Davutoğlu Erbil’de: Suriye Kürtlerini bekleyen tehlike

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün Mesud Barzani’yle görüşmek üzere Erbil’e gitti. Suriye Kürtlerinin, Barzani aracılığıyla Davutoğlu’na bir mektup ilettiği iddia ediliyor. Suriye’deki Barzani yanlıları ise PYD’ye dönük eleştiri dozunu giderek artırıyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün Erbil’e gitti. Dışişleri Bakanı, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’yle ağırlıklı olarak Suriye Kürdistanı’ndaki durum hakkında görüşecek. Dün yapılan görüşmenin içeriği konusunda ayrıntılı bir açıklama yapılmadı. Ancak Milliyet’te yer alan bir habere göre, Temmuz ayında Erbil’de oluşturulan Kürt Yüksek Heyeti temsilcileri de Davutoğlu’na taleplerini içeren bir mektup iletti.

Namık Durukan’ın haberine göre 8 kişiden oluşan heyetin içerisinde Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim de yer aldı. Haberde, Barzani aracılığıyla iletilen talepler arasında Kürt Yüksek Heyeti temsilcilerinin Ankara’ya gelerek Suriye’deki durum hakkında Türkiye yönetimiyle görüşmek istediklerinin de yer aldı iddia edildi. Milliyet’in haberinde Kürt Yüksek Heyeti’nin resmi bir ziyaretle Ankara’ya gelmeyi ve bölgedeki Kürt yapılanmasının Ankara’nın bilgisi dahilinde gerçekleşmesini talep ettiği iddia edildi.

Davutoğlu’nun ise Barzani ile görüşmesinde PYD’den duyduğu rahatsızlığı ilettiği, “PYD’nin kontrol altına alınması gerektiğini” söylediği aktarıldı. Görüşme sonrasında yayımlanan ortak bildiride ise “Suriye’de otorite boşluğundan istifade etmeye çalışacak her türlü şiddete başvuran grup ya da örgütün ortak bir tehdit olarak algılanacağı” konusu da vurgulandı. Yeni Suriye’de her türlü terörist ve aşırıcı grubun varlığına izin verilmemelidir” denildi.

Kürt Ulusal Konseyi Başkanı PYD’ye yönelik eleştiri dozunu artırıyor
Barzani yakınlığıyla bilinen Rudaw gazetesine röportaj veren Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Abdülhakim Başar ise PYD’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu.

“Batı Kürdistan’da kaç şehir rejimden kurtarıldı” sorusuna “hiç” diye yanıt veren Başar, Suriye güvenlik güçlerinin halen Kürt kentlerinde bulunduğunu söyleyerek, sözlerine “Hükümet binalarının tepesine bazı siyasi bayraklar çekildiği doğru, ama rejim isterse onları indirtir. Suriye yönetimi hâlâ kamu dairelerinin kontrolünü elinde tutuyor. Teçhizatlarını herhangi bir sorunla karşılaşmadan oradan oraya taşıyabiliyorlar. Bu yüzden hiçbir Kürt şehrinin kurtarılmadığını söyleyebilirim” diye devam etti.

PYD’ye yönelik suçlamalarda bulunan Başar, “Bu partinin eylemleri Batı Kürdistan’daki Kürtlerin itibarını zedeledi. Rejimin ortağı olarak görülüyorlar. Rejimin kamu dairelerini herhangi bir çatışma olmadan Kürtlere bırakması Suriye’deki Kürtlerin çıkarlarını zedeledi ve Kürt ve Suriyeli devrimciler arasında düşmanlığa sebep oldu” diye konuştu.

Barzanici Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Başar, Esad yönetiminin PYD ile önceden anlaşarak Kürt kentlerinden çekilmiş olup olmadığına ilişkin soruya da “Bu yönde bir kanıtımız yok ama gerçekler öyle gibi görünüyor” dedi.

Halen Kuzey Irak’ta yaşayan Kürt Ulusal Konseyi Başkanı, “PYD Suriye Kürtlerini hayal kırıklığına uğrattı. Eğer bu durum sürerse Kürt birliği de tehlikeye girer. Kürtler, kendilerini koruması için Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) katılmalı. İnsanlar PYD’ye daha fazla katlanamıyor. Suriye’deki Kürt gençleri bizimle temasa geçip, bu durum sürerse ÖSO’ya katılmak dışında bir seçeneklerinin kalmayacağını söylüyorlar” dedi.

