Alman sosyal demokratlardan sürpriz olmayan tutum: Bize gereksinim var

Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin kongre toplantıları bugün Berlin'de başladı. Kongre, üç gün sürecek.

Tevfik Taş

Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), üç gün sürecek kongresi için bugün Berlin'de bir araya geldi.

Hayli yüklü bir gündemle toplanan kongrede, 24 Eylül seçimlerinden tarihinin en büyük yenilgisi ile çıkan SPD önderliğinin yeni bir durum değerlendirmesi yapması bekleniyor.

Kongre açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Martin Schulz, olası koalisyon görüşmelerinden,  Avrupa Birliği'nin (AB) yeniden yapılandırılmasına, Birleşik Devletler'den 2025'de dünyanın durumuna dek pekçok başlıkta söz aldı.

'BİZE GEREKSİNİM VAR'

''Her ne pahasına olursa olsun yönetmek zorunda değiliz'' diyen Martin Sculz, ''Ancak aynı şekilde, her koşulda yönetmeyiz de demiyoruz. Önemli olan şey, ne oranda etki edebileceğimizdir. Bize gereksinim var'' diye konuştu.

24 Eylül seçimlerinde yüzde 20,5 oy oranı ile tarihinin en kötü sonucunu alan SPD, yeni hükümet içinde kesinlikle yer almayacağını açıklamıştı. 

Bu karara sadık kalan tek SPD birimi, partinin gençlik örgütü oldu. Jusos, koalisyon görüşelerine SPD'nin dahil olmasına kesin olarak karşı olduğunu açıkladı. Ve halen de açıklamaya devam ediyor.

SPD GENÇLİĞİ HÜKÜMET ORTAKLIĞINA HAYIR DİYOR

Partinin ''solcu'' kanadından olduğu iddia edilen eski Çalışma Bakanı, yeni Federal Grup Başkanvekili  Andera Nahles, koalisyon görüşmeleri dışında kalacaklarını söylemiş ve ''sert bir muhalefet'' yapacakları yönünde açıklamalarda bulunmuştu.

Aynı Andera Nahles, şimdi ''ucu açık görüşmeler''den yana olduğunu ilan etti.

SPD yönetimindeki bu hiç de sürpriz olmayan çark edişin arkasında, 8 hafta sonrasında iflas eden ''Jamaika koalisyonu'' görüşmeleri olduğu biliniyor. 

Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) arasında yürütülen üçlü görüşmelerin havlu atması sonrasında, erken seçim ya da azınlık hükümeti devreye girmişti.

Bu kilitlenmeyi açmak için inisiyatif alan Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ki kendisi de SPD üyesidir, SPD'nin koalisyon hükümetinin oluşturulmasında ''görev alması gerektiği''ni vaaz ediyor.

AfD'Yİ DENGELEME GEREKÇESİ, DÜZEN SİYASETİNİN DAHA DA SAĞA AÇILMASINA YOL AÇIYOR

Martin Schulz'un, ''Bize gereksinim var'' diye formüle ettiği tutumun belirlenmesinde, siyasi krize doğru evrilen hükümet oluşumu kadar, Avrupa Birliği'nin para babalarının da 'baskısı' rol oynuyor. 

Üçüncü parti konumuna yerleşen faşist Almanya İçin Seçenek (AfD) partisinin oluşturduğu basınçtan 'görev türeten' SPD önderliği, AfD'yi dengeleme gerekçesi ile daha da sağa kaymış Alman siyasetine koltuk değeneği olacağını bir kez daha deklare etmiş oldu.

Delegelerin tamamının oyu ile genel başkanlığa seçilen Martin Schulz için, ''Yüzde yüz Martin'' ifadesi kullanılmıştı. Alman ana akım medyasında. Avrupa Parlementosu Başkanlığı sırasındaki emek düşmanı performansı ile sermaye siyasetinde göz dolduran Martin Schulz'un, ''Yüzde yüz Martin, yüzde yüz anti-sosyal' olduğunun anlaşılması uzun sürmedi.

Berlin'deki kongrede yeniden seçilmesi muhtemel ''yüzde yüz'' Martin Schulz da, pembe SPD içinde yaldızlı pembesi ile ''kızıl'' (!) imajı veren Andera Nahles de sermayenin çıkarları için bir kez daha bağırlarına taş basıp, yeni koalisyon görüşmelerinde yer almak için çaba harcıyorlar.

Olan yine sosyal demokrasiye umut bağlamış kitlelere ve her durumda da, sosyal demokrat gençliğe olacak.

Öyle ya, sermaye düzeninin ''SPD'ye gereksinim var!''