Brahimi'nin planları da işe yaramadı: Suriye muhalefeti ateşkes önerisini kabul etmiyor

Kofi Annan'ın istifasının ardından BM Arap Birliği Suriye Elçiliği görevine getirilen Brahimi, hazırladığı planı geçtiğimiz günlerde duyurmuştu. Kurban bayramında ateşkes ilan edilmesini amaçlayan plan, esas olarak Esad yönetimini ikna etmeyi hedeflemesine karşın, ilk önce Suriyeli muhalifler tarafından reddedildi.

Kofi Annan'dan sonra Birleşmiş Milletler-Arap Birliği Suriye elçisi olarak iş başına getirilen Lahdar Brahimi, daha önce Türkiye, Suudi Arabistan ve İran'a düzenlediği görüşme programının dördüncü ayağı olarak geçtiğimiz gün gittiği Irak'ta Devlet Başkanı Maliki ile yaptığı görüşmede, Suriye'de bir ateşkes anlaşması yapılabilmesi için "Irak'ın Suriye üzerindeki nüfuzunu kullanması"nı istedi. Brahimi, Bağdat'a gitmeden önce, sözcüsü Ahmet Fevzi'nin yaptığı yazılı bir açıklama aracılığıyla, "siyasi sürecin başlatılabilmesi için taraflar arasında yapılacak bir ateşkesin gerekli olduğu"nu söylemişti.

"Kurban Bayramı ateşkesi", Brahimi'nin, BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın BM-Arap Birliği Suriye elçiliği görevinden geçtiğimiz Ağustos ayının sonunda istifa etmesinin ardından işbaşına gelmesinden sonra gündeme getirdiği ilk plan olma niteliğini taşıyordu. Brahimi çağrısını gezisinin Tahran ayağında yapmıştı.

Lahdar Brahimi'nin Irak ziyaretiyle verilmeye çalışılan mesaj ateşkese ikna edilmesi gereken tarafın Suriye yönetimi olduğu yönünde iken, Brahimi'nin planının tıpkı Kofi Annan planında olduğu gibi yine silahlı muhalefet tarafından sabote edildiğini gösteren bir işaret dün geldi. Brahimi'nin önümüzdeki Kurban Bayramı süresince Suriye'de ateşkes yapılması yönündeki çağrısı, Özgür Suriye Ordusu tarafından reddedildi.

Suriye, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın barış planındaki yerini sorguluyor
Suriye Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Cihad Makdissi ise Suriye devlet haber ajansı SANA'nın bildirdiğine göre, Brahimi'nin gündeme getireceği herhangi bir planın başarılı olması için bütün tarafların kararlılık içinde olması ve planının Suriye'deki silahlı gruplar üzerinde etkisi olan dış ülkeleri de kapsaması gerektiğini bildirdi.

Makdissi, Suriye yönetiminin gösterdiği işbirliğine rağmen uluslararası barış planlarını engelleyen tarafların silahlı gruplar ve bunlar üzerinde etkili olduğu bilinen ülkeler olduğunu vurguladığı açıklamasında Türkiye ve Suudi Arabistan'ın kastederek, "Brahimi'nin, Suriye'deki silahlı gruplar üzerindeki etkisi bilinen ülkeleri de içeren ziyaretlerinin sonuçlarını öğrenmek için kendisinin Suriye'ye gelmesini bekliyoruz" dedi.

ÖSO Suriye halkını tehdide ve ülkeyi yıkmaya devam ediyor
Brahimi'nin ateşkes önerisini reddettiğini açıklayan ÖSO bir yandan da, Suriye halkını tehdit eden ve ülkenin tahrip olmasına yol açan saldırılarına devam edeceğini gösterdi. Ülkedeki hakimiyetlerinin her geçen gün arttığına yönelik iddialarına devam eden ÖSO, Halep kentindeki 8. yüzyıldan kalma Umayyad Camisi'nin tahrip olmasına yol açan saldırısının ardından caminin de içinde bulunduğu şehrin kuzeybatısının boşaltılması için sivillere çağrı yaptı. Tehdit niteliğindeki çağrı, Suriye yönetiminin Umayyad Camisi'nin restorasyonu çalışmalarını başlatacağını açıklamasının hemen ardından geldi.

Yine Youtube aracılığıyla son günlerde yayılan videolar ise, ÖSO'nun elinde ağır silahların bulunduğunu daha açık bir şekilde kanıtlıyor. Suriye'de psikolojik üstünlüğün ÖSO'da olmasının sağlanmaya çalışıldığı görüntülerin artık taşınabilir füze sistemleri olarak bilinen MANPAD'ları da içerdiği gözleniyor.

Suriye'de barış planlarını kim sabote ediyor
Suriye'deki krizin çözümü için tek seçenek olarak gösterilmeye çalışılan "Annan Barış Planı"nın, Suriye yönetiminin terör saldırılarıyla zayıflatılarak ülkenin istikrarsızlaştırılmasını sağlamak için zaman kazanma ve Suriye'ye yönelik bir askeri müdahale için zemin hazırlama amacıyla gündeme getirildiğine yönelik yorumlar, aradan geçen aylarda yaşanan gelişmelerle de doğrulanmıştı. Silahlı muhalefet dış ülkelerden gelen terör zanlılarının da katılımıyla sayısal olarak yükselişe geçerken, dış ülkelerden yapılan silah transferlerinin arttığı ve daha ağır silahlarla donatıldığı gözlendi.

"Annan Barış Planı" bilindiği gibi, Suriye yönetiminin yapıcı çabalarına ve BM Güvenlik Konseyi üyeleri Rusya ve Çin'in desteklemesine rağmen, karşı kampta yer alan Suriye silahlı muhalefeti ve silahlı muhalefeti destekleyen Suudi Arabistan, Türkiye, Katar gibi ülkeler tarafından baltalanmıştı. En son 4 Haziran tarihinde ÖSO, "bundan sonra Annan Planı ve ateşkesin kendilerini bağlamadığı"nı ilan etmiş, aynı açıklamada son birkaç gün içinde 80 Suriye Ordusu askerinin ÖSO tarafından öldürüldüğü, ÖSO'nun saldırılarına devam edeceği söylenmişti. ÖSO sözcüsü Sami el Kürdi tarafından yapılan açıklamada, uçuşa yasak bölge ve tampon bölge oluşturulması gerektiğini söyleyerek dış müdahale çağrısı yapılmıştı.

Suriye'deki krizin yine ilk elden sorumlusu olan Körfez Arap ülkeleri ve Batılı ülkeler de, bizzat kendilerinin gündeme getirdikleri Annan Planı'nın baltalanmasında yine ilk elden sorumluluk sahibi olmuşlardı. BM-Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın "barış planı" çerçevesinde 12 Nisan 2012 tarihinde yürürlüğe giren ateşkesin ardından silahlı muhaliflerin saldırılarının devam ettiği yönünde haberler Arap ve Batı basınında görmezden gelinirken, o dönemde gerek BM Genel Sekreteri Ban ki Moon'un mesajları, gerekse de Paris'te toplanan "Suriye'nin Dostları" toplantısından çıkan mesajlar, sürecin "Barış Planı" adı altında Suriye'ye yönelik baskının daha da artırılması için kullanıldığını göstermişti.

(soL-Dış Haberler)