"Yolunuz yolumuz"

İki sene önce Kadir Sevim Ankara’nın merkezinde dolaşırken birden düz yolda göçük oldu, kayboldu gitti. Cesedi bir km ötede kanalizasyonda bulundu.

Uzun süredir devam eden metro inşaatının çöktüğü söylendi. Kendisi de inşaat işçisi olan Kadir’in arkasını arayan olmadı.

On yıl önce demiryollarında kapsamlı bir iyileştirme yapılmadan treni hızlandırdılar, iş makinistin yeteneklerine ve dikkatine kaldı. Tren Pamukova’da raydan çıktı, 41 kişi can verdi. Makinistler hapis yattı, kimsenin gücü Ulaştırma Bakanı’na ve Hükümet’e yetmedi.

2009’da Bağcılar’da 7 tekstil işçisi kadın servisin içinde sel sularında boğulup öldü. İşçi kadınların servisle değil, yasak olan yük aracı ile taşındığı anlaşıldı.

Tuzla’da geçenlerde 159. ölüm gerçekleşti. 159. kez iş güvencesiz, 12-16 saat çalıştırılan işçilerden biri kaza sonucu yaşamını kaybetti, üzerine bir gazete kağıdı örttüler, köleler işlerine döndü.

Artık son 12 yılda yüz bin ton kömür mü ısmarladınız, yanında sekiz de ölü işçi ısmarladınız anlamına geliyor. Çoğu taşeron veya özelleştirilmiş madenlerde çalışan binden fazla işçi yaşamını yitirdi. Soma’da ise bir seferinde üç yüzden fazla işçi öldü. İki hafta önce Mecliste AKP’nin Soma Madenleri ile ilgili soru önergesini reddettiği ortaya çıktı. Erdoğan ve yardımcısı taziye için gittikleri Soma’da işçileri dövdüler.

Yıllardır aynı şekilde sınır ticareti yapan Roboski köylülerini uçaklar bombaladı. Çoğu çocuk ve genç 35 köylünün vücut parçalarını aileleri toplayıp eşeklere yükledi. Sadece bir kişi kurtuldu. Soruşturma geçenlerde kapatıldı.

AKP’nin silahtan sağlık hizmetlerine kadar her türlü yardımı yaptığı IŞİD - orası tam olarak anlaşılmadı, kendi anladıkları usulden bir mesaj mı vermek istediler- Reyhanlı’ya iki bombalı araç yolladı, patlamayla birlikte yüze yakın vatandaş kavruldu gitti. Ölü sayısını bile açıklamadılar, suçu başkalarına attılar, en çok eziyeti devletin saldırıdan önceden haberdar olduğuna ilişkin belgeyi sızdırdığı iddia edilen genç asker çekti.

Siirt’te Limak’ın sorumlu olduğu Baraj’ın kapakları aniden açıldı, Botan vadisinde piknik yapanlar sulara kapıldı, altısı boğuldu. HES’lerle birlikte düşününce şu sonuç ortaya çıktı: “Su da, suyun dolaşacağı vadiler de bizim, suyumun geçtiği yerlerde piknik yaparsanız, işte böyle boğulur geberirsiniz.”

İki kategoriye hiç değinmiyoruz: Bunlardan biri Erdoğan ve Davutoğlu’nun bazen taşeron bazen esas adam külahlarıyla Suriye’de binlerce insanın canına ve tarifsiz acılara neden olan operasyonu, ikincisi ise muhtemelen Ergenekon şarlatanlığını beslemek için işlenen kontr-gerilla tipi cinayetler.

AKP Kongresinde Erdoğan yerini Davutoğlu’na bıraktı. Ana slogan “Yolunuz yolumuz” oldu.

Hey yavrum hey, yola bak yola! 12 yıldır Türkiye’de seri cinayetler işleniyor. Önce sermayenin boyunduruğunda ölümcül tuzaklar kuruyorlar, cinayet sonrası suçu başkasına atıyorlar, yalan söylüyorlar, isyan edebilecek herkese rüşvet dağıtıyorlar, yine de ayaklanan olursa dövüyorlar, hatta öldürüyorlar. Haziran’da gerçekleşen ölümlerin hiçbiri kaos ortamında kazara olmadı, her biri hedef gözetilerek işlenen cinayetlerdi.

Ama emekçi halkımız artık yalanlara kanmıyor, AKP’nin rüşvet dağıtabilecek maddi gücü risk altında ve insanlar eskisi gibi dövülmekten korkmuyorlar. Sadece güvenebilecekleri bir öncüye ve yol haritasına ihtiyaçları var.

Boşuna söylemiyoruz, sosyalizm, sosyalizm diye.