama yanıldıklarını kaydetti.

ABD ve Türkiye’nin Suriye’de “iflas etmiş bir devlet” oluşturmaya çalıştıklarını söyleyen Koçar, Suriye Ulusal Konseyi’nin de yarıdan fazlasının Müslüman Kardeşlerden oluştuğunu belirtti. Koçar, “Suriye halkı [SUK’un] başarısız olacağını biliyor, çünkü Müslüman Kardeşler Suriye gibi çok etnisiteli, çok dinli ve çeşitli bir toplumu yönetmeyi başaramaz” diye konuştu.

PYD’nin Suriye’nin Kürt bölgesinde Esad’la işbirliği yapması sayesinde hakim olduğu iddialarına da değinen Koçar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halkı yanlış yola sürüklemek üzere rejimle ilişki kurduğumuz yönünde dedikodular yayılıyor. Bu doğru olsaydı neden savunma birliklerimizin üyeleri öldürülüyor? Neden protesto eylemcilerimiz öldürülüyor? Neden bazı bölgelerde savaşıyor olalım? Bu dedikoduları yayanlar Kürtlerin kendi kendilerini örgütlendikleri ve alternatiflere sahip oldukları gerçeğinin ortaya çıkmasını istemiyorlar.”

Barkey'in röportajıyla ilgili analizimizi buradan okuyabilirsiniz: CIA Türkiye uzmanı Barkey: ‘ABD Kürtleri değil, bütün bölgeyi yönetmenin derdinde’

Barkey “Suriye’de Barzani olacak” demişti
Dün Akşam gazetesine röportaj veren CIA Türkiye uzmanı Henri Barkey, uzun vadede Suriye’nin Kürt bölgesinde de Barzani’nin hakim olacağını ileri sürmüş ve şöyle konuşmuştu:

“Hepimiz biliyoruz ki Türkiye bulmadı Abdullah Öcalan'ı Kenya'da. Mademki ABD veya Batı Türkiye'yi bölmek istiyor niye Öcalan'ı yakalayıp Türk Devleti'ne hediye etti? PKK ile savaş meselesinde niye hiçbir zaman Türkiye'yi tenkit etmiyor? Bugün Kuzey Irak'taki istihbaratın çoğunu da ABD'nin yardımıyla alıyor Türkiye. Barzani'ye sürekli 'PKK'ya baskı yap' diye bastırıyor. Neden yapsın ki o zaman? ABD'yi o kadar güçlü görenlere söylüyorum: 'Amma da beceriksizmişiz yahu! 1920'lerden beri aynı şeyi yapmaya çalışıp bir türlü beceremiyoruz o zaman, öyle mi?' Bakın, Suriye'de, Türkiye'de, Irak'ta ve İran'da bir Kürt etnisitesi var. 'Bunlar yok' dersek, ortadan kalkmayacaklar. Ok yaydan çıktı. Artık yapılması gereken bunun yönetilmesi süreci.”

Suriye Ulusal Konseyi yöneticilerinden Davutoğlu’na kadar, Suriye’deki gelişmeler konusunda rol oynama iddiasındaki aktörlerin tek tek Barzani’nin eşiğini aşındırmaları Barkey’in yaklaşımını paylaştıklarını düşündürüyor.

(soL-Dış Haberler)