Olaylı 20 Temmuz

Başbakan Erdoğan Kuzey Kıbrıs'ta katıldığı 20 Temmuz törenlerinde protesto edilirken, Genelkurmay Başkanlığı 20 Temmuz 1974'ün gerekçelerini hatırlatan bir metin yayınladı.

soL (HABER MERKEZİ) 20 Temmuz etkinlikleri için Kuzey Kıbrıs'ı ziyaret eden Başbakan Erdoğan'ın gezisine yönelik yankılar sürüyor.

20 Temmuz'da Erdoğan'a protesto
20 Temmuz törenlerinde KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın halkı selamlamak için geçtiği sırada bir grubun, "Egemenlik Hakkımız Savunacağız" şeklinde slogan attığı görülürken, bunun üzerine başka bir grubun, "Cumhurbaşkanımıza hakaret edemezsiniz" diye protestocu grupla ağız dalaşına girdiği görüldü.

Tören sırasında bazı kişilerin "Türkiyem AB Yolunda, KKTC Adağınız Mı?" yazılı pankart tuttuğu gözlemlenirken, söz onusu pankartı açan gruba Başbakanı Erdoğan'ın koruması olan sivil polisler müdahale etti. Polisler, pankartı eylemcilerinden alarak imha etti. Pankart taşıyan grubun tören sırasında, "Egemen halkız, egemenlik giderse biz de biteriz, egemenlik giderse tükeneceğiz, egemenlik hakkımız savunacağız" ifadeleri yazan bir metin de dağıttığı görüldü.

TSK'dan 20 Temmuz açıklaması
Genelkurmay Başkanlığı da "20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ve Kıbrıs Barış Harekatının" 34. yıldönümü dolayısıyla harekatı anlatan bir metin yayımladı. Metinde, 20 Temmuz 1974-16 Ağustos 1974 arasındaki zaman kesitinde, TSK'nın adaya müdahalesinin gerekçeleri ile müdahalenin bu zaman kesitinde nasıl yapıldığı aktarıldı.

Başbakan Erdoğan'ın 20 Temmuz nedeni ile Kuzey Kıbrıs'a yaptığı ziyarette, Türkiye'nin Kıbrıs başlığındaki kırmızı çizgileri ile TSK'nin rolü yeniden tartışmaya açılırken, bu bağlamda metnin zamanlaması dikkat çekiyor.

Garantör olduğumuz için müdahale ettik
Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan metinde, 1959 yılında Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında imzalanan Zürih (11 Şubat 1959) ve Londra Anlaşmaları (19 Şubat 1959) ile bu ülkelerin garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının ortak eşitliğine dayalı olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nde, Rum toplumu lideri Makarios'un Cumhurbaşkanı, Türk toplumu lideri Dr. Fazıl Küçük'ün ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçildiği hatırlatıldı.

Bu anlaşmalardan doğan garantörlük hakkına uygun olarak Türkiye'nin, 20 Temmuz 1974 günü, adaya müdahale ettiği ve "uzun süredir devam eden çatışmalara, kan dökülmesine ve çekilen acılara son vermek üzere harekete geçtiği" savunuldu.

Metinde Kıbrıslı Türklerin özgürlüklerine kavuştukları belirtilirken, "Türk Ordusunun o tarihten bugüne kadar Kıbrıs'ta devam eden varlığı, adadaki barışın ve her iki tarafın güvenliklerinin teminatı olmuştur'' denildi.

Kissinger adayı Türklere teslim etti
Washington Times gazetesinde Kongre lobilerinden İnsan Hakları İçin Liderlik Konseyi adlı kuruluşun başkanı Kathryn Cameron Porter imzasıyla yayınlanan "Kıbrıs Çözümü, Lütfen" başlıklı makalede, 34 yıl önce eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'in "Küçük ada ülkesinin bir parçasını Türkiye'ye teslim ettiği" öne sürüldü. Yazıda, ABD'nin "Kıbrıs'ın işgali"nin sürmesine "izin verdiği" savına yer verildi.