Hukuka bir darbe daha: Arabuluculuk

Dün İstanbul Barosu avukatları, düzenleyicileri arasında Adalet Bakanlığı'nın da olduğu ve İstanbul Conrad Hotel'de gerçekleştirilen "Türkiye'de hukuk anlaşmazlıklarında arabuluculuk uygulamaları uluslararası çalıştayı"nı protesto etti. Çalıştay üç gün boyunca sürecek.

Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı(UNDP) tarafından İstanbul Conrad Hotel'de düzenlenen "Türkiye'de hukuk anlaşmazlıklarında arabuluculuk uygulamaları uluslararası çalıştayı" İstanbul Barosu avukatlarınca dün protesto edildi. İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal'ın da bulunduğu protesto sabah 10:30 sıralarında çalıştayın düzenlendiği, Beşiktaş Barbaros Bulvarı üzerindeki Condrad Hotel'in önünde başladı.

Cübbeleri ve pankartlarıyla otelin önüne gelen avukatlar sloganlarla eylemlerine başladılar. Saat 11:15'te çalıştayın mola vermesiyle beraber Ümit Koca Sakal, bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylem programıyla ilgili basına bilgi de veren Kocasakal "Barolarımızı, meslektaşlarımızı ve kamuoyunu bu vahim gelişmeye, anılan tasarıya karşı duyarlı olmaya ve mücadele etmeye, hukuka sahip çıkmaya" çağırdıklarını bildirdi. Kocasakal, İstanbul Barosunun, dünyanın bünyesinde en fazla avukat barındıran birinci barosu olduğunu, "Dünyanın en büyük savunma örgütü olan İstanbul Barosu'nun tarihi bir görev ve sorumluluk bilinci ile arabuluculuk yasa tasarısına karşı kararlılıkla direneceğini, mücadele edeceğini, demokratik ve meşru gücünü sonuna kadar kullanacağını, mesleği, meslektaşları, vatandaşın hak ve hukukunu sonuna kadar koruyacağını" söyledi. Kocasakal "Avukatlık Kanunu değişikliği tartışmalarının yapıldığı bu günlerde, “yargının iş yükü” bahane edilerek, avukatlık mesleğine, vatandaşın hak ve hukukuna saldırı niteliği taşıyan, çok hukukluluğu ve kadı sistemini getiren mafya, tarikat, cemaat “adaletini” hukukun içine sokan, geçtiğimiz dönemde Baromuzun kararlı direnişi nedeniyle çıkarılamamış olan arabuluculuk yasa tasarısı yasalaşma sürecine girmiştir”dedi.

Saat 11:30'da çalıştayın tekrar başlamasıyla birlikte avukatlar otelin kapısına doğru ilerlemeye başladılar. Üzerlerinde "ARABULUCULUK ’ta Egemenlik Kayıtsız Şartsız Mafyaya Tarikat Ve Cemaate Aittir", "ARABULUCULUK, kılık değiştiren emperyalizmin ve küresel sermayenin adalete sızmasıdır", "ARABULUCULUK, hukukun cübbesinin, başka cübbelere teslimidir!","ARABULUCULUK, hukukun mafyanın, tarikatların, cemaatlerin egemenliğine, insafına, keyifliğine terk edilmesidir" şeklinde sloganlar yazan dövizleriyle avukatlar çalıştayın düzenlendiği salona girmek istediler.

Otel yönetiminin kendilerine, salona arka girişten alınacaklarını söylemesi üzerine otelin arka girişine yönelen eylemciler burada kapıların kapatılmış olduğunu ve özel güvenlik personelince önleml alınmış olduğunu belirtti. Otel yönetiminin tutumunu protesto eden avukatlar bir kez daha ön kapıya yöneldiler. Burada da otel yönetiminin engellemeleriyle karşılaşan İstanbul Barosu avukatları otele girmeyi başardılar.

Çalıştayın düzenlendiği salona yönelen Ümit Kocasakal ve beraberindeki eylemci avukatlar toplantı salonuna girdiklerinde yanlarında getirdikleri kırmızı kartları kaldırarak eylemlerine devam ettiler. Ellerindeki kırmızı kartlarla toplantı salonu etrafında bir müddet tur atan eylemciler yürüyüşün ardından salonu terk ettiler ve eylemlerini sonlandırdılar.

Arabuluculuk neydi?
Uzun bir süredir yasa tasarısı olarak bekletilen arabuluculuk başta avukatlar olmak üzere hukuk camiasının yoğun tepkisiyle karşılaşıyor. Özel hukuk uyuşmazlıklarında, sorunların mahkeme yoluyla değil de tarafların kendi iradeleriyle çözülmesini öngören bu yeni kurumla, mahkemelerin yükünün azaltılmasının hedeflendiği söylense de, temel amaç" uluslararası sermayenin hareket alanının yargı tarafından kısıtlanmasının engellenmesi" olarak yorumlanıyor.

Arabuluculuk sıfatını alacak kişinin dört yıllık lisans eğitimine sahip olması ve arabuluculuk eğitimini tamamlamış olması yeterli bulunurken, uzlaşmazlıkların yargı dışı kurumlar tarafından çözülmesi süreci, yargının işlerini kolaylaştırmaktan çok, sözleşmeler, anlaşmalar gibi birtakım özel hukuk işlerinde karşılaşılan sorunların en kısa yoldan çözülmesini hedefliyor. Arabuluculuk kurumunun uyuşmazlık yaşayan taraflar tarafından belirlenmesi, tarafların eşit konumda bulunması koşulu, arabulucuya sunulan bilgilerin mahkeme, hakem ya da herhangi bir idari makam tarafından açıklanmasının talep edilemeyecek olması ise, bu tür uzlaşmazlık konularında yaşanan birtakım yolsuzlukların ve sümen altı edilmesi gereken konuların da gizli kalması meşruluğunu getirecek.

(soL - Haber Merkezi)