CHP’nin kendi kaderini tayin hakkı

Tarihte bazı dönemeçler vardır. Değerlendirilerek ileri sıçramaların yatağı olan ya da harcanarak yeniden uzun bir pusuda kalışa terk edilen anlar. Nãzım’ın emperyalizme karşı Mısırlı kardeşlerine seslenirken dediği gibi, istiklâl otobüs değildir ki, birini kaçırdın mı öbürüne binesin. İstiklâl sevgili gibidir, aldattın mı, zor döner bir daha...

Devrimci birikimin inisiyatif alabilme anları da böyledir.

Türkiye, hâkim sınıfın krizlerini, yönetemez duruma düşmelerini, it dalaşında zorda kalışlarını, emperyal efendilerinin çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlenme sancılarını çok sık yaşadı. Ve her seferinde, sistem, gerekirse sivil kadrolarını gözden çıkararak, halkın inisiyatif almasını, çıplak zordan müsekkin zerk etmeye kadar her yolu kullanarak önlemeyi başardı.

Bunda, halkın sistem içi alternatiflere kolay manipüle edilebilmesinin payı büyüktü.

Şimdi, benzer bir süreçten geçiyoruz. Ama, halkı Haziran yaşamış bir ülke burası artık. Bu her şeyi çözecek sihirli bir formül değil. Ne çapta olursa olsun bir isyan girişimi, sorunlara halk çözümünün garantisi değil. Sistemin kendini stabil kılamaz oluşunun göstergesi değil. Ama, Haziran, Haziran’dır gene de. Sıçramanın birikimine dönüşmesi için, bir sonucunu, ülke siyasal sahnesine taşıması gerekmektedir.

Hiçbir hayale kapılmadan iyimserliğe, bir karabasanı görmezden gelmeksizin umuda ihtiyacı var devrimci birikimin halkla temasını güçlendirmesi için.

Halkın siyasete ağırlığını koyması gerek, Haziran’ın gelip geçici olmadığını görmesi, göstermesi gerek.

Haziran, ayağa kalkan halkın yarattığı iktidar sarsıntısını, o sarsılan ve bir çıkış aramak zorunda kalanların yeni hamlesine vesile olmadan sonuca vardırmalıdır. Haziran, dengelerin bir kefesine kendisini koymalı, sarstığının yerini almaya soyunmalıdır.

Bu bağlamda, bu sefer, AKP yerine ısıtılan CHP’ye bel bağlayanlara ve bel bağlanmasına yol açanlara seslenelim. CHP’ye değil, gönüllü gönülsüz CHP’lilere.

Herkesin bildiği ve açıktan yaşanan CHP’nin özellikle bu konjonktürdeki yönelimini gözler önüne seren ve deşifreye gerek bırakmaksızın aleni olan rotasını tekrarlamayalım. Bazı belediye başkan adaylarının kimliklerinden, Kılıçdaroğlu’nun cemaate el açmış ve sağcılığa yaltaklanmaktan medet umar halinden söz etmeye gerek yok.

CHP’nin ne olduğu, misyonu, görmek isteyen herkes için ayan beyan. ABD projesinin temsilcileriyle birlikte gülücükler yapanların partisini es geçelim, biz, başka bir vurgu yapalım.

AKP hükümetinin sarsıntısını, bu vurguncu, gerici, bağımlı sistemin sarsıntısına çevirmek için halkın önünde bir fırsat var.

Halen CHP vekili, üyesi, seçmeni olan solcular, sosyalistler, yurtseverler, aydınlanmacılar, laikler, cumhuriyetçiler, kamucular, devrimciler... Haziran’ı iktidar alternatifi olarak yükseltmek için, bu niteliklerin hiçbirini taşımayan bu partiyle ilgili hayal görmeyi ve yaymayı bırakın.

Tarihsel, ama tarihte kalmış konumu nedeniyle, saçma ve geçersiz bir önkabule dönüşmüş sol ve sosyalliğin temsilcisi olamayacağı gerçeğini, ABD’ciliğini, özelleştirmeciliğini, sermayedaşlığını, sağcılığını, laikliği küpeşteden atmakta tereddütsüzlüğünü, taşeronluğunu örtmeyin.

Boş umutlarla bekleşmeyin, “aşamalar” teranesiyle, “zamanı değil”lerle, “başka güç mü var ki” mavalıyla, “önce bir şeedelim de, sonra şeederiz” mazeretleriyle, “buradan sola da pay düşer” palavrasıyla, 50 yıllık balonu üflemeyin.

ABD-Cemaat eliyle yeni piyon olarak görev üstlenmeyi kabullenmiş, emperyalizme ve gericiliğe boyun eğerek biçimlenmiş, altı okunu çoktan maziye gömmüş CHP’nin oyun tahtasına sürülmesine alet olmayın.

Sizin varlığınız, sol oyların bu ucubeye akmasına vesile olmasın, tersine, sol oyları gerçek sahibinde toplamak için çalışın. Size, temsil ettiğiniz değerlere gelinsin, bu değerlerle ilgisiz, zaten iğreti durduğunuz yere su taşımayın. Solu tavlama vitrinine çıkmayın.

“Hükümet sarsılırken, yıkılacakken, nesnel tek alternatif olan CHP’ye de yüklenmenin, başka cephe açmanın sırası mı?”

Sırası! Halkın politik bilincine, duyarlı isyanına gereken mesajı vermenizin, bir çıkış olasılığının yan yollarda heba edilmesini ve sistemin kazanımıyla bitmesini önlemenin sırası şimdi.

Ya sosyalist alternatif, ya yeni piyonlarla sürüp gidecek olan bu düzen! Her zaman geçerli, ama bugün ete kemiğe bürünmesi olasılığı güçlü biricik saflaşma bu.

CHP sadece pudra şekeri serpilmiş sermaye sisteminin değil, bugünkü yapısıyla, bunun bir uzantısı olarak emperyalizme tam teslimiyetin ve gericiliğe kucak açmanın partisidir. AKP’nin yerine görev alma seçeneğidir.

Siz doğru olanı yapın, halkın saflarını güçlendirin...

Bırakın CHP kendi kaderini tayin etsin! Siz elinizi çekin...