Prestijli dergi PNAS’da yakın zamanda yayınlanan, Avustralya Araştırma Kurulu tarafından finanse edilen çalışma, evrimin hücrelerimizdeki genel kabul gören çalışma mekanizmaları için detaylı bir çalışma alanı yaratıyor.

Monash Üniversitesi’nde professor olan Trevor Lithgow, "bizim hücrelerimizin ve tüm organizmalardaki hücrelerin moleküler makinalardan ibaret olduğunu" belirterek “Bu makinalar, her biri makinanın işlevinin ya da yapısının bir kısmını üstlenen alt bileşenlerden oluşuyor. Böylesine karmaşık ve çok bileşenli makinaların nasıl olup da evrimleştiği oldukça tartışılan bir konu” diyor.

Darwinci olmayan bir açıklama getirmeye çalışan akıllı tasarımcılar, bu makinaların “indirgenemez karmaşıklıkta” olduklarını iddia ediyorlar. Diğer bir deyişle, "bu mekanizmalar o kadar karmaşık ve mükemmel ki, evrimleşmiş olamazlar, akıllı bir varlık tarafından tasarlanmış olmalılar".

Lithgow ise, “Bizim çalışmamız, bu makinaların karmaşık ve mükemmel gibi olsalar da evrim sonucu oluştuklarını gösteriyor. İlk ökaryotlarda, ortamdaki farklı ve basit işlevleri olan proteinleri kullanarak işleyen basit ana makinaların ortaya çıktığını görüyoruz.”

Çalışmada model bir sistem olarak hücredeki TIM kompleksine odaklanıldı. TIM kompleksi mitokondri içindeki proteinleri bir yerden bir yere taşınmasında görevli yapılardır. Mitokondriler, insan hücrelerinin (ve diğer ökaryot hücrelerin) enerji üretilen kısımlarıdır. Evrimin ilk basamaklarında, mitokondriler, ilk ökaryotik hücrelerin içerisinde yaşayan bakterilerden türevlenmişlerdir.

Mitokondri

“Bizim hücrelerimiz aslında bu hücre içi bakterilerle onlara evsahipliği yapan hücrenin bir kırmasıdır. Bakteride TIM kompleksi bulunmadığından, hücrelerimizdeki TIM kompleksinin nereden geldiğini anlamak için o ilk bakterinin akrabası olan modern bakterilere bakıyoruz.” diyen Lithgow, Caulobacter Crscentus bakterisini incelediklerini ve mitokondrideki TIM kompleksiyle ilişkili bileşenler bulduklarını belirtiyor.

“François Jacob, evrimi, ayrı ayrı işlevleri olan proteinleri bir araya getirerek, daha işlevsel daha karmaşık makinalar ortaya çıkarmak için çalışan bir tamirci olarak nitelemiştir.” diyen Lithgow, “bizim çalışmamız Jacob’un tanımına çok uygun bir örnek teşkil ediyor ve Darwin’in Evrim Teorisi’nin moleküler makinaların nasıl meydana geldiğini ne kadar güzel açıkladığını ortaya koyuyor.” diye ekliyor.

(soL - Haber Merkezi)