Mutlu Yıllar

Telefonla yolladığın mesajını aldım.

Mutluluk bankasının sevgi şubesinde, 2011 no'lu hesabınıza, 365 gün daha yatırılmıştır. Mutlu bir şekilde harcamanız dileğiyle. Mutlu Yıllar” demişsin.

Eyvallah birader.

Her yılbaşı ya da bayramda şaşırdığım gibi bu yılbaşı da beni, “her defasında neresinden uyduruyor bu lafları?” sorusuyla uğraştırdın. Senin gibi, yılda bir iki kez bile olsun, dostlarına mutluluk mesajları yollayanları takdir etmediğimi umarım düşünmüyorsundur. Takdir etmek ne kelime, çabana saygı bile duyuyorum. Sen ya da her kimden aldıysan onlar, bu cümleyi kurmak için az gayret göstermemişsinizdir eminim?

Ama ben bu kutlama konularında şanslılardan saymam kendimi. Telefonun mesaj bölümüne yazılıp, listedeki herkese yollandığı için bana da gelen kurban bayramları mesajları karşısında ne hale geldiğimi bilmeni isterdim. Özellikle yapmadığını biliyorum ama, “Kurban Bayramın Kutlu Olsun” dediğin ben, bir vejetaryenim. Kutlu olmasını dilediğin o bayramda da, çok doğal olarak tabii, kurbanlardan yanayım. Bana, benim alışkanlıklarıma, önem verdiklerime aldırmadığın için herkese yazılmış bir mesajı, genel kabul göreceğine inandığından, bana da yolluyor, hassasiyetlerime saygı duymuyorsun.

Eskiden olduğu gibi bana mektup ya da kart atmış olsaydın bunu aklına getirebilirdin büyük bir ihtimalle. Telefon mesajlaşmalarında da, bunu fark etsen bile, uğraşıp ayrı mesaj yazmaya vaktin olmadığını biliyorum. Vaktin olsaydı, -telefonda da olsa razıyım-, bana da diğer arkadaşlarına da, beni de, onları da kendimizi özel hissettirecek samimi cümleler kurabilirdin. Farkında değilsin ama koca bir hayatı fotokopileştiriyorsun. Hepimiz aynı cümlelerle hatırlanan kişiler oluyoruz. Alınıyorum.

Ama yine de vaktin olmamakla beraber, şu içinde “banka”, “hesap”, “harcama” kelimelerinin bulunduğu cümleyi kurabilmeye bir hayli zaman harcamışsın. Orijinal olması için çok da uğraştığın belli. İnsanoğlu/kızı gerçekten çok yaratıcı. Bu yaratıcılığını nerede kullandıkları ayrı mesele ama gerçekten hayret verici bir yetenek bu, kimilerinde.

Mezoamerikan toplululuklarının yaşadıkları yerlerde, -Aztekler’le aynı topraklarda yani-, yapılan kazılarda ilginç bulgulara ulaşıldı. Malum o dönemlerde kakao çekirdeği çok çok önemli bir besin maddesi. Ama sadece çikolata yapımında kullanılan bir besin maddesi de değil. Ticarette, her türlü alışverişte para olarak da kullanılmış. Bir değer satın alma aracı yani. Onu veriyorsunuz, almak istediğiniz her neyse onu alıyorsunuz. Bilimadamlarını şaşırtan ilginç bulgu şu: bölgede binlerce sahte kakao çekirdeği de bulunmuş. Kakao çekirdeğinin sahtesi nasıl olur bilmem ama, -kedi bokundan yapıldığını belirteyim yine de- ne amaçla kullanıldığını biliyoruz. Bir tür sahte para imalatı bu. Dönemin kalpazanı, gerçekleri yerine bu sahte kakao çekirdeklerini sürmüş “tedavül”e. Kalpazanın yaratıcılığı zaman, mekan tanımıyor. Kalpazan kafası insan türünün en istikrarlı parçası çünkü. Hiç değişmiyor gerçekten.

Benzetmeyi umarım hoş görür, üzerine de alınmazsın. Ben, belki de çok gereksizdi ama, sadece yaratıcı zekanın olmadık yerlerde ortaya çıkışına farklı bir zaman diliminden örnek vermek amacıyla hatırlatayım istedim bunu.

Emek üretim sürecinde yer alacak sabrı olmayan, ama emeği sıfırlayan kurnazlığa bir hayli sahip olan antik dönem kalpazanının, kedi bokundan sahte kakao çekirdeği üretmeye harcadığı zamana, -ki ne zahmetlidir kimbilir- bakar mısın?

Kırılma dedim ama dayanamayıp söyleyeceğim hani sen de bu kadar zahmete girip kedi bokundan sevgi mesajı imal edebilsen, onu yollayacaksın neredeyse. Bankacılık terimleriyle yolladığın mesajın da ondan kalır farkı yok aslında. İkisi de sahte, bana sorarsan.

Yapma bunu.

Mutlulukla banka yanyana gelmez çünkü. En azından benim de aralarında bulunduğum çoğunluk için. Kaldı ki, banka hesabı olmayan bana yolluyorsun bu mesajı. Hadi senin mantığından gideyim, çok da cimrisin üstelik, “banka” hesabıma “sevgi” yatırmakta. 365 günle sınırlamışsın topu topu. Verebilen, tüm ömür boyu verebilir sevgisini. Bu kadar dilek sakızlardaki dilek kağıtlarında da var. Üstelik neden “harcayayım yatırdığın sevgiyi?” Sunulan sevginin korunması dururken harcanması niye? Benim, her ne kadar banka hesabım olmasa da “tutumluluk” nedir, haberim var. Kolay sunulmadığı için sunulan kadarını koruma çabasında bir “sevgi” tasarrufçusuyum ben. Bu yüzden yani.

Bana bir daha telefonla mesaj yollama. Listende her nasılsa yer almış biri olduğum için gücüme de gidiyor. Kedi boku kakao çekirdeğinin tadı herhalde iyi değildir.

Dumanla işaretleşip, yazışalım seninle, razıyım. Gökyüzüne yazıyor olacağız ayrıca, herkes görür ne dilediğimizi.

Sana, yeni yılda, mutluluklar, başarılar, yeni yeni kazanımlar diliyorum sevgili kardeşim.

Sevgi dileklerini yazacağın bir gökyüzün olsun hep.