Gizli işitme kaybı nedir? Yüksek ses işitme sinirine nasıl zarar veriyor?

Yeni bir çalışma gizli işitme kaybının mekanizmasını inceledi. Kulaktaki işitme siniri hücrelerine destek olan miyelin kılıf üreten hücreler zarar görünce, sinir hücreleri de etkinliklerini yitiriyor.

Ebru Basa - bilimsoL

Bilim insanları gizli işitme kaybının ne olduğunu ve neye bağlı olarak geliştiğini anlamakta çok yol katettiler. Yeni bir bulgu tedavilerin, nihai olarak tanımlanmasında ileriye doğru atılmış bir adım olabilir. Çalışma, işitme sinir hücrelerinde miyelin kılıf (1) yitiminin rolüne işaret ediyor.

ABD ve Çin'den araştırmacıların çalışmasına göre miyelin üretiminden sorumlu Schwann hücrelerinin hasarı gizli (perdelenmiş/anlaşılamayan) işitme kaybına yol açıyor. Schwann hücreleri kulaktaki işitme siniri hücrelerinin uzantılarını (aksonlarını) sarmalayan miyelin kılıfın üretiminden sorumlu. Araştırmacılara göre Schwann hücrelerinin zarar görmesi sinir hücrelerinin miyelinlerini yitirmelerine yol açarak gizli (perdelenmiş/anlaşılamayan) işitme kaybına neden oluyor. 

GİZLİ İŞİTME KAYBI VE GUİLLAİN-BARRÉ SENDROMU

Makalenin yazarı Dr. Gabriel Corfas’a göre: “Eğer insanlar farklı nedenlerden dolayı gizli işitme kaybı yaşayabiliyorsa, patogenez de yani hastalığın nedenine ve gelişim sürecine doğru tanı konması da kritik önemdedir.” Çalışma, ABD'de Michigan Tıp Fakültesi Otolaringoloji Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümüne bağlı Kresge İşitme Araştırmaları Enstitüsü direktörü Corfas ve Çin Halk Cumhuriyeti Nanjing Üniversitesinden Guoqiang Wan tarafından yayınlandı.

Zika virüsünün de neden olabildiği Guillain-Barré sendromunda (2) da görüldüğü üzere, aniden başlayan ve sinir hücrelerinin uzantılarını saran miyelin kılıfının hasar görmesiyle karakterize olan bozukluklardaki işitsel arazların gerisinde bu durum olabilir.

Tüy hücrelerini (3) iç kulaktaki sinir hücreleriyle birleştiren bağlantılar (sinapslar). Kaynak: Michigan Üniversitesi.

Araştırmacılar Corfas ve Wan farelerin işitme sinirinde Guillan-Barré’dekine benzer biçimde miyelin kaybına yol açan genetik yöntemler kullandılar. Miyelin kılıf haftalar içinde yenilenmesine rağmen farelerde gene de kalıcı gizli işitme kaybı gelişti. Miyelin kılıf yenilenmesine rağmen “heminod” adı verilen sinirsel yapıda kalıcı hasar meydana geldiği görüldü.

MİYELİN BOZUKLUK

Kulağın yüksek seslere maruziyeti iç kulaktaki tüy hücreleriyle duyu sinirleri arasındaki bağlantıların zamanla kaybolmasına yol açar. Bu bağlantıların kaybı önceleri işitme kaybına yol açan mekanizma olarak gösterilmişti.

Bir odyometri laboratuarının sessizliği içindeyken az sayıda sinirsel bağlantı sesleri algılamamıza yeter ama gürültülü bir ortamdayken sesin frekansına bağlı olarak kulak özgün bağlantıları harekete geçirmek zorunda kalır. Bu özgün bağlantıların yokluğunda sözcüklerin gürültüden ayırtedilerek algılanması da zordur. Corfas bunun gizli işitme kaybı olduğunu ifade ediyor:

“Toplumumuzda gürültüye maruziyet giderek artmaktadır ve çocuklar da yaşamın erken evrelerinden itibaren yüksek sese maruz kalmaktalar. Şurası açık ki yüksek frekanstaki seslere maruziyetin gizli işitme kaybındaki artışa katkısı olduğu açıktır.”

“Öte yandan Schwann hücrelerinin yetersizliği aynı kişide gürültü maruziyetine bağlı gizli işitme kaybıyla eşzamanlı olarak da gözlemlenebilir. Gizli işitme kaybının her iki türünün -ister miyelin kaybına isterse de gürültü maruziyetine bağlı olsun- aynı kişide görülmesi yokluğun etkisini potansiyalize edebilir.”

BAĞLANTILARIN YENİLENMESİ

Corfas’ın grubu bu durumdaki farelerde sinir hücresi bağlantılarının yenilenmesini sağlayarak olası tedavinin keşfi için bir yol geliştirmeyi başarmıştı. Bu çalışma devam ederken Corfas aynı duruma yol açtığı anlaşılan yeni mekanizmayı açıklığa kavuşturmak üzere kulaktaki diğer hücreleri de araştırmaya başladı. Corfas’a göre: “Bulgularımız gizli işitme kaybına tanı konmasında ve tedavisine yönelik klinik araştırmaların geleceği üzerinde esinlendirici ve yön verici olmalıdır. Bundan sonra atılacak ilk adım kişideki gizli işitme kaybının sinir hücresi bağlantı kayıplarından mı yoksa miyelin/heminod hasarından mı kaynaklandığını anlamak olmalıdır.”

