Oda TV davasında tahliye çıkmadı!

Oda TV davasının bugün görülen duruşmasında davanın bel kemiği dijital deliller hakkında "virüs yok" diyemeyen TÜBİTAK’ın raporu tartışıldı, tutuklular savunmalarını yaptı, bilirkişi dinlendi. Mahkeme davayı Ergenekon davasıyla birleştirme talebini yineledi. Tahliye kararı verilmedi, 27 Aralık'a ertelendi.

Güncelleme 19:01

Açıklanan ara karar şu şekilde:

* Tutuklu sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın ve Hanefi Avcı’nın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu ele geçirilen dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde,

İddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği suçları ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması,

Sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ve duruşmada ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında, hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği,

Dijital verilerle ilgili olarak 12.11.2012 tarihinde TÜBİTAK Ek Bilirkişi Raporunun dosyaya sunulduğu, bilirkişi raporunun içeriği itibariyle de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği, sanıklar hakkında isnad edilen suçların CMK’nın 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması,

Yine sanıklar hakkında isnad edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezaların niteliği değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı dikkate alınarak,

Tahliye taleplerinin de ayrı ayrı reddi ile sanıkların tutukluluk hallerinin devamına,

* 22 Ekim 2012 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden dosyanın birleştirilmesi önerisine yönelik yazı cevabının dönüşünün beklenmesine,

* Hanefi Avcı’nın avukatı Refik Ali Uçarcı’nın talebi üzerine dilekçede ayrıntıları belirtilen mail adreslerinin ve e-posta adreslerinin içeriklerinin, IP adreslerinin ve kimler tarafından kullanıldığının tespiti için Google Inc. Ve Jangomail firmasına gönderilmek üzere ABD yetkili makamlarına yazılan talimat evrakının dönüşünün beklenilmesine,

* Sanıklar ve müdafilerine, duruşma öncesinde ve duruşma sırasında dosyaya gelen dilekçe ve yazı cevapları ile ilgili beyanda bulunmak üzere önümüzdeki celseye kadar süre verilmesine,
Sesli ve görüntülü duruşma kayıtlarının çözümlenerek en kısa zamanda dosyaya konulmasına, talepleri durumunda sanıklar ve müdafilerine verilmesine,

* ABD yetkili makamlarına yazılan talimat evrakının tercümesini yapan Bilirkişi Sezer Kılıç’a emek ve mesaisine karşılık 8 bin TL ücret takdirine, bu konuda sarf kararı yazılmasına,

* Duruşmanın 27 Aralık 2012 günü saat 10.00’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi.


Güncelleme: 18:32
Verilen aranın ardından 18:30'da mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme heyeti savcının istemi doğrultusunda tahliye kararı vermedi. Bir sonraki duruşmanın tarihi olarak ise 27 Aralık...

Gün içinde 44 gazetecinin yargılandığı KCK davasında ise sadece iki gazeteci tahliye edilmişti.

Güncelleme 17:23

Mahkeme duruşmaya ara verdi. Ara kararın açıklanması bekleniyor...


Güncelleme 16:52

Yalçın Küçük: "Ben tutsağım"
Duruşmada verilen aranın ardından tutuklu yargılanan Yalçın Küçük söz aldı. Küçük, “Ben kendimi tutuklu görmüyorum, ben tutsağım. Yalçın Küçük Türkiye Cumhuriyeti devletinde bir tutsaktır. Biz bu cumhuriyeti savunduğumuz için esiriz, tutsağız” dedi.

"Şemdin Sakık en muteber adam"
Ergenekon davasında gizli tanık olduğu ortaya çıkan Şemdin Sakık için “Şu anda en muteber adam” diyen Küçük, “Şemdin Sakık ‘Öcalan ölürse PKK’nin başına Yalçın Yüçük geçecek’ demiş. Öyle bir havam oldu ki cezaevinde, şimdi nasıl bakıyor bana memurlar, her şeyi ben yönetiyorum” dedi.

"Yalçın Küçük bulmuşsunuz, her davaya koyuyorsunuz"
“Bu siyasi davalarda ileri sürülen iddia çürümez kalır turşu gibi. Siyasi davalarda kimse suçunu bilemez” diyen Küçük, sözlerine şöyle tamamladı: “Pazartesi günü PKK’yi, Salı günü Ergenekon’u, Çarşamba Oda TV’yi yönetiyormuşum. Diğer günlerde de kitap yazıyorum. Bir tane Yalçın Küçük buluyorsunuz her davaya koyuyorsunuz. Bu kitaplarda her şeyi yazmışım sizleri de yazacağım.”

Bilirkişi tanık olarak dinlendi
Savunmaların ardından Avukat Hüseyin Ersöz Adalet Bakanlığı’na bağlı bilirkişi listesinde yer alan Koray Peksayar'ın tanık olarak dinlenmesi için talepte bulundu. Mahkemenin talebi kabul etmesi üzerine Peksever avukatların ve sanıkların sorularını yanıtladı.