Birkaç gün önce Efrin’de bir PYD üyesinin Kürt Ulusal Konsey tarafından öldürüldüğü iddiasını yalanlayan Abdülhakim Başar, PYD’nin gruplarının üst düzey bir yöneticisi olan Nasreddin Piro’yu öldürdüğünü ileri sürdü.

Kürt Ulusal Konseyi’nin ABD, İngiltere ve Batı’yla güçlü ilişkileri olduğunu ifade eden Başar, “Kürtlerin haklarını savunduğu için özellikle Fransa’yla güçlü ilişkilerimiz var. Fransızlar Kürtlerin federalizmi savunma hakkı olduğunu söylüyor. ABD federalizmden bahsedilmesin, çünkü Araplar bundan hoşlanmıyor diyor. Bu aşamada ABD, Araplarla dostluğunu pekiştirip, daha sonra yapılacak görüşmelerde federalizmi savunacağını söylüyor. İngiltere’nin net bir pozisyonu yok, ama Kürtlerin haklarını savunduklarını söylüyorlar” diye devam etti.

Davutoğlu’yla daha önce iki kez görüştüğünü kaydeden Abdülhakim Başar, Türkiye’nin Kürtlerin yalnızca yeni kurulacak hükümete bakan ve belediye başkanı vermesini istediğini ifade etti. Kürdistan Ulusal Konseyi Başkanı “Onlara Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yolunu izlemeyeceğimizi ve Suriye Kürtleriyle iyi ilişkiler kurmalarının kendi çıkarlarına olduğunu söyledik” diye devam etti.

ÖSO: “Suriye’de Kürt bölgesine izin vermeyeceğiz”
Pazartesi günü Bugün gazetesine konuşan Özgür Suriye Ordusu yöneticisi Riyad el Esad ise “bir karış Suriye toprağının dahi ayrılmasına izin vermeyeceğiz ve bunu gerçekleştirmeye çalışan herkesle savaşacağız” demişti. Esad, ÖSO’nun Kürtlerle çatışmayı şu anda göze alamayacağını ifade etmesine karşın, “Ancak Kamışlı’yı hiçbir şekilde herhangi bir Kürt fraksiyonunun gündemine terk etmeyiz ve Suriye toprağının her karışı için savaşmaya hazırız” diye konuşmuştu.

Fransız petrol tekeli de Barzani’yle anlaştı
Bu hafta Suriye’nin Kürt bölgesini de ilgilendiren bir başka gelişme daha yaşandı. Fransız petrol tekeli Total, ABD’li Chevron, ExxonMobil ve Marathonoil’in ardından Kuzey Irak yönetimiyle petrol arama ve çıkarma anlaşması yaptı. Kürt Ulusal Konseyi Başkanı’nın “Kürtlerin haklarını savunuyorlar” dediği Fransa’nın, Irak’ın iç dengelerine bu şekilde dahil olması dikkat çekti. Kürdistan Bölgesel Yönetimi haber ajansı Peyamner’de yer alan haberde, “Total bu anlaşma ile Amerikalı rakibi Chevron grubundan sonra Bağdat merkezi hükümetinin tehditlerine rest çekerek Federal Kürdistan’ı seçmeyi göze aldı. AFP ajansına göre Total’ın bir sözcüsü bu konuda Irak makamlarını bilgilendirdiklerini söylemekle yetindi” denildi.

Tehlike büyüyor
Temmuz ayında Mesud Barzani’nin girişimiyle anlaşmaya varan Suriyeli Kürtler arasındaki ihtilaflar, Türkiye’nin de müdahaleleriyle derinleşiyor. İttifakın Barzanici bileşeni Kürt Ulusal Konseyi, açıkça ÖSO gibi silahlı güçlerin denetlenmesini talep ediyor. PYD ve Kürt Ulusal Konseyi üyeleri karşılıklı olarak birbirlerini üyelerini öldürmekle suçluyor. Bu esnada emperyalist güçler çeşitli kanallarla Barzani üzerindeki nüfuzlarını artıran adımlar atmaya devam ediyor.

Suriye’nin Kürt bölgesindeki gelişmeler, Suriye’nin bütünündeki gelişmelere paralel bir biçimde, tehlikeli bir seyir izliyor.

(soL-Dış Haberler)