ABD’nin kucağındaki Meksika

Clinton’un Meksika ziyareti işbirliği kılıfı altında daha çok bağımlılık getiren sürecin devamından başka bir şey getirmiyor.

soL (DIŞ HABERLER) ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Meksika'ya bir ziyarette bulundu. ABD yönetimi ve Meksika hükümeti arasındaki ilişkinin şekli daha çok bağımlılık ilişkisi olarak biliniyor. Bu bağımlılığın en geçerli nedeni ise ABD'nin sürekli olarak Meksika'da bitmek bilmeyen uyuşturucu ticareti üzerinden ülkeyi baskı altında tutması. Bu bağımlılık ilişkisinin en meşru yanını ise ABD'nin Meksika'nın güvenliğinden ekonomisine kadar birçok konuda Meksika'nın içişlerine karışması oluşturuyor.

Hillary Clinton'un Meksika ziyareti de bu minvalde değerlendirilebilecek bir ziyaret oldu. Obama'nın uyuşturucu ticaretiyle mücadelede öngördüğü yeni planları paylaşmak için Meksika'ya giden Clinton'un ziyareti sırasında uyuşturucu ticaretinin yoğunluğuyla ilgili sorumluluğu kendilerine biçmesi bundan sonraki süreçte daha çok birlikte proje üretmeleri için zemin oluşturmanın kapılarını da açıyor. Uyuşturucu ve silah ticaretinin birlikte yürüdüğü sınırda yaşanan sorunlardan dolayı kendilerinin de sorumlu olduğunu belirtti. 2008 yılından beri uyuşturucu mafyasının kurbanı olan 7000 Meksikalı'ya dikkat çeken Clinton, bu çerçevede Meksika hükümetiyle güvenlik anlamında daha sıkı bir işbirliğine gitmeleri gerektiğini vurguladı. Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon'la da görüşme yapan Clinton işbirliği konusunda sorun yaşamadıklarını belirtti.

ABD Kongresi son olarak uyuşturucu ticaretiyle mücadele için Meksika'ya yapılacak 700 milyon dolarlık yardımı onayladı. Ancak bu mücadelenin sadece parasal ayağı. ABD Meksika sınırına her geçen gün daha fazla askeri yığınak yaparken, Meksika hükümeti de bu anlamda hem içerde hem de sınırda artan suç oranları nedeniyle "yetersiz" bir sıfatla tanımlanır oldu.

Bu durum ise ABD'nin Meksika'yla kurduğu işbirliğini daha fazla bağımlılığa çevirmesine olanak sağlıyor. Yakın zaman önce Ulusal İstihbarat Birimi Başkanı Dennis Blair'in Meksika hükümetinin kendi toprakları üzerindeki egemenliği yitirdiği yorumu da bu hükümetin yetersizliğini açık eden bir açıklama oldu. Calderon bu yorumlara "ABD bizi hedef göstereceğine, kendi sınırında yaşanan yolsuzluklara dikkat etsin, dönüp aynaya baksın" gibi sert bir yanıt vermişti. Ancak Calderon'un çıkışı çok da ciddiye alınmadı. Çünkü Meksika'nın ABD'yle NAFTA üzerinden kurmuş olduğu ekonomik bağ da ülkenin çıkmazları arasında.

NAFTA Meksika'yı kullanıyor
Meksika, ABD'nin Latin Amerika'daki serbest ticaret anlaşmalarına ilk dahil olan ülke olduğu için 1 Ocak 2008 yılından itibaren sınırlarını gümrüksüz olarak ABD ve Kanada ülkelerine açmış durumda. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması olarak bilinen NAFTA'yla temel besin maddelerinin üstündeki gümrüklerin kalkması yıllardır zaten zor durumda olan Meksika tarımının çökmesine neden oldu. Küçük çiftçilerin iflası ise her yıl binlerce ABD'ye göç eden binlerce Meksikalı'nın arasında çiftçilerin de girmesine neden oldu. ABD'nin NAFTA'ya Orta Amerika'ya taşıma hedefinin ilk ayağı olan Meksika'da çiftçilere iflas getiren uygulamanın göçe zorlaması ise yine ABD tarafından baskı unsuru olarak kullanılıyor.

Anlaşmanın tek taraflı iyiliği
ABD ile Meksika arasında, ABD'nin bu ay içinde NAFTA'yı zedeleyen adımlar atması nedeniyle gerginlik yaşanıyor. ABD, Meksikalı kamyonlara Amerika içindeki yolları kullanma olanağı sağlayan pilot uygulamayı durdurma kararı aldı. Buna misilleme olarak Meksika hükümeti de, ABD malı tarım ve sanayi ürünlerine yüksek ithalat vergileri koyacaklarını açıkladı. Ekonomi Bakanı Gerardo Ruiz Mateos, "Amerikan hükümetinin eylemlerini hatalı, korumacı ve anlaşmanın açık ihlali olarak görüyoruz. Kendi kamyonculuk sektörlerini koruma kararı diğer ülkeleri ve bölgeyi etkileyecek" dedi.