Başbakan'dan müjde: Herkes onu sevmek zorunda değilmiş!

TOBB Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan, "Herkes bizi sevmek zorunda değil" dedi. Erdoğan, 'sokakları terörize etmekle demokrasi olmayacağını' savunarak, "Sandık demokrasinin namusudur" ifadesini kullandı.

(soL-Haber Merkezi) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan, "Herkes bizi sevmek zorunda değil. Bunu samimi söylüyorum. Böyle bir mecburiyet yok. Biz 76 milyonun tamamının hükümetiyiz. Seven sevmeyen farketmez." ifadelerini kullanarak şunları söyledi:

"Bugün elde ettiğimiz başarılar hiç kuşkusuz siyasette, demokraside, dış politikada gerçekleştirdiğimiz reformların eseridir. Eğer ekonomideki kazanımlarımızı koruyacaksak demokrasiye sahip çıkacağız. Eğer ekonomiyi daha da büyütmek istiyorsak demokrasiye daha fazla sahip çıkacağız. Eğer bugün elde ettiğimiz kazanımları korumak, daha da arttırmak istiyorsak demokrasinin üzerine büyük bir hassasiyetle eğilecek, demokrasiyi daha ileri noktalara taşımaya gayret edeceğiz. TOBB'un bundan sonra da kazanımlarımıza en güçlü şekilde sahip çıkacağına inanıyorum. Herkes bizi sevmek zorunda değil. Bunu samimi söylüyorum. Böyle bir mecburiyet yok. Biz 76 milyonun tamamının hükümetiyiz. Seven sevmeyen farketmez. Biz bu millete efendi olmaya değil, bu millete hizmetkâr olmaya geldik."

Sandıktan gayrı demokrasi olmaz
Erdoğan, 'Türkiye'de demokrasiye yalnızca sandıkta müdahale edilebileceğini' ve 'sokakları terörize ederek demokratik hakların dile getirilemeyeceğini iddia ederek şöyle konuştu:

"Bizi sevmeyenler olacaktır. Bunu biliyoruz. Ama sandık da bunun için var. Seçim sandığı milletin önüne gelir. Millet o engin feraseti ile iktidardaki partiye hesabını sorar. Ya tamam ya da devam der. Milletin tercihini özgürce kullandığı bir ortamda diktatörlük olmaz. Sandık demokrasinin namusudur. Sandık demokrasilerde hesap sorma makamıdır. Emniyet sübabıdır. Sandık sonucundan asıl ders çıkarması gereken kazanan değil kaybeden olmalıdır. Kaybeden nerede hata yaptığını enine boyuna ölçüp biçmelidir. Ne aldık, yüzde 50. Biz öteki yüzde 50'nin içinden ne kadar alabiliriz hesabını yaparız. Çoğunluğun azınlığına hükmetmesine şüphesiz hep birlikte karşı duracağız. Ama Türkiye'de on yıllardır yaşandığı gibi azınlığın çoğunluğa dayatmalar yapmasına da hep birlikte karşı durmak zorundayız. Elbette medya, üniversiteler, meydanlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Ancak tek başına medyanın, sermayenin ülkenin gidişine yön verdiği bir rejime demokrasi denebilir mi? Sesini sadece sandıkla duyuran sessiz kitleyi o zaman nereye koyacaksınız? O zaman bu sisteme nasıl demokrasi diyeceksiniz. Türkiye'de artık demokrasiye sadece sandıkta müdahale edilebilir. Bunun dışındaki her müdahale artık gayri meşrudur. Dağda ya da şehirde meydanları işgal ederek, sokakları terörize ederek demokratik hak dile getirilmez. Bu demokrasiye sadece zarar verir."

'Allah için sevmeye mecburuz'
Türkiye'nin son dönemde 'çıta atladığını' belirten Erdoğan hükümete karşı alınan tutumları eleştirerek şu ifadeleri kullandı:

"İşte biz burada dayanışmamızı çok açık, net ortaya koymak zorundayız. Çünkü Türkiye ve bu millet bunları hak etmiyor. Türkiye sınıf atlamış, çıtayı yükseltiyor, yapılana bak. 10 yıl önce bu ülkede köşelerinde istediği gibi yazamayanlar, çizemeyenler, el pençe divan duranlar şimdi bakıyorsunuz farklı bir tavır sergiliyor. Demokrasinin güç kaybettiği bir ortamda seçkinler kazanır, imtiyazlılar kazanır ama çoğunluk kaybeder. Bu ülkenin her bir ferdi, özellikle sivil toplum örgütleri demokrasi konusundaki hassasiyetlerini bugüne kadar olduğu gibi korumalı ve daha üst noktalara taşımalıdır. Biz bir olmaya, beraber olmaya. Hepsinden öte kardeş olmaya mecburuz. Birbirimizi Allah için sevmeye mecburuz. Hiçbir ayrıma tabi tutmadan birbirimizi yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz."

Bunlar hep faiz lobisi!
Erdoğan, 'Türkiye üzerinde oynanan oyunlara karşı' da uyarılarda bulundu. Bir kez daha 'faiz lobisi'ne dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi:

"İçeriden dışarıdan üzerimizde oynanan oyunları herhalde hissediyorsunuz. Türkiye her alanda olduğu gibi sermaye noktasında da ayrımcılığın bedellerini çok ağır ödemiş bir ülkedir. Cadı avlarının yapıldığı, kredilerde, teşviklerde ayrımcılığın yapıldığı dönemlerden geçti. Türkiye'de ne bugün ne de bundan sonra böyle dönemlerin yaşanmasına asla müsaade etmeyiz. Faiz lobisi uyanık. Sadece faizle yetinmiyor bir de komisyonlar adı altında komisyonlarla garibim tüketicileri çökertiyor."