Ali Cengiz İnce/Soma
AKP iktidarı, Soma’nın Deniş ve Yırca köyleri mevkiinde Kolin İnşaat tarafından yapılmasına karar verilen termik santral inşaatı için binlerce dekarlık zeytinlik araziyi, Acele Kamulaştırma Kanunu’na dayanarak yok etmeye hazırlanıyor. Kolin İnşaat, Gezi parkına Kışla, AVM yapmak isteyen şirket, diğer önemli ‘projeleri’ ise, 3. Köprü, 3. Havaalanı. Kolin, Botan çayı üzerindeki Alkumru Barajı’nı da Limak ile birlikte işletiyor. Botan çayında, baraj kapaklarının açılarak 6 yurttaşımızın boğularak ölmesine neden olan baraj, bu barajdı.
Kolin Termik santralinin yapılması için belirlenen zeytinliğin Soma Termik Santralinin 1-1.5 kilometre kuzeyinde olduğu, bir tane santralin çevreyi bu denli kirlettiği bir yerde iki santralin yanyana çalışması halinde çevrenin ne hale geleceği düşünüldüğünde, ÇED raporunun da ‘tartışmalı’ olduğu açık.
'AKP bizimle mi savaşıyor?'
Savaş zamanlarında ülke yararı olduğu hallerde kullanılmak, işleri hızlandırmak için hazırlanmış bir yasa olan "Acele Kamulaştırma Kanunu", bugüne değin pek kullanılmamışken, AKP tarafından, enerji havzalarının kamulaştırılması için kullanılıyor. AKP’nin, savaş, ülke yararı olmadığı halde ve Zeytin Kanunu da yürürlükteyken bu yasayı kullanmasına bir köylünün tepkisi şöyle: “Acaba bizimle mi savaşıyorlar?”
Deniş köyünde yaşayan insanları, iş vaatleri ile ikna eden şirket, Yırca köylülerinden, aynı anlayışı görmedi. Zeytinliklerini ve yaşam alanlarını terk etmek istemeyen 25 köylü, Çevreci Greenpeace örgütü ile ilişkiye geçerek hukuki süreç başlattılar.
Yırca Köylüleri, akşam saatlerinde köy kahvesinde toplandı. Greenpeace avukatı Deniz Bayram, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Somalı maden işçilerinin de katıldığı toplantıda Avukat Bayram yasal süreci anlattıktan sonra, Danıştay’da açtıkları davadan umutlu olduklarını söyledi. Ancak, şirketin sicili dikkate alındığında, davanın bitmesini beklemeden bir gece yarısı baskınıyla zeytinliklere dozerleri sokmasının pekâlâ mümkün olduğunu, bu nedenle köylülerin, yaşam alanlarını ve zeytinlikleri nöbet tutarak beklemeleri gerektiğini sözlerine ekledi.
İşçiler, köylülerin yanında
Milletvekili Özel, Mustafa Kemal zamanında çıkarılan Zeytin kanununun, AKP tarafından kaldırılmak istendiğini, Mayıs ayında değiştirilmek istenen ‘Zeytin Yasasının’ yoğun muhalefet nedeniyle Ekim ayına kaldığını ve şimdi şirketin 10 Mayıs tarihinde alınan, Bakanlar Kurulu Kararı ve ‘Acil Kamulaştırma Kanunu’nu kullanarak sorunun etrafından dolandığını belirtti.
Maden işçileri adına söz alan Ali Söğüt, “gündüzleri biz, geceleri siz nöbet tutacaksınız, sizi desteklediğimizi bilmenizi istiyor, mücadelenizde başarılar diliyoruz,” dedi.
Köylüler, birlik halinde direnme kararı aldılar ve zeytinlikte nöbet tutmak için liste oluşturup saat 21:30 gibi toplantıyı sonlandırdılar.
AKP'den gece baskını
Ancak saat 23:30 sularında, 3 dozer iki ayrı koldan zeytinliğe girdi, nöbetçilerin dozerlere yetişmesine kadar 10’dan fazla zeytin ağacı köklerinden söküldü. Nöbetçilerin köylülere haber vermesi ve dozerlerin önüne oturmalarıyla, dozerler çalışmayı durdurdu ve köylüler suç duyurusunda bulunmak için Jandarma’yı çağırdı.
00:30’da, akşamki toplantının özneleri tekrar bir araya geldi. Bu defa toplantı yeri, köklerinden sökülen, dalları yeşil zeytin taneleri ile bezeli 17-18 yaşındaki zeytin ağaçlarının yanıydı.
Jandarma, köylülerin, bu hukuksuz gece yarısı baskınını yapanlardan şikâyetci olmasına ve CHP'li Özel’in de işlem yapılması konusunda ısrarlarına rağmen, ne köylülerin ifadesini aldı, ne de dozer sürücülerinin ifadelerini. Dozerlerin zeytinlikten ayrılmasını sağlayan Jandarma komutanı, “Kaymakam veya Savcı emir verirse işlem yaparım, biz zaten dozer sürücülerini biliyoruz” dedi ve zeytinliği terk etti.
Av. Deniz Bayram, yaşanan olayla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını ve olayın görüntülerini Danıştay’a ulaştıracaklarını söyledi.