"Dosyalar açılmamışsa bilgisayara bırakılmıştır"
Dijital delillere ilişkin yöneltilen sorular arasında “Bir bilgisayarda zararlı yazılıma rastlanırsa delile etkisi nedir”, “Zararlı yazılım varsa deliller gerçek kişiler tarafından mı yaratılmıştır”, “Eski tarihli dosya yaratılır mı”, “Dosyaların açılmamış olması ne anlama gelir” soruları yer aldı. Bilirkişi Peksayar verdiği yanıtlarda zararlı yazılıma rastlanması durumunda delillerin durumunun sorgulanacağı, eski tarihli dosyanın yaratılabileceğini ve dosyaların açılmamış olmasının “bırakılmış” olduğu anlamına geleceğini ifade etti.

"Rapora göre bilgisayarda virüs var"
Peksayar, Soner Yalçın’ın “Bilgisayarda virüs olduğunu kabul ediyorsunuz” ifadesine karşılık, “Evet TÜBİTAK’ın raporuna göre bu böyle görünüyor” cevabı verdi. Peksayar, "Aynı tarihte aynı mail adresinden 3 ayrı bilgisayara virüs gönderilmiş olması bana göre planlı bir saldırıdır" diye konuştu.

Avukatlar tahliye talebinde bulundu
Duruşma avukatların savunmalarıyla devam ediyor. Soner Yalçın'ın avukatı Duygun Yarsuvat, davanın Ergenekon'la birleştirilmesi girişimlerine karşı çıkarak tahliye talebinde bulundu. Ahmet Şık'ın avukatı Akın Atalay da söz alarak, "Mahkeme olarak siz kararınızı vermişsiniz" dedi.

Savunmaların ardından mahkeme ara kararını açıklayacak.


İki yıla yakın süredir tutuklu yargılanan Soner Yalçın, Yalçın Küçük’ün yanı sıra geçtiğimiz duruşmalarda tahliye olan Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Ahmet Şık, Nedim Şener’in tutuksuz yargılandığı Oda TV davasının bugün 14. duruşması görülüyor.

TÜBİTAK "Virüs yok" diyemedi
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada davanın dijital delilleri hakkında TÜBİTAK’ın gönderdiği raporlar ele alınıyor. Dijital delillerin sahteliği ve davanın çöktüğüne ilişkin kanının hâkim oluşuna rağmen iktidarla ilişki içerisinde olan TÜBİTAK’ın dava delillerine “virüs yok” diyememesi tutuklu kalan gazetecilerin tahliye olacağı yönünde beklentileri artırdı.

Ergenekon davasıyla birleştirilecek mi?
Ancak mahkemenin dava seyrine ilişkin verdiği sinyaller Oda TV davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi yönünde olduğu görülüyor. Böylece mahkemenin söz konusu sahte delillerin nasıl ve kimler tarafından üretildiğine dair sorulan soruları eritmeyi amaçladığı, 6 yıldır süren Ergenekon davası içerisine katarak komployu düzenlerin ortaya çıkmasını engelleyeceği iddia ediliyor.

Soner Yalçın ve Yalçın Küçük neden tahliye edilmiyor?
İddianamede gazetecilik faaliyetlerine dayalı haberlerin, görüşmelerin “suç” unsuru sayıldığı davada tüm yargılananlar aynı dijital delillerle suçlanırken Soner Yalçın ve Yalçın Küçük’ün neden tahliye edilmediği bilinmiyor.

Mahkeme Başkanı eğitim seminerinde
İki yıla yakın tutuklu bulunan gazeteci Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Hanefi Avcı ile avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada tutuksuz yargılanan gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Ahmet Şık, Nedim Şener ve avukatları da katıldı. Davaya bakan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci eğitim seminerine katıldığı gerekçesiyle başkan Hikmet Şen oldu.

Hanefi Avcı: "Bu tertibi yapanlar yeter ki araştırılsın"
Davada tutuklu yargılanan Yalçın Küçük söz alarak Hanefi Avcı ve Soner Yalçın’dan sonra konuşacağını söyledi. Hanefi Avcı yaptığı savunmada davanın suç delilleri olan dijital delillerin bir başka bilgisayardan gönderildiğine ilişkin veriler sundu. TÜBİTAK’ın hazırladığı rapora da değinen Avcı, delillerin çarpıklığını ele alarak, “Bu tertibi yapanları, failleri bulmak derdimiz. Bir bilgisayara hacker yöntemiyle saldırılması bile suçtur, yeter ki araştırılsın” dedi.

Duruşmayı milletvekilleri, gazeteciler, sanatçılar izledi
Duruşmaya gazeteciler, sanatçılar, milletvekilleri de katılarak yargılanan gazetecilere destek verdi. Aralarında CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Melda Onur, gazeteciler Uğur Dündar, Ayşe Arman ile Sanatçılar Girişimi’nden Orhan Aydın, Ataol Behramoğlu da duruşmada arada bulunanlar isimlerdi.

"Gazeteciler serbest bırakılmalıdır
Duruşma öncesi adliye önünde yapılan basın açıklamasına katılan milletvekilleri, sanatçılar, gazeteciler adına söz alan Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı, Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Abakay, “Bu dava siyasi bir dava, intikam davası haline dönüşmüştür. Ciddiyeti ve inandırıcılığı kalmamıştır” diye konuştu. Eyleme katılan avukat Eşber Yağmurdereli de söz alarak yaşanan hukuksuzluğa karşın gazetecilerin serbest bırakılması gerektiğini hatırlattı.

(soL – İstanbul)