Londra'daki yangından geriye kalan: Hükümet, evsizlere verdiği sözü tutmadı

Londra'daki yangında evlerinden olan onlarca yoksul, 3 ay sonra halen bir konuta yerleştirilmedi. Yangınla ilgili soruşturma, lüks avizelerin sarktığı bir balo salonunda, evlerini yitiren yoksul insanların koşulları pek de anlaşılamadan yürütülüyor.

Dış Haberler

Londra'nın Grenfell Kulesi'nde en az 80 kişinin ölümüne neden olan yangınla ilgili bir soruşturma, trajedinin ardında büyüyen bir başka gerçeğe işaret etti.

Yoksul ve çok sayıda farklı etnik kökenden insana ev sahipliği yapan 24 katlı sosyal konut bloğu, 14 Haziran'da gece yarısı dördüncü kattaki başlayan bir yangının hızla tüm binayı sarması sonucu, cehenneme dönmüştü.

Grenfell Tower, Londra'nın en zengin bölgelerinden Kensington ve Chelsea'deki, yoksulların konut alanının bir parçasıydı. Felaket, toplumsal eşitsizlikler ve  hükümetin yoksul toplulukların ihmali konusundaki tutumuna dair ulusal bir tartışmaya neden oldu.

Emekli hakim Martin Moore-Bick, yangınla ilgili soruşturmanın açılış konuşmasında "Tahkikat, bu tür bir felaketin 21. yüzyıl Londra'sında nasıl gerçekleşebileceğine dair acil sorulara cevaplar sağlayabilir" dedi.

İlgili soruşturmanın, kimseyi cezalandırmak veya tazminat ödenmesi için değil, gerçeğe ulaşmak için olduğunu söyleyen hakim, insan öldürme suçuyla sonuçlanabilecek ayrı bir polis soruşturmasının hali hazırda yürüdüğünü bildirdi.

Soruşturma, yangın nedenini ve yayılmasını, kulenin tasarımını, inşasını ve yenilenmesini, yüksek katlı binalarla ilgili yangın yönetmeliklerinin yeterli olup olmadığını ve buna uyup uyulmadığını inceleyecek. Ayrıca trajediden önce ve sonra yetkililerin müdahale etme biçimleri de değerlendirilecek.

Travma durumunda olan eski Grenfell Kulesi sakinlerinin, hala yeni evler beklemekte olduğu ise ortada duran bir gerçek. Başbakan Theresa May, yangında evleri yok olan bütün ailelerin üç hafta içinde bir konuta yerleştirileceği konusunda söz verdi; ancak üç ay sonra ailelerin çoğu halen otellerde yaşıyor.

Rehabilitasyona ihtiyaç duyan 197 kişinin sadece üçü kalıcı evlere taşındı; 29 kişi ise geçici konuta yerleştirildi.

Grenfell Kulesi'nin 13. katındaki evinden ailesi ile kaçan Miguel Alves, BBC'ye verdiği demeçte, ""Her şeyi kaybettik. Şimdi hiçbir şeyim yok, oteldeyim, ailemle baş etmek zorundayım. Kızım daha yeni okula başladı. İstikrara ihtiyaç duyuyorlar ve aileme bunu veremiyorum" dedi.

AVİZELİ BİR BALO SALONUNDA, EVSİZLERDEN BAHSETMEK...

Muhalefetteki İşçi Partisi milletvekili Emma Dent Coad, soruşturmanın görev alanının çok dar olduğunu ve barınma ile sosyal konut politikalarında başarısızlık gibi daha derin sebepleri ele almadığını söyledi.

Öte yandan Martin Moore-Bick'in açılış konuşması için seçtiği yeri eleştirerek, "Avizelerin sarktığı bir balo salonunda oturuyorduk. Böyle bir şeyin olması için son derece uygunsuz bir yerdi ve aslında bizim ve onların, bu insanlara nasıl baktığı hakkında bir şey söylüyordu" dedi.

Yangından etkilenen kişilerin birçoğu, soruşturmayı başlatmak için atanan Moore-Bick ve diğer avukatların tümünün beyaz olduğunu belirterek;  kendi koşullarından algılamaktan uzak bir kurumsallığın parçası olarak gördükleri bu insanlara dönük endişelerini dillendiriyor.

Evini yitirenlerin avukatı Jolyon Maugham, kulede yaşanan dramın bir bölümüne, içerideki insanların göçmenlik statüsü nedeniyle kayıtsız davranıldığını söyledi.

İngiltere hükümet, yasadışı olarak İngiltere'de bulunan ve yangından etkilenen herkese, 12 aylık bir af süreci beyan etmişti.