Aydede sandığımızdan yaşlı olabilir

Çalışmalar Ay’ın tahminimizden daha yaşlı olduğunu ve çoklu çarpışmalar sonucunda son halini aldığını iddia ediyor.

bilimsoL

Çıplak gözle bile seçebildiğimiz doğal uydumuz Ay ile ilgili bilgilerimiz hala sınırlı ve netlikten uzak. Özellikle evrenin oluşumu ve gezegenlerin başkalaşımı üzerine çalışmalar yapan astronomi ve uzay bilimcileri, Ay’ın sırlarını çözerek kara parçası ihtiva eden yerküre benzeri gezegenlerin evrimine dair önemli ipuçları elde edebileceğimiz görüşünde. Ocak ayı içerisinde iki önemli dergide Ay’ın evrimsel tarihini anlamamıza yarayacak çalışmalar yayınlandı.

Nature Geoscience’da yayınlanan çalışma(1), Ay’ın oluşumunu tek ve büyük bir çarpışmayla açıklayan varsayımın yerine küçük ve tekrarlanan çarpışmaları koyan bir yaklaşım benimsiyor. Çalışmada da belirtildiği gibi tek ve büyük çarpışma oluşması çok küçük olasılıklarla ifade edilebilecek özel durumların bir araya gelmesini gerekli kılıyor. Daha da önemlisi, bu yaklaşım Dünya ve Ay arasındaki yapısal ve birleşimsel benzerlikleri açıklama konusunda yetersiz. Oysa geliştirilen yeni varsayımda Dünya’nın evrimsel dönemlerinin Ay serilerine ev sahipliği yaptığı, başkalaşan tüm formların farklı çarpışmalardan kaynaklandığı düşünülüyor. Birden çok ve küçük uyducuğun Dünya ile ve ya birbirleri ile çarpışması sonucu bugünkü büyük Ay’ın oluştuğu savunusu Ay’ın oluşumunu evrimsel bir yapıda inceliyor ve Dünya’nın var oluş senaryolarına yakınsıyor. Görüşe göre, eski Ay yörüngeden yavaşça dışarıya doğru kayarken –Ay günümüzde de yılda 1cm uzaklaşarak yörüngeden kayma hareketini sürdürmektedir- oluşan yeni Ay var olan yörünge hareketlerini etkilemiş. Bu değişim yörüngeden çıkma, çarpışma ve birleşme gibi sonuçlar doğurarak Ay’ın bugünkü yapısına evrilmesini sağlamış. Araştırmacılar belirtilen uyducuk ve küçük ay oluşumlarının koşullarını kontrol etmek için 800 çarpışma benzetimi yaptığını belirtiyor.

Science Advances dergisinde (2) yayınlanan diğer makale, insanlı Ay’a iniş programı Apollo’nun üçüncüsü ve sonuncusu olan Apollo 14 mürettebatının yanında getirdiği ay yüzeyine ait taşları inceleyerek Ay’ın yaşına dair yeni kestirimlerde bulundu. Çalışmada, güneş sisteminden 150-200 milyon yıl sonra oluştuğu düşünülen uydumuzun, aslında daha yaşlı olabileceği belirtiliyor. Ekip, zirkon minerali jeolojik hafızasının yüksek olduğunu belirtiyor ve bu nedenle uranyum-kurşun yaşlandırma testlerinin (uranyum-kurşun bozulması) Ayın yüzeyden getirilen zirkon taşlarına uygulandığını anlatıyor. Ay yüzeyinden alınan numunelerin farklı dönemlere ait kaya/taş birleşimleriyle amorf bir yapı sergilemesi yaş belirleme çalışmalarının en büyük zorluğu iken, ekip yapısını muhafaza eden 8 adet zirkon taşı ile çalışmış ve sağlıklı sonuçlar elde etmiş. Kristalleşme sonrası izotopik bozulmalara karşı dayanıklı olduğu görülen taşların yaşlandırma sonuçları kesin ve uyumlu. Hafniyum izotopik analizleri ise (176-177 Hafniyum oranı) güneş sisteminin başlangıç değeriyle benzerlik gösteriyor. Bu veriler ışığında araştırma grubu Ay Yüzeyi’nin 4,51 milyar yıl önce farklılaştığını ön görmüş. Bu tahmin Güneş Sistemi oluşumundan takriben 60 milyon yıl sonrasına işaret ediyor. Daha önce tahmin ettiğimizden en az 100 milyon yıl öncesi…

Bu iki çalışma, evren hakkında bildiklerimiz hala emekleme düzeyinde olsa da bilimin gizemleri açıklamadaki muazzam güçlü olduğunu fısıldıyor.

 

Kaynaklar

1. Rufu R, Aharonson O, Perets HB. 2017. A multiple-impact origin for the Moon. Nature Geosci advance online publication

2. Barboni M, Boehnke P, Keller B, Kohl IE, Schoene B, Young ED, McKeegan KD. 2017. Early formation of the Moon 4.51 billion years ago. Science Advances 3