soL (HABER MERKEZİ) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Türkiye-Ermenistan arasında oynanacak Dünya Kupası grup eleme maçı için Ermenistan'a gidip gitmeyeceği tartışmalarına Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nden yanıt akşamüzeri geldi. Gül, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın Erivan'da oynanacak maç için yaptığı daveti kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, "anılan maç, sportif bir karşılaşmanın ötesinde, önemli fırsatlar sunan bir anlam taşımaktadır. Özellikle Kafkasya bölgesi halklarını endişeye sevk eden gelişmelerin yaşandığı bir dönemde ortaya çıkan bu imkanın, tüm taraflarca en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğine inanılmaktadır. Bu maç vesilesiyle yapılacak bir ziyaretin bölgede yeni bir dostluk ikliminin oluşmasına da katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu anlayışla daveti kabul etmiştir" denildi. Açıklamada ayrıca, söz konusu maçın ortak tarihi olan iki halkın yakınlaşmasının önünü tıkayan unsurların ortadan kaldırılmasına ve yeni bir zemin hazırlanmasına vesile teşkil edeceği, bu ziyaretin iki ülke halklarının birbirlerini daha iyi anlamaları için bir fırsat oluşturacağının ümit edildiği mesajı yer aldı.
Gül'ün Ermenistan ziyareti son günlerin en tartışmalı konusu olmuş, MHP ve CHP'den konuyla ilgili sert açıklamalar gelmişti. MHP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, Gül'e gönderdiği açık mektupta "Erivan'a gitmeyin, giderseniz ofsayta düşersiniz" demişti. Önceki günkü AKP MKYK toplantısından da hiçbir AKP'li milletvekilinin Erivan'a gitmeyeceği kararı çıkmıştı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın davetini kabul etmesi, "Kafkasya meselesinde Gül kendini feda ediyor" yorumlarına neden oldu.
Türkiye - ABD - Ermenistan üçgeninde bir süredir oyun, Ermenistan'ın Amerikancı cepheye kazanılması kuralıyla oynanıyor. Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkileri bu nedenle, sadece kendi sorunu olmuyor. "Barış" sözlerinin arkasında bazen, bölgede bir savaş cephesi oluşturma çabası gizlenebiliyor.
Bu yüzden ziyaretle ilgili akla gelen bir başka soru da şu oluyor: Gül kendini barış için mi, yoksa ABD çıkarları için mi feda ediyor?