Kürt özerkliği Erdoğan'a Suriye’de 'terör'ü hatırlattı!

Aylardır Suriye’de bir rejim değişikliği gerçekleşmesi için silahlı eylemler yapan muhaliflere destek veren Başbakan Erdoğan, Suriye Kürdistanı’ndaki gelişmeler üzerine “terörü” hatırladı. Başbakan, “Oraya müdahale etmek en doğal hakkımız” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde bulunan 5 Kürt kentinin denetiminin 19-22 Temmuz tarihleri arasında Kürtler tarafından ele geçirilmesi üzerine ilk kez konuştu. Dün Kanal 24’teki Sansürsüz programına katılan Erdoğan, “Buradaki yapılanma oradaki Kürtlerin bir yapılanması olarak kabul edilemez. Oraya müdahale etmek en doğal hakkımızdır. Bu oluşuma eyvallah edecek halimiz yok” diye konuştu.

“Kürtlerin bir yapılanması olarak değerlendirilemez”
Erdoğan programda şunları söyledi: “Esad artık bu işin hakimiyetini tamamen kaybetmiş durumda. Muhalif güçler duruma hakim. Türkiye’de de ne yazık ki malum medya özellikle Esad’ın oradaki Kürtlere bırakarak terk ettiği yerleri ‘Bir Kürdistan devleti kuruldu’ diye yazmaya başladı. Yapıya baktığınız zaman, ilginç bir durum söz konusu. Buralar tabii ki hassas ama Türkiye olarak PKK ile PYD’nin işbirliğine sıcak bakmamız mümkün değil. Buradaki yapılanma oradaki Kürtlerin bir yapılanması olarak değerlendirilemez. Bizim hassas dengelerimiz arasında yer almaktadır. Bu oluşuma eyvallah edecek halimiz yok. Barzani ile görüştüm. SUK, Kürtleri de içine almak suretiyle yeni bir adım atıldı.”

Suriye’nin Kürt kentlerindeki gelişmelerde Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin rolünün büyük olduğu biliniyor. Barzani, 9-10 Temmuz tarihlerinde Suriye’deki Kürt örgütlerini Erbil’de toplamış ve örgütler arasında yapılan yedi maddelik bir anlaşmayla bir Kürt Yüksek Heyeti oluşturulması kararı alınmıştı. Salı günü, Kürt Yüksek Heyeti’nin kurulduğu Kamışlı’da ilan edilmişti.

Barzani’nin bu adımı ABD ve Türkiye ziyaretlerinin ardından atması da konunun dikkat çekici bir başka boyutuydu.

“Bölünme istemiyoruz” dedi ama…
Erdoğan'ın, aylardır Suriye'nin çeşitli kentlerinde sivilleri de hedef alan eylemler yapan muhalif gruplara verilen büyük desteğe rağmen, aklına "terörün" şimdi gelmiş olması dikkat çekti. Erdoğan programdaki sözlerine “Suriye’nin bölünmesini arzu etmediklerini” söyleyerek devam etti. "Kuzeyde oluşacak yapılanma bizim için terör yapılanmasıdır. Buna sıcak bakmamız mümkün değil” diyen Başbakan, sözlerini “45 bine yakın bizde göçmen var. Bu konuda atılacak adımlarda, değerlendirmelerde, muhalif güçlerin kuzeydeki yapılanmaya sıcak bakmaması durumunda onları destekleriz” diye sürdürdü.

9-10 Temmuz’da Erbil'de yapılan toplantının ardından Kobane, Afrin, Derka ve Amude kentlerinin denetimi Kürtlerin eline geçti. Suriye’deki en büyük Kürt kentlerinden bir tanesi olan Kamışlı’da da özerklik ilan edildi.

Demokratik Birlik Partisi (PYD) yöneticileri yaptıkları çeşitli açıklamalarda Özgür Suriye Ordusu gibi güçlerin bölgeye girişine izin vermeyeceklerini söylerken, Erdoğan’ın muhalifleri “kuzeydeki yapılanmaya sıcak bakmaması halinde destekleyeceklerini” söylemesi dikkat çekti. Erdoğan “Suriye’nin bölünmesini arzu etmiyoruz” dese de, devamında söyledikleri Özgür Suriye Ordusu ve Suriye Ulusal Konseyi gibi Batı ve Türkiye tarafından desteklenen örgütlerle Kürtler arasında tekrar çatışma çıkması anlamına geliyor. Daha önce benzer olaylar Afrin’de PYD ile Özgür Suriye Ordusu arasında yaşandı.

