Çin Malını Boykot ve Vahap

Bilemem nereden duymuş “viran olası hanede evladı ayal var” sözünü ama, tam yerinde alıntıladı, sigarasından bir derin nefes çekerken. Onca es savur, sonra bir kıytırık “Ben10” saatine yenik düş. “Ben10”, bir çizgi film kahramanı olmaktan çıkmış, her türlü yan ürünle koca sanayiye dönüşmüş bu âlemde, Vahap n‘eylesin...
Çok değil, daha bir ay filan önce, bizim kır gazinosunun garsonlarından Şaban’a, “bittiniz oolum siz, geciktirin bakalım servisi” diye çıkışıyordu. Koyacaklardı yakında ağaçlara birer düğme, basacaktı millet, zırt, aha şu kadarcık, çekik gözlü bir adam, elinde bir bardak tavşan kanı çayla bitiverecekti orada. Hem de 50 kuruş! Yapardı abi bu Çinliler namussuzum! O söyleniyordu, Şaban oralı değil...
Derken Sincan olayları. “Çinli mezalimi” diyordu bu kez. Boykot edecekti, Şaban “hangi ağaçta abi düğme, bas getirsinler çayını” diye gıcık verip dursa da. İsterlerse 25 kuruştan getirsinler, içmeyecekti işte çaylarını, ölmezdi ya.
“Türklere zulmediyorlarmış yerden bitmeler!” Hangi Türklere? “Bizim Türklere.” Bizim derken? “Oradaki işte.” Abi o öyle değil, onlar Uygur... “Ayrı gayrı mı var, hepimiz Türk’üz işte.” Şaban sen bir çay ver abiye, benden...
Pis çekikler, nasıl o kadar ucuza mal yapıyorlar sanıyorduk ki, çocuk emeği başta olmak üzere ucuz işgücü sömürüsüyleydi, ha, dersek ki, o kadar ucuza mal satıp böyle zengin ülke olunur mu, sürümden kazanıyordu adiler... Ağaçtaki diyafon hayalinden, ekonomi politik dersine bir geçmişti ki, akıllara zarar, lakin bir türlü “oradaki Türkler” sosyolojisinde açılamıyordu kafası. Olsun, şimdiye kadar evine doldurdukları neyse de, artık tek çöplerini almayacaktı. Bunun haklısı haksızı mı olurdu, katlediyorlardı soydaşları yahu!
Bu minvalde sürüp giderken Vahap’ın diskurları, Cem çıkageldi. Altı yaşında bir oğul. “Ben10” saati gelmişti kırtasiyeciye. Çayın 50 kuruşa verileceği diyafon hesabındaki babanın ilk sorusu ne olacak, oyuncak diye tutturmuş zırlayan çocuğa. “Kaçaymış lan?” 2 lira. “E, iyi ya” deyip elini cebe atadursun, “Ucuz buldun tabii, Çin malı ne de olsa” dedi mi biri... Çinli mi bu “Ben10”? Valla, “10” yazıp “ten” okunduğuna bakılırsa Amerikalı, koca gözüne bakarsan Japon icadı, ama oyuncakları Çinli. “Yok mu Çin malı olmayanı bu zıkkımın?” Var, büyük oyuncakçılarda Amerikan malı olanlar var, bayılırsan 100 lirayı. “Yuh!” Öyle deme abi, ABD’de çocuk köleler yok ya, işgücü sömüremiyor onlar, o yüzden maliyet yüksek... “Deyyuslar bizi sömürüyor, çocuğunu naapsın!” Sen bilirsin Vahap abi...
“Ya baba hadi yaaa!” diyen Cem bir yanda, Türklere zulmeden yerden bitmeleri boykot kararı bir yanda, ABD patentli oyuncak fiyatı bir yanda...
2 lirayı uzatırken söyledi işte o sözü Vahap. Az ilerideki oklavadan hallice bir ağaçcığın gövdesine kondurduğu hayali diyafona bakar gibi baktı sonra, “Şaban, çay ver!” dedi, Virginia tütünlü bir sigara daha çekti paketinden...
Çay tabağına 1,5 lira bırakıp kalkarken, gazinonun fiyat politikasını da bir sinkaftan geçirmiştir muhtemelen, bu zıkkımın anavatanı olarak bildiği “zalim”lerin payını da vererek. Cılız bileğine büyük geldiğinden kolundaki oyuncağı kurcalayarak yürüyen Cem’in üç numara tıraşlı kafasında okşayan eli, uzaklaştı.
“Ben10”, saatinin marifetiyle, birileriyle savaşırken, koşullara uygun türde bir yaratığa dönüşen bir şey. Adı da, bu yaratıkların adedinden geliyor olsa gerek. On ayrı kişilik çıkıyor içinden. Bir de kendisi var.
Vahap Kürt. Ama “bölücü”lere karşı Türk. Vahap zihnen Türk. Uygur, Çeçen oldukça, “soydaş hakları” savunucusu. Vahap’ın kafası karışık. Hayali yaratıkların cirit attığı bir dünyada yaşamıyor ki. Buralarda ABD sömürüyor, Çinli zulmediyor, “dış güçler” bölünelim istiyor, sonra dönüp geliyor, soydaşlık var serde zihnen, karşı çıktığı her şeyi bu kez onaylarken buluyor kendini.
“Ben10”in savaşçı kişiliklerinden seçip seçip, karşısındakine göre uyarlayacak kendini tam, bir ufacık oğlan gelip, boynu bükük baba çıkarıyor adamcağızdan.
Viran olası değil, viran olmuş bir hanenin reisi Vahap. Buna sebep olan hangi kimliğidir, bilemiyor... Değişik kişilikler çıkıyor içinden. Bir de kendisi var. Ha, bir de evladı ayal...