RedHack, kendilerini destekleyen akademisyen ve yazarlara yönelik, devlet tarafından desteklendiğini iddia ettikleri “Akıncılar” adlı grubun saldırılarının ertesinde elindeki bilgileri sansürsüz olarak internete aktarmıştı. Grubun 16 Temmuz’da yayınladığı, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gelen ihbarların yer aldığı dosyada Hrant Dink suiskastinde adı geçen “Demir” soyadlı kişiye ilişkin veriler de yer alıyor.
Söz konusu ihbar dosyasında, 2006’da Hrant Dink’e tehdit mektubu gönderen “Demir” soyadlı kişinin gerçekte Onur Esmer olduğu söylenirken, tehdit mektuplarını gönderen Adem Demir’in cinayet günü Ogün Samast'ın yanında olduğu ve suikastın gerçekleşmemesi halinde Dink'i ve Samast'ı öldürecek olduğu yazıyor.
Söz konusu ihbar mektubunda “Adem Demir” kod adlı Onur Esmer için şu bilgiler veriliyor:
“Hrant Dink'e o mektubu yazan ve yollayan Adem Demir değildir. O kişi Ogün Samast’la birlikte olay günü İstanbul'da olan kişi, yani gerçek ismi Onur Esmer olan kişidir. Olay günü kendisi de İstanbul'da Ogün'ün suikastını takip ediyordu. Yani açıkçası o yapmasaydı, o yapacaktı. Hem de ikisini birden bitirecekti. Şu an Onur Esmer denilen şahıs Tokat'tadır. Olaydan sonra Tokat'a kaçtı. Bilgilerinize sunarım...”
Adem Demir savcılık tarafından biliniyordu
Dosyada adı geçen Adem Demir’in adı, suiskastten bir yıl kadar önce savcılık kayıtlarına geçmişti. Hrant Dink’in avukatı Fethiye Çetin, Dink’e gönderilen mektupla ilgili Adem Demir hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş ve Demir hakkında 2006’da bir soruşturma açılmıştı. Ancak soruşturma dosyası, aranan şahsın bulunamaması gerekçesiyle kapatılmıştı.
Soruşturmaya söz konusu olan tehdit mektubu, 2006 Ocak başında Ahmet Demir tarafından “Gestapo Türk” imzasıyla gönderilmişti. Gönderilen mektupta, “Açık ilandır: Hrant Dink, oğlunu, seni ve Serkis Seropyan’ı bir daha hiç konuşamamak üzere susturacağız. Önce oğlunu. Cesedini Ankara çıkışındaki jandarma bölgelerinin birinden alacaksın. Gestapo Türk.” ifadeleri yer alıyordu.
İhbar mektubunda ismi geçen, ancak bulunamadığı gerekçesiyle soruşturması kapanan Demir’in adı, suikastten bir gün sonra 155 Polis İmdat telefonuna yapılan ihbar telefonunda da geçti. İstanbul Ümraniye Çekmeköy’den gelen ihbar telefonunda söylenenler, Hrant Dink’in Adem Demir tarafından öldürüldüğü ve şahsın Çekmeköy ormanında bir evde kaldığı, 250 bin dolar verilmesi halinde şahsın öldürüleceği ve Vali Muammer Güler’in de öldürüleceği şeklindeydi.
RedHack daha önce de bir ihbarı deşifre etti
RedHack’in 16 Temmuz’dan bir süre önce açıkladığı başka bir dosyada yine Dink cinayetiyle ilgili bir ihbar maili yer alıyordu. Karadeniz Vira gazetesinin eski sahibi Ahmet Topçu, Ankara Emniyeti’ne gönderdiği mailde, cinayetin işlendiği sırada Ogün Samast ile Şişli’de birlikte olduğunu iddia ediyordu. Topçu, “cinayeti birlikte izledik” diye yazarken talimatı veren kişinin “Veli Küçük ve ekibi” olduğunu öne sürüyordu.
RedHack ihbar dosyasını neden yayınladı?
İlk eylemini geçtiğimiz Şubat ayında Ankara Emniyeti’ne gerçekleştiren grup, bunu takiben emniyete gelen bazı ihbar dosyalarını sitesinde yayınlamıştı. Daha sonra İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, TÜBİTAK, ÖSYM gibi kurumları hackleyen grup, son ihbar dosyasını Temmuz’da yayınladı.
RedHack, Emniyet’in sitesine gelen ihbar mektuplarını açıklamasına gerekçe olarak yayınladığı bildiride şunları söylemişti:
“Yaptığımız eylemlerin ardından objektif habercilik yapan muhalif basına ve bilişim hukukçularına saldırılar başladı ve bizden yana oldukları gerekçesiyle açılan sahte sayfalarda, devletin eliyle bu özgürlükçü insanların bilgileri yayınlanarak teşhir edildi, ağır ve aşağılıkça tehditler yapıldı. Hal böyle olunca, özgürlükçü insanların bilgileri 'devlet eliyle' yayınlanınca biz de RedHack olarak bir karar aldık. Madem onlar özgürlük için savaşanlara saldırıyor, o insanları yalnız bırakmayacağız. Ta en başından başlayarak bugüne kadar elimize ne geçtiyse sansürsüz yayınlayacağız. İlk eylem olarak yarın 70 mb txt sansürsüz ihbarcı dosyası yayınlayacağız.”
(soL - Haber Merkezi)