YÖK'ün önünü CHP açtı

AKP üniversitelerde türbanı tamamen serbestleştirmek için bundan daha uygun bir ortam bulamazdı. Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin açtığı türban gündemi, AKP’ye ve kontrolündeki YÖK’e yıllardır kovalayıp yakalayamadığı fırsatı verdi.

Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK), dün İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiği yazı ile disiplin yönetmeliğine uymayan öğrencilerin dersten çıkarılmasını yasakladı. Yazının amacı derslere türbanlı giren öğrencilerin öğretim üyeleri tarafından dersten çıkarılmasının engellenmesi. İstanbul Üniversitesi’ne gönderilen ancak diğer üniversiteleri de bağlayacağı anlaşılan bu talimatla öğretim üyeleri derslere türbanlı giren öğrenciler hakkında tutanak tutmakla yetinecek.

YÖK bu adımı, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde bir öğretim üyesinin türbanlı öğrenciyi dersten çıkarması ve konunun kendilerine intikal etmesi sonucu attı. YÖK'ten üniversiteye gönderilen yazıda disiplin yönetmeliğine aykırı durumdaki öğrencilerin dersten çıkarılamayacağını belirterek bir de öğretim üyelerini tehdit etti: Çıkaran öğretim üyesi hakkında soruşturma açılacak.

YÖK’ün ve cumhurbaşkanlığının atadığı yeni rektörler, pek çok üniversitede anayasal engele rağmen türbanlı öğrencileri kampüse almaya başlamışlardı. YÖK’ün yazısı, türbanlıların kampüslerden sonra dersliklere de rahatlıkla girebilmesinin önünü açacak.

Uygun konjonktürü CHP yarattı
YÖK’ün yazısı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık koltuğuna geldiği günden itibaren gündeme getirdiği, referandum sürecinde meydanlarda sözünü verdiği “turban açılımı” üzerine geldi.

CHP Genel Başkanı, bir süredir “turban sorununu çözeceğiz” diyerek muhafazakar-İslamcı kesimlere göz kırpıyordu. Referandumdan sonra Kılıçdaroğlu ile bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP liderine miting kürsülerinde sarf ettiği sözlerin arkasında durma çağrısı yaptı. Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarına bir başlangıç olarak “başörtüsününün serbestleştirilmesi” için işbirliği yapmayı önerdi.

Bu görüşmeden sonra CHP yönetimi türban sorununun anayasal çözümünü seçim barajı, dokunulmazlık gibi diğer değişiklik talepleriyle bir paket olarak ele alabileceklerini açıkladı. CHP’nin türbanın bir paket içinde düşünülebileceğini söylemesi AKP yanlıları tarafından yeni anayasa çalışmalarını baltalamaya dönük bir taktik olarak sunuldu.

Türbanı saçın açıklık oranına indirgedi
Kılıçdaroğlu-Erdoğan görüşmesinden sonra CHP’den türban konusunda iki önemli açıklama geldi. Bu açıklamalarda türbanın siyasal İslam’la ilişkilendirmekten kaçınılması, bir örtünme biçimi olarak tanımlanması dikkat çekti.

Açıklamalardan ilki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na aitti. Erdoğan’ın başörtüsü ifadesini kullanmasına karşın Kılıçdaroğlu’nun türban demesinden yola çıkarak aradaki ayrımı Kılıçdaroğlu’na soran Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge şu yanıtı aldı:

"Aralarındaki temel fark başörtüsü geleneksel bir örtüdür, Anadolu kadınının başını örttüğü ancak örterken ‘Aman saçımın hiçbir teli görünmesin’ kaygısı taşımadığı bir örtüdür. Başörtüsü başı örtüyor ancak saçları tamamen kapatmıyor. Türban ise saçları tamamen kapatmak için kullanılıyor. Bu arada şunu söylemeliyim ki ben türban takana da saygı duyarım. Onun tercihidir.”

Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ile türban arasındaki farkı saçın ne kadarının açıkta kaldığına ilişkin bir örtünme modeli farklılığı olarak tanımlamasından sonra, bir açıklama da CHP Parti Meclisi üyesi ve Bilim Platformu Başkanı Sencer Ayata’dan geldi. Ayata türban başlığında CHP’nin kararlı olduğu konular var derken, kamusal "Kamusal hizmet veren kurumlarda ve liselerde yasaların uygulanmasının devam ettirilmesi yönünde tam bir kararlılık var CHP’de. Zaten CHP sorunu üniversiteler düzeyinde ele alıyor" dedi.

Serter'den cılız itiraz
YÖK'ün türban konusundaki bu tezcanlılığı karşısında CHP sessiz kalırken, İstanbul Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmış olan CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, şunları söyledi: "Bugüne kadar tıp fakültelerindeki uygulama öğrencilerin sınıflara başlarının açık girmesiydi. YÖK bu yazısıyla bugüne kadarki kuralları uygulayan hocaları suçlu konuma düşürüyor. YÖK, türbanla üniversiteye girilebileceği anlayışını böyle uygulamalarla soğutarak yürürlüğe sokuyor. Hâlâ Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlar doğrultusunda öğrencilerin üniversitelerde başı açık eğitim yapmaları koşulu var. Ama YÖK bu uygulamayla bunu iptal etmiştir" dedi.

Serter'in bu çıkışına parti yönetiminden destek verilmesi beklenmiyor.

AKP-MHP girişimine Kılıçdaroğlu ne demişti?
2008 yılında AKP ve MHP el ele vermiş anayasada değişiklik yaparak üniversitede türbanın önünü açmaya çalışmıştı. CHP konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımış, mahkeme "laikliğe aykırı" olmaktan bozma kararı vermişti.

O günlerde CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesinin kararıyla ilgili olarak, ''Bundan sonra Anayasamızla çelişen, onu aşmaya çalışan, onun değiştirilemez maddelerinin arkasından dolanarak sonuç almaya çalışan girişimler, umut edelim gerçekleşmez'' diye konuşmuştu.

Yine o dönemde CHP Grup Başkanvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu da türban sorununu birlikte çözmeye çalışan AKP ve MHP'nin birbirinden bir farkı olmadığını iddia etmişti.

CHP’nin karşı çıkamayacağı bir teklif sunulacağının söylendiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, cehenneme giden yolların, iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğunu çok iyi bildiklerini savunarak şöyle demişti: "O kandırmacayı başkalarına yapsınlar, hiç kılıf aramasınlar. Bir siyasal parti çıkıp yüreklilikle, ‘Ben, türbanı yaşamın bütün alanlarına getireceğim’ demekten niye korkuyor? Bunu kapalı kapılar ardında söylüyor ama açık yüreklilikle dile getiremiyor. Çünkü takiye kültürünün getirdiği bir gelenek bu"

(soL-Haber Merkezi)