“Patronaj derdimiz yok”
Başbakan Erdoğan programda Suriye Kürdistanı’ndaki gelişmeler konusunda Türkiye’nin “patronaj” iddialarının bir rolü olmadığını da ileri sürdü.
Bir süredir basında, AKP yönetiminin Suriye’deki güç dengelerini değiştirmek üzere Barzani aracılığıyla Suriye Kürtlerini muhalefetin saflarına daha aktif bir biçimde katmak istediği yönünde iddialar tartışılıyor. Türkiye’nin, Barzani eliyle Kürtleri muhalefet hareketine dahil etmek karşılığında Irak ve Suriye’deki yapılanmayı himaye edebileceği tezi Cengiz Çandar, Haşim Söylemez gibi sık sık konuyla ilgili analiz yapan kişiler tarafından dile getiriliyor.

Erdoğan bu yöndeki iddialara şu yanıtı verdi:

“Türkiye’nin patronajı ifadesini paylaşmam. Patronaj derdimiz yok. Kendi bünyesinde sıkıntı oluşturacak bir terör eylemini, bir yerde kaşıyan yapısı oluşuyorsa oraya müdahale etmek en doğal hakkımızdır. Kendi iç huzurumuzu tehdit eden bir adım olur ki, böyle bir adıma eyvallah diyemeyiz. Önümüzdeki hafta Dışişleri Bakanımı Kuzey Irak ’a gönderiyorum. en üst düzeyde görüşmek suretiyle, şu anda durum çok farklı bir noktaya gelmiştir. Yol haritası istikametinde yürümesinin gereğini onlarla paylaşacağız.”

Erdoğan’ın bu sözleri işlerin iki olasılığın bulunduğunu akla getiriyor: Ya süreç Türkiye’nin beklemediği bir biçimde gelişti ve Türkiye ortaya çıkan durumdan rahatsız ya da Türkiye başından beri Suriye’deki dengeleri değiştirmek ve Kürt bölgesini muhaliflerin serbestçe hareket ettikleri bir tampon bölgeye dönüştürmek için bölgede yeni bir çatışmanın fitilini ateşleyecek bir politikaya sahip.

Bu olasılıklardan hangisinin geçerli olduğundan bağımsız olarak, Erdoğan’ın sözlerinin beş kentte özerklik ilan eden Kürtlere karşı Özgür Suriye Ordusu’nu destekleyeceği ve bu durumun da yeni çatışmalara gebe olduğu söylenebilir.

“Sıcak takip gündeme gelebilir”
Konunun bir diğer boyutu ise Türkiye ordusunun bölgeye müdahale edip etmeyeceği… Suriye’deki gelişmelerin oldukça erken evrelerinden bu yana egemen medya tarafından “Esad-PKK ittifakı” tezi gündeme getirilip duruyor. Herhangi bir dayanağı olmayan bu tezin gündeme getirilme nedeni, bu söylemin Suriye'ye müdahaleyi meşrulaştırmak için kullanılmak istenmesiydi. Şimdi ise ortaya farklı bir durum çıktı. Bu kez PKK’ye yakın bir parti olan PYD’nin başını çektiği Kürt örgütlerinin özerklik ilanı, Erdoğan tarafından “sıcak takip” ve “müdahale hakkı” kapsamında tartışılıyor.
Erdoğan programda konuyla ilgili şunları söyledi: “Sıcak takip gündeme gelebilir. O yapılması gereken... Değişen angajman kuralları için de böyle bir şey var. Bu sizin en tabii hakkınızdır. Zaman zaman Kuzey Irak’ta terör bölgelerine hava saldırılarımız bir savunmanın gidişi olarak atılan adımlardır. Buna Irak yönetimi bir şey söyleyememektedir.”

Erdoğan’ın dile getirdiği “sıcak takip” ihtimali, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye Ulusal Konseyi gibi örgütleri Kürtlere karşı harekete geçmeye çağırmasıyla birlikte düşünülünce daha da tehlikeli bir ihtimale işaret ediyor. “Patronaj arzumuz yok” diyen Başbakan’ın bu ifadeleri, Kürtlerin üzerine yürüyecek muhaliflerin Türkiye tarafından da sınır ötesi operasyonlarla desteklenebileceğini ima ediyor.

Suriye Kürdistanı’nda Pazar günü gösteriler yapılacak
Bu arada Pazar günü Kamışlı’kentlerinde, PYD’nin de parçası olduğu Batı Kürdistan Halk Meclisi ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi tarafından Salı günü Kamışlı’da kurulan “Kürt Yüksek Heyeti” ile ilgili eylemler gerçekleştirileceği duyuruldu. Eylemlerin “Kürt Yüksek Heyeti benim temsilcimdir” sloganıyla düzenleneceği kaydedildi.

(soL-Haber Merkezi)