Malezya uçağını düşüren o ülke mi?

Hep yaptıkları için şaşırtıcı gelmedi. Önce muhataplarını masaya oturtuyorlar sonra yine hep var olan planlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Bunu da o hep bildik yöntemlerle yapıyorlar. Suriye için yapılan buydu. Cenevre toplantısına Suriye’nin katılmayacağını hesaplayarak politika oluşturanlar adı geçen ülkenin toplantılara katılacağını açıklamasıyla hemen provakatif çalışmalara başlamışlardı. Katliam fotoğrafları, işkence görüntüleri Suriye’ye karşı kullanmıştı.

Ruhani yönetiminin ABD ile batılı ülkelerin nükleer konusunu müzakere amacıyla yaptıkları toplantıyı kabul edip, o toplantılarda, muhataplarına, itiraz edemeyecekleri miktarda uranyum geliştirmesi hakkını kabul ettiren İran’ın başına da yeni çoraplar örmeye başladılar.

Bir şey çıkmaz ama ufak ufak benzeri ortamları yaratacaklar. Malezya’da düşen uçağın İran’la bağlantılı olabileceği yolunda kimi bilgiler uçuşuyor havada. Uçağa başka yolcuların pasaportlarını çalarak binen iki yolcunun İranlı olabileceği haberleri servis edilmeye başlandı bile. Tam da dünyayla “barışmışken” İran’ın neden teröre başvuracağı sorusu orta yerdeyken.

İran’ı bu işe bulaştırmaktan amaç ne olabilir? Kahrolsun komplo teorisi ama aklıma ilk gelen Çin ile İran’ı karşı karşıya bırakmak. Bu, İran, Rusya,Çin’in (blok tutumu da alır bu ülkeler) arasında bir ihtilaf yaratmada işe arayabilir. Çin’in Uygur Müslümanlarıyla sorunları var malum. Son aylarda Uygur Müslümanları adına gerekleştirildiği belirtilen İslamcı intihar eylemleri yaşanıyor Çin’de. El Kaidesi’nden İran yanlısı olduğu ileri sürülen örgütlere kadar herkes sorumlu tutuluyor bu saldırılardan. Daha doğrusu onların işi olduğu biliniyor.

Çin’in bu eylemlerin arkasında İran olduğuna inandığı yok. Ama çoğu Çinli olan yolcuların öldüğü Malezya uçağının düşürülmesinde İran’ın parmağının olduğunun kanıtlanması halinde İran Çin ilişkilerinde kırılma olur. Hele o yolcuların İran devletiyle de bağı olduğu ortaya çıkarılırsa (!). Dediğim gibi bu sadece “komplo teorisi”. Bir şey de çıkmayabilir. Ancak uçağın nasıl düştüğü konusunda ciddi belirsizlik de mevcut ki, bu belirsizlik sürerse İran üzerinde bir malzeme olmayı sürdürecek uzun süre.

Uygur ya da Sincian sorunu elbette ülkede Çin’de emperyalizmin de iştahını kabartan malzelemelerle dolu. Çin’in hem Tibet, hem Sincian blgesine ilişkin politikaları yüzünden sıkıştırılmaya çalışıldığı malum. Diplomatik ayağında bu varken alttan alta oradaki aşırı İslamcı terörün önünü açacak kolaylıklar sağlandığı da herkesin farkında. Bölgede ABD’lisi, batılısı onlarca ajan faaliyet yürütüyor.

Çin, her politikasında gerçekten çok “ağırbaşlı” bir ülke. İran’ı uçak olayından sorumlu tutacağı beklenemez, ancak arkası gelecek provakatif eylemlerden İran’ı sorumlu tutan emperyal merkezkelere daha ne kadar dayanabilir orası kuşkulu. Çünkü Çin, başta ABD olmak üzere bir çok batı ülkesiyle ticari anlaşmalar yapmış ekonomik bir dev. Bu anlaşmaların bağlayıcılığı kendisini bri çok konuda gösterebilir Çin politikasında.

Yine bu nedenle, inanmasa da iran’la ilişkilerini azaltması için “terör” destekçisi suçlamasına itibar edebilir.

Çin cephesinde bu olmasa bile, İran, dünyaya nükleer bir tehdit olmadığını kanıtlamasına rağmen yine emperyal güçlerin hesapları açısından oyun bozucu tutumundan ötürü bir kez daha hedef alınmış olur.

Olan biten böyle sanki.