İki hafta önce, Filistinli gazeteci ve film yönetmeni 28 yaşındaki Razan Madhoon türbanını çıkardı ve Facebook hesabında bir fotoğrafını yayınladı. Madhoon'un davranışı, kararını destekleyen eşi ve kendisinin şiddetli tepki görmelerine neden olurken; kimileri Madhoon'un türbanını çıkarmasını dinden çıkmakla eşleştirdi ve onu İslam'a dönmeye çağırdı. Madhoon ve eşi, Müslüman geçmişleri bilinen iki gazeteci olarak tanınıyor.

Genç kadının kararı, günden güne dinselleştiği belirtilen Gazze'de şok etkisi yarattı. Kentte kadınların türban giymesi çok yaygın ve bu durumun altında yatan sebeplerin analiz edilmeye ihtiyacı olduğu düşünülüyor. Al Monitor'de köşe yazarı olan Esma Al-Ghoul şöyle soruyor; "Bu toplum dindar olmaya eğilimli insanlardan oluştuğu için mi yoksa siyasal İslam'ın güçlenmesiyle ilişkili olarak mı muhafazakarlaşıyor yahut savaş ve ölüm deneyimleri, bu insanları dine daha fazla mı yaklaştırıyor?"

Gazeteye görüşlerini açıklayan Şeyh Abdel Aziz Aoude; "Bizim toplumumuz İslamcı bir parti iktidarda olsun ya da olmasın, hep dindar olmuştur. Belki de Gazze'de dindarlık tek bir formda ve sosyal-kültürel göstergeleri içermiyor; gerçekte birine duacı olmak bir nezaket ifadesidir fakat ne yazık ki dindar insanların yaşamı kaotik ve günlük hayatlarının ritmine yansımıyor" diyor.

YAYGIN EFSANE: 'DOĞALINDA' MUHAFAZAKAR
Gazzelilerin "doğalında" muhafazakar bir toplum olduğuna inanılsa da, bu fikrin kaynağı meçhul zira 1960'lar ve 70'lerde tablo hiç de böyle değil. Pek çok ailenin evlerindeki duvarlarda, peçe, türban ya da bir başka örtünün olmadığı şekilde giyinen kadınların fotoğrafları mevcut. Muhafazakarlaşma eğiliminin, 1987'de 1.İntifada'yı takiben Hamas'ın güçlenmesiyle belirginleştiği söylenebilir. İçinden geçtiğimiz dönemde ise, dindarlığın Hamas öncesi döneme geri döndüğü, Gazze Şeridi'nde her ne kadar bildirilmese de çok sayıda ateistin olduğu düşünülüyor ancak bunun din dışı bir eksene işaret edip etmediğini söylemek zor.

İslamcı yazar Ahmed Ebu Ratima, Gazze'nin çok sert ekonomik koşullar altında bulunduğunu ve toplumun duygu durumu üzerinde bu tablonun bir etkisi olduğunu belirtiyor. Yazara göre bu tablo, toplumu ya şiddetli manevi arayışlara itti ya da aksine dinle ilişkilerinin kopmasına neden oldu.

MADHOON, KARARININ ARKASINDA DURUYOR
Madhoon çok büyük bir baskı altında kaldı ve kızı da aynı öfkeden payını aldı. Gazeteci, kızının eve okuldan ağlayarak döndüğünü söylerek ekliyor; "6 yaşındaki kızıma okuldaki yaşıtları annesinin bir kafir olduğunu ve yanacağını söylemişler."

Genç kadın, bu denli büyük tepkiler beklemezken; Facebook'ta tanımadığı düzinelerce kadın ve erkekten kınayıcı mesajlar aldığını belirtiyor. Ancak eyleminin arkasında olduğunu söyleyen gazeteci, IŞİD tehlikesinin varlığına karşın çok sayıda da destekleyici ve cesaret veren yorumlar aldığını söylüyor.

Aşağıdaki fotoğrafta, Madhoon (ortada) arkadaşlarıyla görülüyor.

Gazzeli gazeteci, kararını şöyle özetliyor; "Sırf Gazze toplumunu memnun etmek için türban giymeye devam etmek istemedim. Türbanın dinen tartışmalı olduğuna ilişkin çok sayıda kaynak okudum ve buna tüm bir yıl boyunca kafa yordum. Önce bunu bir seyahate çıkıp orada yapmalıyım diye düşündüm ama ardından hayır dedim, Gazze'de ve Gazze dışında da kendim olmalıyım."

Bölgede, geçtiğimiz günlerde türbanını çıkarma kararı alan bir başka kadın ise şöyle diyor; "Bu kişisel bir seçim, genelleştirmek, türbanını çıkarma kararı almanın Gazze'de bir fenomen halini aldığını söylemek doğru olamaz. Ancak, kamuoyunun bir meselesi haline geldiği doğru."

İnsanların başkalarının seçimi hakkında karar verme hakkı olduğunu sanmasını tuhaf bulan ve isminin yayınlanmasını istemeyen kadın, almış olduğu kararın, türbanlı olmak ya da olmamanın, Filistin'e aidiyet ya da dinsel kimliğini sorgulamaya vardırılmasını kabul etmeyeceğini söylüyor. Öte yandan, ablukanın ve dünyaya kapalı olma halinin, Filistinli kadın kimliği hakkında, tek tipli bir algı yarattığına dikkat çekiyor.

Madhoon'un türbanlı fotoğrafları da Facebook sayfasında halen görülüyor. Gazeteci; "Beni ben yapan yaşamımın bir kesitinden utanç duymuyorum, o bendim ve şimdi bu da benim, ruhum değişmedi" diyor.