GMİS: Bundan sonrası "taammüden adam öldürme" olacak

Türkiye Taş Kurumu'na bağlı Kozlu maden ocağında meydana gelen patlamada taşeron şirketine bağlı 8 maden işçisinin hayatını kaybetmesi üzerine Genel Maden İşçileri Sendikası açıklamada bulundu. Açıklamada bundan sonrasının "taammüden adam öldürme" olacağı belirtildi.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi’nde ana galeri açma ve hazırlık işlerini yürüten taşeron şirketin çalıştığı alanda meydana gelen ve 8 maden işçisinin hayatını kaybettiği kaza ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.

Taşeron şirketlere yeraltında ihale verilmesi ilk gündeme geldiğinde sendika olarak basın açıklamaları ve eylemlerle tepki gösterdiklerini ve uyardıklarını anlatan Alabaş, uyarıları dikkate alınmayınca 17 Mayıs 2010 tarihinde TTK Karadon Müessesesi’nde bir taşeron şirketin çalıştığı alanda meydana gelen faciada 30 madencinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Uyarılar yine dikkate alınmadı
2010 yılındaki kazanın ardından da uyarılarını sürdürdüklerini vurgulayan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, uyarılarının yine dikkate alınmadığını ve 7 Ocak 2013 tarihinde Kozlu’da meydana gelen kazada ise taşeron şirkette çalışan 8 madencinin hayatını kaybettiğine dikkat çekti.

Alabaş “Tüm bu uyarılarımıza rağmen akıl almaz bir duyarsızlıkla bu uygulamayı sürdürenler ve taşeron şirketlerin başarısızlıklarına rağmen ısrarla süre uzatımına gidenler bu kazadan birinci derecede sorumludurlar. Yaptığımız uyarılar nedeniyle 2010’daki kazaya, göz göre göre geldiği için “facia” demiştik. Şimdi tüm uyarılarımıza rağmen yaşanan bu son olayı açıkça bir “iş cinayeti” olarak tanımlıyoruz. Eğer aynı uygulama sürdürülürse bundan sonrasının “taammüden adam öldürme” aşaması olacağını da önemle belirtiyoruz” ifadelerini kullandı.

Basın toplantısında GMİS Genel Merkez Yönetim Kurulu ile GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri de hazır bulundu.

Alabaş, basın toplantısında şunları söyledi

“Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi – 630 kodunda 7 Ocak 2013 tarihinde saat: 12.00 sıralarında meydana gelen kazada, metan gazı püskürmesi sonucu 8 arkadaşımız gaz ve kömür postası altında kaldı. Kısa sürede ulaşılan 5 arkadaşımızın hayatını kaybettiği görüldü. Kömür postası altında kalan diğer 3 arkadaşımıza ulaşma çalışmaları sürüyor. 5 arkadaşımızı düzenlenen cenaze törenleriyle defnettik. Arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve tüm madencilik camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz"

'Şirketin yeraltı madenciliği konusunda hiçbir tecrübesi yok'
Açıklamada taşeron şirketin faaliyetleri hakkında ise şöyle değerlendirmeler yapıldı:

"-630 kodunda taşeron şirketin galeri hazırlama çalışması yaptığı sahada meydana gelen kazanın teknik incelemesi henüz tamamlanmadı. Ancak eldeki bazı veriler ve daha önce yaşanan ve benzer kazalar dikkate alındığında bu durumu sıradan bir kaza olarak değerlendirmek mümkün değildir. Her şeyden önce Kozlu’da yeraltında galeri açma işini alan söz konusu taşeron şirketin yeraltı maden işletmeciliği konusunda hiçbir tecrübesi yoktur. Söz konusu şirket bir inşaat şirketidir. Nitekim çalışan arkadaşlarımızı sendikalı yaptığımızda, bizim yani Genel Maden İşçileri Sendikası’nın inşaat sektöründe örgütlenemeyeceğini belirterek mahkemeye itirazda bulunmuştur."

'Şirket 3 yıl boyunca sendika çalışmalarını engellemeye çalışıyor'
Açıklamada söz konusu şirketin TTK'da sendikal çalışmaları 3 yıl boyunca engellemeye çalıştığı ifade edilirken şirket hakkında "bizi mahkemelerde oyalayan şirket, toplu iş sözleşmesi yapmamıza ve çalışanların, çalışma ve yaşam koşullarını geliştirme mücadelemize engel olmuştur. Bu işin uzmanı olmayan bir şirkete hazırlık işlerinin yaptırılması hukuken doğru değildir" denildi.

Aynı şekilde bir inşaat şirketi olan ve yeraltı maden işletmeciliğinde uzmanlığı olmayan başka bir taşeron şirketin çalıştığı TTK Karadon Müessesesi’nde -540 kodunda 17 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen kazada da 30 madencinin hayatını kaybettiği belirtildi.

Açıklamanın sonunda yaşanan gelişmelere ilişkin şöyle denildi:

“Biz diyoruz ki bu iş bizim işimiz. Yani 160 yıllık üretim kültürüne ve tecrübesine sahip olan TTK’nın işidir. En kısa sürede tespitler yapılmalı, söz konusu taşeron şirketlerin hak edişleri ödenmeli ve çalışanlarıyla birlikte bu işlerin TTK’ ya devredilmesi sağlanmalıdır. Özel şirketlerden gelecek olanların eğitimi ve uyumu sağlanarak ve tıpkı eskiden olduğu gibi Kurum, hazırlık ve galeri sürme işlerini de kendisi yapmalıdır.

Tüm bu uyarılarımıza rağmen akıl almaz bir duyarsızlıkla bu uygulamayı sürdürenler ve taşeron şirketlerin başarısızlıklarına rağmen ısrarla süre uzatımına gidenler bu kazadan birinci derecede sorumludurlar.

Yaptığımız uyarılar nedeniyle 2010’daki kazaya, göz göre göre geldiği için "facia" demiştik. Şimdi tüm uyarılarımıza rağmen yaşanan bu son olayı açıkça bir “iş cinayeti” olarak tanımlıyoruz. Eğer aynı uygulama sürdürülürse bundan sonrasının “taammüden adam öldürme” aşaması olacağını da önemle belirtiyoruz."

(soL-Haber Merkezi)