Başbakan Erdoğan 'Akil İnsanlar Heyeti'ne seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendi oluşturduğu Akil İnsanlar Heyeti ile bir araya geldi.

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki toplantıda Erdoğan, "Akil İnsanlar Heyeti"ne hitaben bir konuşma gerçekleştirdi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Temsili heyet
2009'dan itibaren başlattığımız süreçte bu salonda çok değerli dostlarımızı ağırladık. Şu anda burada bulunan doslarımızdan bazıları o toplantılara da katıldılar. Bugün geldiğimiz noktada bir kaç hususun altını çizmek istiyorum.

Salonda bulunmamak sürecin dışında olmak anlamında değil. Bu heyet Türkiye'nin tüm akil insanlarından oluşan heyet değil. Bu heyeti temsili bir yapı olarak görmek daha doğru olacaktır.

Burada heyetin isminden ziyade, üstlenmekte olduğumuz misyonun daha önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Hayırlı bir iş için bir araya geldik. İşin magazin boyutuna kim vardı kim yoktu boyutuna takılıp hedefin arka plana itilmesine izin vermeyelim.

Heyeti oluştururken zorlu bir seçme süreci yaşadık. Geniş bir havuz oluşturduk. Kanaat önderliği yapabilecek bir çok isim belirledik. Çok hasas bir tercih sürecinin ardından farklı kesimleri temsil etmek amacıyla bu listeyi oluşturduk.

Türkiye'yi birinci sınıf bir demokrasi ülkesi yapmak için
Burada olan insanların ortak noktası bu kangren olmuş konuyu halletmek istemeleridir. Eleştirisi olan önerisi olan varsa dikkatle dinleyeceğiz.

Türkiye'nin can alıcı meselesinde sorunun uzağında kalmak için hiçbir geçerli olamaz. Çözümün değil sorunun parçası olanların eleştirileri kararlarımızı zayıflatmaz. Türkiye'yi birinci sınıf bir demokrasi ülkesi yapmak için çabalarımızı sürdüreceğiz.

Türkiye terör nedeniyle 40 bine yakın insanını toprağa verdi. Bu sorun bugün barışımızı ve bölgesel etkinliğimizi, güven ve istikrarımızı tehlikeye atmaktadır.

Çözüme karşı olanların önerisi açıkça ölümlerin devam etmesidir, Türkiye'nin kan kaybının devam etmesini istemektir. Bu anlayış ne insanidir ne vicdanidir.

Bu süreçte her zaman yalnız bırakıldık. Bizi destekleyen milyonları kastetmiyorum ancak gücü olduğu halde imkanı olduğu halde bu can alıcı meselede inisiyatif almayanları mazur görmemiz mümkün değildir.

Bu ülkede teröre oy endişesiyle bakanlar oldu, hala da var. Bu sürece kasasına giren paralara bakanlar da oldu.

Bütün samimiyetimle söylüyorum. Bir Başbakan olarak ben sadece engelleri kaldırsaydım, açtığımız yoldan bilim insaları ilerleseydi. Ne yazık ki biz yolu açtık ama sadece milletimiz ve bir avuç gönül insanı destek verdi.

Niceleri o yola tuzaklar döşedi. Saldırılara, provokasyona uğradık ama hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadık, vazgeçmedik. Bir ülkede demokrasi açığı varsa bütün sorunlar birbirini besler. Tek tipçi ve inkarcı bir devlet anlayışı varsa orada karmaşa, çatışma huzursuzluk eksik olmuyor.

İnkar, ret ve asimilasyon politikalarına son verdik.
Silaha teröre bölücü anlayışa sarılanlar ne kadar suçluysa, insanlık dışı muamelede bulunanlar da o kadar suçludur. Faşizim, terör örgütünün yaptığı tahribattan daha fazlasını yapmıştır. Sosyal dokuyu terörden ayırmak için herkes sorumluluk üstlenmeli.

Saldırılara inat işe yaramaz diyenlere inat doğuya hizmetler götürdük. İstanbul'da ne varsa, Diyarbakır'da da o olacak. 10 yıl önce Hakkari ve Iğdır'a havalimanı yapılacak desek inanır mıydınız?

Son 10 yılda bölgeye yapılan yatırımların miktarı 40 milyar dolara yaklaştı. İktidara geldiğimiz ay OHAL'i kaldırdık. DGM'leri kaldırdık, maddi-manevi yaraları sarmanın mücadelesini verdik. Farklı lehçelerde yayınların önünü açtık. En önemlisi inkar, ret ve asimilasyon politikalarına son verdik.

Şimdi helalleşmenin zamanı
Şimdi artık topyekun kucaklaşmanın, kardeşlik hukukun gereklerini yapmanın, hesaplaşmanın değil helalleşmenin zamanı…

Ortak geçmişimizi görmeyenler ortak geleceğimizi de göremezler.

Ötekileştiren anlayış bizimle birlikte yok oldu. Ama sadece hükümetin adım atması devletin kucaklaması yetmiyor. Şimdi kucaklaşmanın zamanı. Ayrılıkları değil, ortak çıkarları zaferleri öne çıkarmanın zamanı.

Şunu herkes bilmelidir ki son 29 yıla bakarak Türk-Kürt kardeşliği üzerinden yorum yapmak yanlıştır. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki birlik örneği bize yeter.

Cumhuriyet kurulurken, birlik beraberlik ruhu üzerine inşa ediliyor. Ancak daha sonradan bu yapıyı bozmak istediler. Her türlü farklılığı inkar ettiler.

Bu ülkede hepimiz aynı zalim zihniyet tarafından aynı zulümlere uğradık. Kitaplar yasaklandı, inançlar değerler asimilasyona tabii tutuldu. Biz 10 yıldır bu örselenmiş duyguları tamir etmenin mücadelesindeyiz.

Eksiklerimiz hatalarımız olabilir. Herkesin bir olduğu bir Türkiye inşa etme gayreti içerisindeyiz. Yasaklar kısıtlamalar olmasın. Bundan kimse tedirgin olmasın, bu birliğin ve beraberliğin pekişmesidir.

Türkiye son 10 yılda ileri demokrasiye ulaşmak için hayati adımlar attı. Bazı kesimler bu adımlara karşı çıktılar. Bunun daha fazlasını terör meselesini ülke gündeminden çıkararak yapabiliriz. Böyle bir Türkiye'de millet kazanır.

Acılardan ders çıkarmalıyız. Geleceği karşılıklı güven üzerine inşa edeceğiz. Büyük Türkiye'nin kalkınmış Türkiye'nin önündeki son engel terördür. Terörü sonlandırmak dışında başka bir gayretimiz yoktur.

Bu heyet birbirinden değerli insanlardan oluşuyor. Sizlerin seyircileriniz olarak, hayranlarınız okurlarınız olarak, eserlerinizi sizden daha iyi biliyoruz. Şiirlerinizde, yazılarınızda, filmlerinizde bizi oynadınız yazdınız. Bugüne kadar Türkiye'yi anlattınız, Türkiye'nin sorunlarına dikkat çektiniz. Şimdi sayfalarınıza taşıdığınız bu sorunlar için sizden destek bekliyoruz."