Avrupa’da yeni dengelere doğru

Bu köşede emperyalist dünyadaki gerilimleri, iç dinamikleri, tehditleri anlamaya çalışırken Almanya’nın taşıdığı belirsizliğini de çözmeye çalışıyoruz.

Sonuçta Almanya önemli.

Son iki büyük paylaşım savaşında başrollerden birini oynadı.

Soğuk savaşta Batı Almanya Sovyetler Birliği karşıtı yığınağın merkeziydi.

Avrupa’nın emperyalist düzen içinde istikrarının sağlanmasında ve eski reel sosyalist ülkelerin yutulmasında çok önemli bir rolü oldu.

Uzun bir süredir ise çıkarlarını ABD’den kopmadan ama ayrı tanımlamaya çalışıyor.

Bu yazıda bu belirsizliği çözmek mümkün değil ama bazı notları sonra kullanmak üzere bir kenara yazmakta yarar var.

Bu ahlak tanımayan ve sadece tekellerin çıkarını güden dünyada yeni denge arayışlarına baktığımızda son günlerde üç nokta kendini gösteriyor:

Libya’da paylaşım

Libya’daki paylaşım savaşında yeni güç dengelerine göre çıkarları dağıtmayı amaçlayan konferanslardan biri Rusya’da, diğeri geçen hafta Almanya’da yapıldı. 

Almanya’nın NATO’nun Libya’ya yönelik saldırganlığına 2011’de katılmaması elini kuvvetlendirmiş olabilir. Ama Rusya ile bu bir dizi konferansı düzenlemek için önceden anlaşmış gözüküyorlar.

Dolayısı ile Libya konferansının Almanya’da toplanması, emperyalist dünyada Almanya’nın itibar kazanmasına yol açarken Rusya ile stratejik konularda işbirliği yapma eğilimini güçlendirmiş oldu.

Konferanstan çok fazla şey çıkmamış olması başka bir konu. Almanya’nın üçüncü büyük petrol tedarikçisi olan Libya’ya enerji tekelleri adına “istikrar” ve petrol sevkiyatının kesintiye uğramaması tavsiyesi öne çıktı.

Doğu Avrupa’da doğal gaz rekabeti: Kuzey Akımı 2

Bu konuya daha önce değinmiştik. Kuzey Denizi’nin altından döşenen, Rusya ve Almanya’yı doğrudan birbirine bağlayan doğalgaz boru hattının açılmasına az kaldı.

Bu proje ile; Almanya’nın enerjisinin %22’sini sağladığı doğalgaz tedariki güvence altına alınırken Almanya’yı Avrupa’da bir enerji dağıtım merkezi haline getiriyor.

Her ne kadar hem Rusya hem Almanya bunun siyasi bir yanı olmadığı söyleseler de bunun böyle olmadığını herkes fark ediyor.

ABD bu konuda çok kararlı davranıyor ve bu projeye katılan bütün şirketlere yaptırım uygulamaya başladı.

ABD’nin tavrını geleneksel Rusya karşıtlığına indirgememek gerekir. Çünkü ABD kaya gazı üretiminden sonra doğalgazı LNG olarak ihraç listesine yazdı. Polonya ile yaptığı anlaşma ile Amerikan tankerleri Polonya’daki limana yanaşıyor ve Doğu Avrupa’ya doğalgaz taşınıyor.

Doğu Avrupa pazarı üzerinde bir hegemonya mücadelesi olduğunu görmek olayın ve taraflaşmanın boyutlarını anlamak için önemli.

Huawei tepişmesi sürüyor

5G teknolojisi üzerinden süren rekabete daha önce değinmiştik.

Almanya büyük bir hızla 5G teknolojisini ülkede kurmaya başladı ve başlıca tedarikçilerden biri Çin tekeli Huawei.

ABD bütün müttefiklerine 5G kurulumunda Huawei donanımlarını dışlamalarını istiyor ve sıkı bir baskı uyguluyor.

Almanya da tehdit edilenler içinde.

Açıkça, Huawei ile bağlantıyı kesmezse Almanya’yı istihbarat paylaşımından yoksun bırakacaklarını açıkladılar. Bu tehdidin boyutları çok kapsamlı ve Alman sermayesi oldukça ikircikli gözüküyor.

Genel eğilim internet güvenliği standartları yükseltilirken Huawei donanımlarının da satın alınması yolunda.

Çin ile karşılıklı büyük bir pazarı paylaşmaya başlamaları Alman sermayesinin elini ürkekleştiriyor.

Bir türlü karar vermiyorlar ve Merkel son olarak buna ilişkin kararın Mart ayına kadar ertelenmesini istedi.

Bütün bu yaşananlar son noktayı koymuyor ama eğilimleri bize yansıtıyor.

Bu kirli dünyaya işçi sınıfı adına müdahale etmek için izlemeye devam.