Veto konusunda çok başarılıydı

YSK’nın önceki gün 12 adayın ismini veto etmesinin ardından başlayan tartışma süredursun, Türkiye’nin çok yakından tanıdığı bir isim veto konusunda en az YSK kadar başarılıydı.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) içlerinde Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Leyla Zana, Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü, İsa Gürbüz gibi isimlerind e bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayının adaylıklarını veto etmesi üzerine başlayan tartışma devam ediyor. YSK’nın akşam saatlerinde yaptığı "Eksik belgelerin ibrazı halinde adaylar seçime girebilir" açıklaması ise şimdilik ortamı yumuşatmış görünüyor.

Güncel tartışmaların akıllara getirdiği bir başka büyük “vetocu” ise 12 Eylül 1980 darbesinin diktatörü Kenan Evren. Bugün de geçerliliğini koruyan birçok baskıcı uygulamanın kurumsal temellerinin atıldığı darbe döneminde sola karşı uygulanan şiddetin yanında, birçok politikacı da “veto” kararı ile seçimlere girememiş, bu olağanüstü dönemden kendi paylarına düşeni almışlardı.

Seçimlere izin var, ama herkese değil
1980’den sonra üç yıl süresince Türkiye, yıllarca bedelini ödeyeceği bir rotaya sokulurken, MGK’nın belirlediği bir danışma meclisi tarafından da yeni anayasa hazırlandı. Halkın, başında darbenin demir yumruğu sallanırken girdiği referandumdan ise % 91.37 kabul sonucu çıkması kimseyi şaşırtmadı.

Çıkardıkları yasalar ile kendilerini sağlama alan darbeciler nihayet 6 Kasım 1983 genel seçimlerin yapılmasına karar verdiler. MGK, siyaseti güya serbest bırakmıştı ancak partilerin kurucularını “veto” etme yetkisi sayesinde kimin seçime katılıp katılamayacağını da belirlemiş oluyordu. O kadar çok kişiye yasak geldi ki ortalık, darbe öncesinde çok büyük bir popülaritesi olmayan Turgut Özal’a kalmış oldu.

Resmi Gazete’de yayımlanan içişleri bakanlığı tebliğine göre 292’si 10 yıl, 481’i 5 yıl olmak üzere toplam 723 kişi siyaset yasağı kapsamına alındı.

Evren’den onlarca siyasetçiye veto
Askerlerin desteklediği Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin (MDP) kurulmasının ardından art arda Büyük Türkiye Partisi (BTP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Halkçı Parti (HP) İçişleri Bakanlığı’na başvurarak resmen siyasi yaşama başladılar. Ancak kısa bir süre sonra Milli Güvenlik Konseyi’nin 79 numaralı kararıyla BTP (Büyük Türkiye Partisi) kapatıldı.

MGK’nın 79 sayılı kararı ile kapatılan BTP’nin kurucularından Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Gölhan ve eski siyasilerden Süleyman Demirel, İhsan Sabri Çağlayangil’in de bulunduğu 16 kişi Çanakkale Zincirbozan’da mecburi ikamete tabi tutuldular.

Bir süre sonra kurulan Sosyal Demokrasi Partisi’nin genel başkanlığına (SODEP) Erdal İnönü seçildi. Ancak SODEP’in, Genel Başkan Erdal İnönü dahil, 21 kurucu üyesi MGK tarafından veto edildi. SODEP’ten kısa bir süre sonra kurulan DYP’nin de başına aynı şey geldi ve birçok kurucu üyesi veto yedi.

SODEP ve DYP örgütlenme barajını aşmalarına rağmen vetolar nedeniyle, MGK’nın 99 sayılı kararı uyarınca onaylanmış 30 kurucu üyeyi tamamlayamadıkları için 6 Kasım seçimlerine katılamadılar.

YSK milletvekili adaylarıının isimlerini ilan ettikten sonra adaylar MGK tarafından incelendi. MGK toplam 1683 milletvekili adayından 672’sini veto etti. MDP’den 74, ANAP’tan 81, HP’den 89 adayın yanı sıra, 428 bağımsız aday veto edildi. MDP ise seçimlere katılabilmesine rağmen 3 kurucu üyesi veto edildi. Yine seçimlere katılacak olan Halkçı Parti’nin de 7 kurucu üyesi veto edildi.

Meydan Özal'a kaldı
Temizlenen siyasi arenada Turgut Özal’ın seçimi kazanması çok zor olmadı ve seçimden birinci parti olarak çıktı. HP ikinci parti olurken MDP üçüncü oldu. Sonuç olarak ANAP lideri Turgut Özal hükümeti kurmakla görevlendirildi.

(soL - Haber Merkezi)