Karşıtı da geldi

Kerem Esenoğlu'nun “Karşıtı da geldi” başlıklı yazısı 17 Nisan 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Yapıp yapmayacakları ayrı mesele ama dillendirmeye başlamaları bile önemli. Din savaşlarının artık bir başka boyutuyla karşı karşıya kalabiliriz eğer atılan tohum tutarsa. Bir süredir yaptığı insanlık dışı eylemlerle hayli nefret toplamış olan şu Nijerya’daki Boko Haram adlı İslamcı terör örgütünün istediği de belki bu. Örgütün, artık sosyal hayata müdahale etme şansı kalmamış, niyeti de olmayan, dolayısıyla “dünyevileşmiş” günümüz Hıristiyanlığını hedef alan tutumunun, karşıtını ne zaman doğuracağı hep merak edilirdi. Akademik dünyada, düşünce kuruluşlarında, İslamcı teröre karşı bir Hıristiyan direnişi çıkar mı diye kafa patlatıldığı biliniyor. Bence zor olacaktır ama birileri ya da malum merkezler, bu “dinci kapışma potansiyelini” heba etmek istemeyebilirler.

Nijerya uzun zamandır bunun için çokça uygun bir ülke. Boko Haram’ın “İslamı hükümran kılmak” adına acımasızca eylemler yaptığını bilmeyen yok. El, kol kesmekten kafa koparmaya kadar ne tür vahşi yöntem varsa uyguluyor bu örgüt. Nijerya’da ciddi sıkıntılar yaşayan Müslümanların bu sıkıntılarını da bahane olarak kullandığı, o Müslümanları bir de bu vahşi eylemleriyle zor durumda bıraktığı umurunda değil bunların.

Nijer Deltası Kurtuluş Hareketi adlı bir örgüt çıktı şimdi ortaya. Amacını da açıkladı, hem de hiç sözünü esirgemeden. Nijer deltasındaki silahlı grupların şemsiye örgütü olan bu kuruluş, “Hıristiyanları savunmak için terör kampayası başlatacaklarını” belirtti. Rastlantı mıdır bilemem ama bu haberin ardından Nijerya’daki iki köyde Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında meydana gelen çatışmalarda en az 10 kişinin öldüğü haberi düştü ajanslara. Jukun ile Tarok adlı iki grup arasında meydana gelmiş bu çatışmalar. Dinden çok kabile çatışması gibi görünüyor ama din artık burada iki grup arasındaki en önemli çatışma nedeni. Zengin petrol kaynaklarının bulunduğu ülkede adaletsizlik, yolsuzluk, yoksulluk diz boyu. Bu durumdan kendisine vazife çıkaran bir İslamcı grup Boko Haram. Tüm bunların nedeninin her zamanki gibi dinsizlik olduğunu, çözümün dinde olduğunu söyleyip duruyor. İslamı tebliğ anlayışı da malum, silahlı. O nedenle kan dökmekten çekinmiyor.

Nijerya’da siyasi hayatta, Müslüman Hıristiyan dengesi, en azından temsiliyet açısından, korunabilmişti. Ülkenin cumhurbaşkanları sırayla müslüman ve Hıristiyanlardan seçiliyor. Yardımcıları da öyle. Ancak son zamanlarda bölgedeki Müslümanlar arasında yaygınlaşmaya başlayan radikalleşme işin rengini değiştirmiş durumda. Şimdi, Boko Haram için herkes hedef. Sadece Hıristiyanlar değil, ılımlı Müslümanlar da. Boko Haram, daha önce de belirttiğimi hatırlıyorum, “eğitim haram” anlamına geliyor. Dolayısıyla dini eğitim verilmediği gerekçesiyle, Hıristiyan, Müslüman fark etmiyor, okullar da bu grubun hedefi.

Siyasi, dini mesajları ne olursa olsun, Nijerya yoksulunun bununla ilgilenmediği ortada. Hak etmediği bir sarmalın içinde bu ülkenin yoksulu. Hem devlet baskısı hem de Boko Haram kaynaklı şiddetin arasında yolunu bulmaya çalışıyor. Şimdi, Hıristiyanların, “savunma amaçlı” örgütlenmeleri, ılımlı Müslümanları da hedefleyecek. Çünkü, bir dini savunma adına kurulan bir örgütten, hedef aldığı dinin mensuplarını es geçmesi beklenemez. Dolayısıyla ılımlı Müslümanlar da bu örgütün yarattığı sıkıntıları yaşayacaklar gibi görünüyor. Buradan, onların da ister istemez radikalleşeceği sonucu çıkar pekala.

Bazı merkezler “bir de bunu deneyelim” derlerse işte Nijerya hazır. Sonra Ortadoğu’ya, Suriye’ye de benzeri planı uygulayabilirler. Mezhep savaşlarının sıkıntısını çekmiş bölgemizde, doğrudan doğruya bir de din savaşları belası gelir ki, artık iyice felaket anlamına gelir bu.

İzleyeyim bakalım, umarım yanılırım.