Gizli işitme kaybının halihazırda tedavisi yok. Durumun nasıl geliştiği anlaşıldıkça tıbbi tedavinin de gelişmesi bekleniyor.

İlgili makale: Wan vd, 2017, Nature Communications, “Transient auditory nerve demyelination as a new mechanism for hidden hearing loss”, dx.doi.org/10.1038/ncomms14487

Notlar:

(1) Sinir fizyolojisi ve miyelin kılıf: Sinir sisteminde 100 milyar kadar nöron (sinir sisteminin işlevsel ünitesi) ve bu nöronların 50 katı kadar da glia hücresi (destek hücresi) bulunur. Sinir hücreleri impuls (uyarı) doğurma ve iletme özelliğine sahiptir. Glial hücreler ise sinir sisteminin destek ve bağ dokusunu oluşturur, merkezi ve çevresel sinir sisteminde sinir hücresinin uzantısı olan aksonların çevresindeki miyelin kılıfı üretir ve atık maddelerin sindirilmesi ve iyon dengesinin korunması işlevlerini üstlenirler.

Çevresel sinirlerin glial hücreleri Schwann hücreleridir. Schwann hücreleri miyelin kılıfı oluşturur ve atık maddeleri sindirirler. Sinir sisteminin çevresel bölümü beyin ve omurilik dışındaki diğer sinir hücreleri ve tellerinden oluşur. Beyinde benzer işlevleri olan sinir hücrelerinin bir araya gelmesiyle oluşan nöron topluluğuna nükleus, çevresel sinir sistemindeki sinir hücrelerinin bir araya gelmesiyle oluşan nöron topluluğuna ise ganglion adı verilir. Sinir hücresi çekirdek, sitoplazma ve hücre organellerini barındıran hücre gövdesinden (soma) ve hücre zarıyla çevrili sitoplazmik uzantılar (nöritler) olan dendrit ve aksondan oluşur. Dendritler nöronlar arasında ileti alışverişine yarayan ve bir başka nörondan gelen uyarıyı hücre gövdesine ileten uzantılardır ve yapısal işlevlerine göre her bir sinir hücresinde bir ya da birden çok bulunabilirler. Her sinir hücresinin yalnızca bir aksonu vardır. Aksonlar hücre gövdesinde oluşan uyarıları ve sentez ürünlerini diğer sinir hücrelerine ya da efektör (icracı) organlara iletirler. Aksonun dış yüzeyi ince bir zar olan aksolemma ile kaplıdır. Aksolemmayı saran lipoid yapıdaki kılıfa miyelin kılıf denilmektedir. Aksonal uzantılar, içerisinde sinir iletiminden sorumlu nörotransmitterlerin depolandığı kesecikler (veziküller) barındıran akson yumruları (nod/düğüm) ya da sinaptik yumrularla sonlanırlar. Nörotransmitterler elektrik potansiyeli olarak taşınan bilginin bir sinir hücresinden diğerine aktarılmasına aracılık eden moleküllerdir. Miyelin kılıf elektriksel uyarının akson boyunca hızla yayılmasını ve çevredeki diğer nöronal uyarılardan etkilenmeyecek biçimde yalıtılmasını sağlar. Miyelin kılıfı olan sinir hücrelerinde kılıfın kesintiye uğradığı bölüme Ranvier boğumu adı verilir, elektriksel uyarı miyelinize akson üzerinde boğumdan boğuma sıçrayarak ilerler.

(2) Guillain Barré Sendromu: Bu sendromunun, T hücre aktivasyonu sonucu çevresel sinirlerin antijenik proteinlerine karşı antikorların üretimi ile sonuçlanan özbağışıklık kökenli (otoimmün) bir hastalık olduğu düşünülmektedir. Ebstein-Barr virüsü, Cytomegalovirüs, Mycoplasma pneumoniae ve Campylobacter jejuni gibi enfeksiyöz ajanlar, aşılanma, cerrahi girişimler veya doğum otoantikorların yapımını tetikler. Otoantikorlar miyelin proteinlerini hedef almakla birlikte, bazı vakalarda aksonal yapılar immun aracılı hasarın birincil hedefi olmaktadır. Bu nedenle, GBS aniden başlayan yangısal ve miyelin kılıf hasarıyla gelişen bir çoklusinir hastalığı (akut inflamatuar demiyelinizan polinöropati) olarak bilinmekle birlikte, varyantlarında hastalıktan sorumlu süreç aksonal hasardır (akut motor aksonal nöropati ve akut motor ve duysal aksonal nöropati gibi). 

(3) Tüy hücreleri: Tüy hücreleri kohleadaki (salyangoz) sinyal iletiminden sorumlu duyu hücreleridir. Kohleadaki Corti tünelinin iç kısmını döşeyen hücreler tip I spiral ganglion nöronlarıyla bağlantı halindedir. Bir insan kohleasında yaklaşık 3000 ila 3500 arası tüy hücresi bulunur. http://www.cochlea.eu/en/hair-cells/inner-hair-cells-ihcs-stucture