Gülen cemaatinin en yoğun örgütlenmesi ABD'de

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post'un internet sitesinde yayımlanan bir makaleye göre, Gülen cemaati ABD'deki en büyük charter (sözleşmeli) okul ağına sahip örgütlenme haline geldi.

"Gölge CIA" olarak adlandırılan Stratfor adlı istihbarat kuruluşunun iç yazışmalarının Wikileaks tarafından sızdırılıp yayımlanmasının ardından, bu yazışmalarda adı geçen Fethullah Gülen cemaatinin ABD'deki faaliyetleri üzerine haberler yeniden gündeme gelmeye, cemaatin ABD'de işlettiği ilk ve ortaöğretim okulları ağı yeniden sorgulanmaya başladı.

Bundan yaklaşık 1 yıl önce, cemaatin "charter" okullarındaki (kamu parasıyla fonlanan özel okul) şüpheli faaliyetler nedeniyle FBI tarafından soruşturulduğu açığa çıkmıştı.

Geçtiğimiz hafta ise ABD medyasının önemli gazetelerinden birinin, Washington Post'un internet sitesinde yer alan bir blogda, Gülen cemaatinin okullarına ilişkin bir yazı yayımlandı. Geçtiğimiz yıl açılan FBI soruşturmasında olduğu gibi bu kez de Türkiye'deki basının dikkatini çekmeyen yazı, "Parents Across America" adlı bir sivil toplum örgütünün kurucularından Sharon Higgins imzalı idi. Higgins, Fethullah Gülen hareketiyle bağlantılı olarak ABD'de faaliyet gösteren charter okul sayısının 135 olduğunu, bu okullara 45 bin öğrencinin devam ettiğini vurgulayarak, ABD'nin en büyük charter organizasyonu olan KIPP’in dahi, 109 okulla Gülen cemaati okullarının gerisinde kaldığını belirtti.

Yazıda, Gülen okulları hakkında "rüşvet, okulları siyasi amaçlar için kullanmak, öğrenci bilim fuarlarına gönderilen ürünlerin öğretmenler tarafından yapılması, adaletsiz işe alım ve işten çıkarma” gibi bir dizi iddia olduğu vurgulanırken, FBI'ın Gülen hareketine bağlı bu okullar hakkında zaman zaman soruşturmalar yürüttüğü belirtildi.

"Gülen Hareketi"nin detaylı bir analizinin sunulduğu, Stratfor ve Rand gibi ABD merkezli önde gelen think-tank kuruluşlarının ilgili haber ve raporlarına bağlantıların verildiği yazıda, söz konusu okulların SSCB’nin yıkılmasının ardından Orta Asya'da etkili olduğu ve bugün 100'den fazla ülkede faaliyet gösterdiğine dair bilgilere de yer verildi.

ABD’deki ilk Gülen okulunun 1999 yılında açıldığı ve ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nun bu okullarda çalışmak için ABD’den vize isteyen çok sayıda kişiden şüphelenerek bir rapor yayınladığı belirtilirken, bu okullara yönelik olarak diğer ülkelerde de çeşitli kaygılar bulunduğu açıklandı.

Gülen hareketinin kendisini "diyalog, hoşgörü ve anlayış" kavramları ile tanımladığı fakat Türkiye'de çok tartışmalı olduğu belirtilen yazıda, hareketin "yaratılışçılık" ve benzeri konularda kendi muhafazakâr dinci gündemine bağlı hareket ettiği, siyasi muhaliflerini baskıladığı, basını ele geçirdiği, ordu ve polis gücüne sızdığı ve ülkenin önde gelen gazetecilerinin tutuklanmasından sorumlu olduğunun altı çizildi.

Yönetici ve çalışanların, okulların Gülen cemaatiyle bağı sorulduğunda, ya doğrudan inkar ettikleri ya da belirsiz yanıtlar verdikleri ve Gülen cemaatinin gerçek niyeti konusunda oldukça yaygın spekülasyon olduğu vurgulanırken, konunun önemi nedeniyle, Amerikan halkının bu hareket ve charter okulları ile bağlantısı hakkında bilgilendirilmesi için çok fazla neden olduğu, kamu görevlilerinin bu durumu çözmesi için zamanın çoktan geldiği belirtildi. Gülen hareketinin parasını ABD halkının ödediği eğitim sistemi içinde bu kadar geniş bir alana neden ve nasıl yayıldığını soran ABD'lilerin sayısının arttığı belirtilen yazıda, ABD halkı bu duruma karşı çıkmaya çağrıldı.

ABD'nin charter okul sistemi sayesinde, Gülen cemaati en yoğun örgütlenmesini burada yaptı. Charter okullar, özellikle eğitim sisteminin geri kaldığı alanlarda ve nüfus gruplarına yönelik olarak, hazineden alınan parayla, fakat özerk bir yönetime sahip olarak işliyor. Cemaatin ABD’nin 25 eyaletinde, 120’den fazla charter okula sahip olduğu biliniyor. Bu okullar tamamen kamu kaynakları ile finanse ediliyor.

Cemaatin kadroları, bir süre cemaatin bir eyaletteki okulunda çalışıp sonra başka bir okula, bazen bir şirketin yönetim kuruluna geçecek şekilde bir rotasyon sistemiyle çalışıyorlar.

İşte bu yaygın okul ağı, geçtiğimiz yıl Pensilvanya’daki savcılık tarafından koordine edilen, ülke çapında ve ciddi bir inceleme altında. Yalnızca FBI değil, Çalışma ve Eğitim Bakanlıkları da Gülen okullarını mercek altına almış durumda. Cemaatin çeşitli kuruluşlar adına kurduğu ve cemaatle ilişkisini saklamaya çalıştığı 130 civarı okulun devletten aldığı desteğin bir kısmını çeşitli yolsuzluklarla cemaatin kasasına aktardığı iddiasının incelendiği soruşturma, Türkiye’de ilginç biçimde pek gündeme getirilmemişti. soL, konuyla ilgili yaptığı çok sayıda haberi bir dosya halinde okurlara sunmuştu.

(soL - Haber Merkezi)