Avusturya’da 3 yıldır gündemde olan “İslam Yasa Tasarısı” Çarşamba günü Meclis’ten geçerek yasalaştı. Yasa ülkedeki İslami dernek ve camilerin yurtdışından finanse edilmesine son veriyor, ülkede görev yapan imamların eğitimi üzerindeki denetimleri sıkılaştırıyor ve imamlara Almanca konuşma şartı getiriyor.
AMAÇ YABANCI DEVLETLERİN ETKİSİNİ KIRMAK
Yasayla ilgili BBC’ye konuşan Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, yasanın amacının ülkedeki Müslümanlar üzerinde başka devletlerin siyasi etkisini kırmak olduğunu söyledi. Yasanın Avusturya açısından bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Kurz, “Yurtdışından sağlanan siyasi etki ve denetimi azaltmak, İslam’a toplumumuz içerisinde ve paylaştığımız Avrupa değerlerine uygun olarak özgür bir biçimde gelişme şansı vermek istiyoruz” dedi.
DİYANET’İN İMAMLARI DÖNECEK
Başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın başka ülkelerinde de benzer yasaların çıkması bekleniyor. Avusturya’da çıkan yasayla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı ülkede görev yapmak üzere imam gönderemeyecek.
Habertürk gazetesi, yasayla birlikte Türkiye’den giden ve camilerde görev yapan 65 Türk imamın da Türkiye’ye döneceğini yazdı. Yasa, Avusturya devletinden maaş alan imamların görevlerine devam etmesini öngörüyor.
GÖRMEZ: ‘AVUSTURYA’YA YAKIŞMADI’
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez yasaya tepki göstererek, “Avusturya’ya ve Avusturya’nın tarihine yakışmadı” dedi. Yasanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden döneceğini umduğunu söyleyen Görmez, maaşlarını Diyanet’ten alan imamlar konusunda şunları söyledi: “Bilhassa üzerinde durulan en önemli hususlardan birisi de bugüne kadar 30-40 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığının Avusturya’da yaşayan vatandaşlarımıza götürdüğü din hizmetleri. Bu din hizmetlerini hem Avusturya’da hem Almanya'da, Avrupa'nın her tarafında Diyanet İşleri Başkanlığı, 40 yıldır orada kurulan, oradaki ülkelerin kanunlarıyla kurulan müesseselerle ortaklaşa işbirliği içerisinde yürütmektedir. Tarihine baktığımız zaman Diyanet İşleri Başkanlığı ile beraber yürütülen bu hizmetin o toplumlara olumsuz denilebilecek hiçbir maliyeti olmamıştır. Sadece barış içerisinde birlikte yaşama kültürünü, birlikte yaşama ahlakını, birlikte yaşama hukukunu güçlendirmiştir."