Deri değiştiren Nusra Cephesi: Oyun içinde oyun

Nusra Cephesi dün El Kaide ile bağlarını koparttığını söyledi. Ancak örgütün ideolojik bağının sürekliliği ve hedefin netliği konusunda şüpheler sürüyor.

Erman Çete

Ocak 2012 civarında kuruluşunu ilan eden ve 2013 yılında Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) ile kavga sırasında lideri tarafından "El Kaide'nin Suriye kolu" olduğu söylenen Nusra Cephesi, dün merkezi El Kaide liderliğinden ayrıldığını açıkladı.

Örgütün lideri Ebu Muhammed el-Culani'nin yüzü ilk kez televizyonlarda görüldü. İsmini "Fetih el-Şam Cephesi" olarak değiştiren örgütün açıklaması, başta El Cezire olmak üzere birçok Arap kanalında yayımlandı.

'KOPUŞ' İDDİALARININ GEÇMİŞİ

Bir süredir "Kaide'den kopuş" iddiası dile getiriliyordu. Özellikle Katar ve Türkiye'nin Nusra'ya bu telkinlerde bulunduğu, dış destek alabilmek için küresel cihat şebekesi ile bağların kesilmesi gerektiği yazılıp çiziliyordu.

Geçen seneki "Fetih Ordusu" koalisyonu da, "El Kaide" etiketini ortadan kaldırmak için Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye tarafından kurulmuştu.

Özellikle Katar ve onun Batı'daki yazar-çizerleri, Nusra Cephesi'nin "Suriye devrimi"nin bir parçası olduğunu, bünyesindeki yabancı militan sayısının az, Suriyelilerin oranının ise çok olduğunu, bu nedenle "Suriye'nin öz örgütü" olduğunu ileri sürüyorlardı. 

2013 yılında Culani'nin El Kaide bağını açıklamasının da bu nedenle yanlış olduğunu düşünen çok sayıda insan bulunuyordu.

ABD-RUSYA ETKİSİ

Suriye'deki ateşkes sürecinde, ateşkes rejimine dahil edilmeyen Nusra Cephesi'nin vurulma ihtimalinin "ılımlılar" tarafından tedirginlikle karşılanması da, Nusra'nın IŞİD'in aksine ABD destekli gruplarla daha iç içe olduğunu gösteriyordu.

Yine bazı iddialara göre, Nusra Cephesi İdlib-Lazkiye hattında bir "emirlik" ilân etmeye de hazırlanıyordu.

"Kopuş"un resmi olarak ilân edilmesinden önce, bu hamlenin El Kaide'nin merkezli liderliği tarafından da onaylandığı belirtiliyor. Örneğin El Kaide'nin 2 numarası Şeyh Ahmed Hasan Ebu el-Hayr, Suriye'de "cihat"ın her koşulda sürmesi gerektiğini telkin etti.

Yanı sıra, tanınmış El Kaide ideologları, örneğin Ürdünlü Ebu Muhammed el-Makdisi de, El Kaide'den ayrılışa onay vermişti.

BİR TÜR 'TAKİYE'

Kuveyt merkezli Er-Rai gazetesinden Elijah J. Magnier'in iddiasına göre, kopuş için toplanan Nusra Cephes'nin Şura Konseyi, bu kararı "Kafirlerin [ABD ve Rusya kastediliyor] saldırısının bahanesini ortadan kaldırmak, Suriye muhalefet güçlerinin zayıflamasını engellemek ve Müslümanların zayıflamasını önlemek" nedeniyle aldı ve kopuşun "ümmet ile Bilad'üş Şam'ın faydasına olacağına" hükmetti.

Ancak Kaide'den ayrılışın, ideoloji ve doktrinde bir değişiklik yaratmayacağı da kaydediliyor.

Bununla birlikte, dün yapılan açıklamadaki temel vurgu, "Suriye'de şeriat düzeninin kurulması"na yönelik bir mücadeleydi. Bu, "küresel cihat" şebekesi ile bağların kopup daha "milli" sınırlar, en fazla Bilad'üş Şam bölgesi üzerinde hak iddia etmek anlamına geliyor.

Nusracılar, kopuş ve yeni isimle birlikte örgütün ABD ve BM'nin "terör örgütü" listesine dahil olmayacağını umuyorlar. İddiaya göre örgüt, bu hamleyle birlikte ABD ve Rusya'yı şaşırttı. Bu vesileyle, diğer gruplarla birlik olma, toparlanma ve iç cepheyi konsolide etme fırsatını yakalayacaklar.

KOPUŞ HAKKINDA ŞÜPHELER

Tüm bunlara rağmen, Long War Journal'dan Thomas Joscelyn, dünkü açıklamanın dikkatli incelemesi yapıldığında, "kopuş" konusunun pek de açık olmadığını savunuyor.

Örneğin Joscelyn'e göre, Nusra gerçekten Kaide'den ayrıldığı ilan etmiş olsa bile, buna inanmak için hiçbir neden yok. Çünkü Culani, değişikliğin "düşmanın görüşünü engellemek" için yapıldığını, kopuş açıklamasına açıkça söylemişti.

Açıklamanın başında El Kaide lideri Aymen ez-Zevahiri ve onun yardımcısı Şeyh Ahmed Hasan Ebu el-Hayr'a teşekkür eden Culani, bu kişilerin "Bilad'uş Şam'daki devrime" verdikleri desteğe teşekkür etti.

Bir başka iddia da, el-Hayr'ın şu anda Suriye'de bulunduğu. El Kaide ile Nusra Cephesi arasındaki "kopuş"a yönelik şüpheleri artıran unsurlardan birisi de bu.

Culani'nin konuşmasında, El Kaide'nin Suriye'deki varlığının, ABD ve Rusya'ya Suriye'yi bombalama meşruiyeti kazandırdığı da ima ediliyordu.

CULANİ GERÇEKTEN 'KOPTUK' DEDİ Mİ?

ABD ile Rusya'nın Ağustos başından itibaren Nusra Cephesi'ne karşı ortak operasyonlara başlayacağı haberlerinin de, Nusra'nın bu kararını etkilediği düşünülüyor.

Culani, bu nedenle kurdukları yeni örgütün "hiçbir yabancı/dış unsura meyletmeyeceğini" ilân etmek durumunda kaldı.

Ancak Joscelyn, Batılı medya kuruluşlarının "kopuş" manşetleri atmasına rağmen, Culani'nin asla böyle bir şey söylemediğini, sözcüklerini dikkatli seçtiğine vurgu yapıyor. Yazara göre, "kopuş" iddiası Culani'nin "yabancı liderliğe bağlı olmayacağız" sözlerinden çıkartılıyor. Ancak ona göre Culani, kopuş olduğunu duyurmak isteseydi, "kopuyoruz" derdi.

El Kaide'nin lider kadrolarının bir bölümünün (Örneğin el-Hayr ile Seyfül Adil) Suriye'de olduğu iddiası doğruysa, El Kaide zaten "Suriye'ye dış bir liderlik" sayılmayabilir.

Örneğin, kopuş açıklamasında Culani'nin sağında (okura göre solda) oturan kişi, Ahmed Selame Mabruk. Mabruk, Zevahiri ile uzun süreli bir ilişkiye sahip ve Mısırlı. Mısırlı Mabruk'un "yabancı" sayılıp sayılmadığı bilinmiyor.

Ayrıca Culani, konuşmasında Zevahiri'ye ettiği biattan da hiç bahsetmedi.