Uluslararası ortamda geçen haftanın flaş haberi Çin’in nükleer başlık taşıyan balistik füze bataryalarını Rus sınırına kaydırmasıydı.
Ancak bu haberin analizine başka bir yerden başlamak gerekiyor.
Tam da Türkiye burjuvazisinin ve Avrupa’da yükselen sağın arkasında duran ülke burjuvazilerinin muzdarip olduğu konudan: “Niye biz Rusya ile siyasi gerilim yaşıyoruz ki!”
Avrupa’da faşizan eğilimli partilerin en önemli argümanlarından biri Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle ülkelerinin –siz bunu ulusal tekellerin diye okuyun- yüz milyarlarca dolarlık zarara girmeleri. Türkiye’de de Rus ambargosu nedeniyle burjuvazi önemli bir ticaret partnerini ve yatırım alanını kaybettiğinden yakınmadı mı?
Bu durumu Trump formüle ediyor: “NATO’nun modası geçti.”
NATO ikinci Dünya Savaşı sonrası bir karşı-devrim örgütü olarak kuruldu. Sovyetler Birliği başta olmak üzere sosyalist ülkelerde ve henüz devrimini yapmamış ülkelerde karşı-devrimi örgütlemek bu uğursuz ve karanlık örgütün temel göreviydi.
Şimdi ise Avrupa’da sosyalist bir ülke yok. Rusya karşı-devrimin zaferini ilan ettiği, işçi sınıfına ait olan mülkü yağmalayarak semirmiş Rus tekellerinin egemenliğinde bir ülke.
Ama Obama dönemindeki politikalara bakıyorsunuz, sanki Sovyetler Birliği yerinde duruyor, 80’li yıllardaki gibi katı bir ambargo uygulanıyor, Avrupa’daki Rusya sınırına son NATO zirvesinde alınan kararlar doğrultusunda zırhlı tugaylar ve ABD askerleri yerleştiriliyor.
Üstelik Rusya ekonomik açıdan ABD’ye rakip olabilecek bir ülke de değil. Ancak soğuk savaş deneyimi ile elde ettiği askeri gücü ve deneyimini Çin’in gücüne ekleyince ortaya baş edilmesi güç bir kutba ve dengeye yol açıyor.
Oysa Trump faşizminin amacı şöyle özetlenebilir: Çin’deki sermaye birikimini yok edecek şekilde dünyayı düzenle –isterseniz buna düzle de diyebilirsiniz-.
Şu soruyu tekrar tekrar sormak zorundayız: Neden Putin Rusyası Trump’ın seçilişini şu veya bu şekilde destekledi? Neden bu zafere sevindiler? Trump’ın nasıl bir gerici ve savaş düşkünü olduğunu bilmiyorlar mı? Eski bir devlet geleneğine sahip Rusya bunu öngörmemiş olabilir mi?
Tabi ki işçi sınıfı siyaseti için Trump ve Hillary arasındaki farklar özünde önemli değildir, ama bir burjuva devletinin kendi müttefikini imha etmeyi kafaya koymuş bir faşizan siyaseti desteklemesi ne anlama geliyor?
Bütün ezberler bozulacak. NATO, Avrupa Birliği, klasik müttefik ilişkileri yeniden kurgulanacak.
Rusya ve Trump Amerikası arasındaki yakınlaşma ilk olarak Suriye’de test edilecek, çünkü ABD Suriye’yi doğrudan askeri işgale hazırlanıyor.
Muhakkak Rusya’nın alacağı konumun kesinleşmesi için daha yol var ve önümüzü net görmek için bir süre daha bekleyeceğiz. Ancak şunu bilelim, Rusya’nın ABD’ye doğru atacağı her adım, ABD-Çin savaşını biraz daha yaklaştıracaktır.
***
Şimdi Çin-Rus sınırına yerleştirilen balistik füze haberine yorumlayabiliriz. Bu haber Çin devletine bağlı bir medya organı tarafından servis ediliyor. Bir yerde yeni füze sistemlerini dünya kamuoyuna sunmayı amaçlıyor. ABD’nin en gelişkin füze sistemini yakalayan, katı yakıt kullanan, 15 bin kilometre menzilli ve Çin’in neresinde olduğundan bağımsız ABD’yi her durumda vurabilen, bir seferde 10’dan fazla nükleer başlık taşıyabilen, menzile varınca ondan fazla hedefe megatonlarca nükleer silah bırakan ve emperyalizmin insanlara ne vaat ettiğini iyi anlatan bir teknoloji ile karşı karşıyayız.
Bu füzeler 3 bin kilometreye kadar yakın mesafelerde ise kullanılmıyor, dolayısıyla hedefin Rusya değil, ABD’nin tehditlerine karşı geliştirilen bir karşı tehdit olduğu açık.
Buna karşılık Rusya, devlet içinde çelişkiler olduğunu anlamamıza yardımcı olan açıklamalar yaptı. Devlet sözcüsü bunun Rusya için bir tehdit olmadığını ve Çin ile müttefik olduklarını açıkladı. Dışişlerinden bir yetkili ise güneydoğu sınırlarındaki askeri mevzilerin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Rusya’nın ABD’ye doğru hareket etmesi durumunda hiç gülecek vaktimiz kalmayacak, çünkü işçi sınıfının insanlığın başındaki bu belayı nasıl savuşturacağı ve dünyanın birçok yerinde açığa çıkacak zayıf halkaları devrime nasıl taşıyacağı gibi ağır bir sorumluluk sırtımıza binmiş olacak. Yine de Putin Rusyası’ndan ilericilik bekleyen siyasi akıl yoksunlarına saniyenin binde birinde bile olsa gülme şansı tanıyacağız kendimize.