AKP bununla övünüyor: 'Cezaevlerimiz çok konforlu'

Siyasi davalar sonucu yüzlerce kişinin tutuklu olduğu Silivri Cezaevi meğer pek konforluymuş. İnsanların tutuklu ve hükümlü olduğunu “unutan” Adalet Bakanlığı “Silivri cezaevimiz çok konforlu” şeklinde bir CD hazırlarken, bu yöntemle AKP’nin cezaevi imajını düzeltilmeye çalışılıyor.

AKP iktidarında her geçen gün rekor üstüne rekor kıran tutuklu sayısındaki artış ve cezaevlerinin kötü koşulları, imaj tazeleme çalışmalarının başlamasına neden oldu. Siyasi davalarla birlikte en çok tepki çeken cezaevlerinden birisi olan Silivri Cezaevi için hazırlanan tanıtım CD’si ile cezaevlerinin aslında konforlu olduğu anlatılmaya çalışılıyor.

Adalet Bakanlığı, adalet değil cezaevi peşinde
Ülkede hukuksuzluğun geldiği boyutlar tepki çekerken, Adalet Bakanlığı’nın gündeminde adaletsizlikler yerine cezaevleri var. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan CD'de Silivri Cezaevi’ne ilişkin şu bilgiler veriliyor:

- 938 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilen cezaevi kampüsünde, bir adet açık ceza infaz kurumu, 8 adet de L tipi kapalı infaz kurumu bulunuyor.
- Kampüsün genel işleyişini yürüten açık ceza infaz kurumuna bağlı hizmet ve destek ünitelerinin bulunduğu cezaevindeki mutfak günde 11 bin kişiye yemek hazırlayacak şekilde tasarlandı.
- Kampüsün yemek ihtiyacını karşılayan bu mutfakta, yemekler gıda mühendisi denetiminde hazırlanıyor. Yemeklerin yapımında Sağlık Bakanlığı'nca belirlenen bir kişi için günlük ortalama 2 bin 300 kalori değeri esas alınıyor.
- Yemeği destekleyen ekmek fırını ise günde 20 bin kapasiteli. Fırında ekmeğin yanında üretilen simit, poğaça, kuru pasta gibi yiyecekler de kampüsteki alışveriş merkezi ile kafeteryalarda satılıyor.
- Açık ceza infaz kurumunun diğer bir hizmeti de çamaşırhane. Burada, bütün hükümlü ve tutukluların nevresim, çarşaf, yastık kılıfı gibi eşyaları yıkanarak, ütüleniyor.
- Sağlık Bakanlığı'na bağlı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Devlet Hastanesi'nde ise her türlü tedavi yöntemlerinin uygulanırken, uzman hekimlerce kapalı cezaevinde tedavileri yapılamayan hükümlü ve tutuklular ile personelin muayeneleri yapılıyor.
- Odaların içinde mutfak ve dinlenme salonu olup her odanın havalandırma bahçesi de mevcut. Yine hükümlü ve tutuklulara temel sağlık hizmetlerini vermek üzere aile hekimi ve sağlık personeli de görev yapıyor. Her ceza infaz kurumunda diş ünitesi bulunuyor.
- Her bir infaz kurumunda, 2 adet halı saha ile bir adet kapalı spor salonu bulunmakta. Konser ve tiyatro çalışmaları gibi kültürel etkinliklerin yapıldığı bu alanda sosyalleşmenin pekişmesi sağlanıyor. Her bir cezaevinde 14 adet avukat görüş odası, 56 adet görüş kabini, 4 adet açık görüş salonu da var.
- Fuaye salonu ve kütüphanenin bulunduğu kampüste, okumak için kütüphaneden kitap alınabiliyor. Kültür ve eğitime verilen öneminin pekiştiğini bilgisayar sınıflarından, satranç oyun odasından, açılan kurslar ve dersliklerden görmek mümkün. Okuma ve yazma kursu dahil üniversite eğitimine kadar imkanlar sağlanıyor.

Erdoğan böyle buyurursa
Silivri Cezaevi’ne ilişkin hazırlanan bu tanıtım videosu akıllara Başbakan’ın “yeni cezaevi” vaatlerini getirdi. Hatırlanacağı üzere Erdoğan, Diyarbakır’a yeni bir cezaevi açma sözü vermiş ve verdiği sözü tutarak, eski TEKEL fabrikasını cezaevine dönüştürmüştü.

Silivri Cezaevi aslında nasıl bir yer?
Silivri Cezaevi’ne ilişkin Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan bu CD’de her şey günlük güneşlik şekilde anlatılırken, Silivri’de gerçekte neler olduğunu en iyi anlatan yazıyı burada 20 ay tutuklu bulunan Odatv’nin Haber Müdürü Barış Tekoğlu yazmıştı.

Bir gazeteci heyetinin cezaevi ziyaretinin ardından yazdığı “güzelleme” yazılarına tepki gösteren Terkoğlu’nun yazısından bir bölüm:

“Tüm cezaevlerinde olduğu gibi burası da trajik hikayelerle doludur. Her yerin beton olduğu bu yerde spor sahasının kenarında betondan filizlenen çiçeği koparıp hücresine getiren tutukluya hapis yetmezmiş gibi iki ay görüş yasağı da verilir. Haftalık 10 dakikalık telefon hakkında karısıyla konuşurken siyasi propaganda yaptığı iddia edilen bir siyasi parti lideri de aynı şekilde cezalandırılır. İnfaz memuruyla tartışan bir başkası ise üç gün hücreye kapatılır, aylarca görüş yasağı verilir.

Gerçeklere ulaşmak için her fırsatı kullanmak zorundasınız. Yalnız siyasi tutuklular kalmaz. Diğerlerinin hayatı bir başka trajedidir. Sigara parası karşılığında koğuşun bütün işlerini yapan meydancılar vardır. Masrafları karşılığında başkalarının donunu yıkayanlar da. Çaresizliğin yaptırmayacağı yoktur. Onurundan vazgeçip “her türlü” hizmeti görenlerin de olduğu bire yerdir burası. Kimse sormaz, “her şey tamamsa neden mahkumlar 5 lira için sabahtan akşama işçilik yapıyor” diye.

Öyle bir sistemdir ki bu sadece, içerdekini değil, cezaevi emekçisini, yani infaz koruma memurunu da ezer. Örgütsüz, güvencesiz, üç kuruşa çalıştırır. Onu da buraya hapseder. İş gücünü aşan zamanda mesai verilmez. Hayattan bıktırır. İki ay önce canına kıyan infaz memurunun acısı hâlâ taze.

Sular aktığı zamanlarda pistir. Yemekleri kötüdür. Hep soğuktur, rutubetlidir. Bir işkence yöntemi olan tecrit sistematiktir.
Ailenizle, sevdiğinizle, dostunuzla doyasıya görüştürmezler. Mektuplarınız okunur, eşinizle konuşmanız dinlenir. En mahreminiz bile kayıt altına alınır. Ona göre yaşarsınız.

Devleti elinde tutanlar sizden tek bir şey ister: İtaat.

Hapishane bir korku fabrikasıdır.

İçerdekilerini de, dışardakilerini de korkutur, yıldırır. Bunun için inşa edilmiştir.”

(soL – Haber Merkezi)