'Eninde sonunda emekçi sınıfların kendilerini haksız bir paylaşım savaşına sürükleyenlere yanıtı sert ve ödünsüz olacaktır.'

Rusya'nın toprak ilhakı ne kadar meşru ve emekçi sınıfların tavrı

Rusya’nın savaşta ele geçirdiği topraklarda gerçekleştirdiği referandum ile süreç tamamlanmadı ama şimdilik bir toprak ilhakı üretti. Bu konuda iki gün önce soL Haber’de yayınlanan Gözde Kök’ün önemli veriler içeren yazısına bakabilirsiniz.

Aşağıdaki harita en güncel durumu göstermiyor, yine de okuyucunun sürece dâhil olmasını kolaylaştırabilir. Başlangıçta savaş daha yaygın başlasa da sonradan Ukrayna’nın doğusuna yöneldi. Referandum haritada görülen dört bölgede, Luhansk, Donetsk, Zaporijya ve Herson’da gerçekleştirildi ve yüzde 99 ile yüzde 87 arasında oy oranlarıyla Rusya’ya bağlanma kabul edildi. Bu koşullarda referanduma katılım yüzdesi verilmedi, zaten pek olanaklı da değildi bunu yapmak. Sınır belirsizlikleri, savaş koşulları ve göçler nedeniyle aslında referandum yapılacak koşullar bulunmuyordu.

Daha kuzeye yerleşen Harkov’da ise Rusya referanduma gitmedi, çünkü Ukrayna veya Batı emperyalizminin diyelim ilerleyen bir karşı saldırısı söz konusu. Haritada görülen Harkov civarındaki sınırların ise savaşın burada yön değiştirmesi nedeniyle güncel olmadığını belirtelim.

Donetsk bölgesinin ise tamamı Rusya tarafından ele geçirilememişti. Zaporijya’nın başkenti ise Dinyeper nehrinin kuzeyinde kalıyor ve Ukrayna’nın elinde. Herson’da ise savaş sürüyor.

Dolayısı ile söz konusu referandumlar Kırım’ın 2014’te referandumla ilhak edilmesine tam olarak benzemiyor. Bütün bölgelerde sınırları sürmekte olan savaş gün be gün çiziyor.

Haritada Rusya’nın referandum yaptığı dört bölge izleniyor: Luhansk, Donetsk, Zaporijya ve Herson. Referandum sonuçlarının Rusya’ya bağlanma konusunda gerekli çoğunluğu sağladığı için bu bölgeler Rusya tarafından kendi toprağı olarak kabul edilecek. Bu en azından Rusya açısından savaşın hukukunu değiştiriyor ve artık “özel bir operasyon” yapmıyor ama kendi topraklarını savunuyor gözüküyor.

Rusya ilhak için bir hukuk oluşturmaya çalışıyor ama bunun dayanaklarını uluslararası hukukta hiç aramaya kalkmayın. Çünkü bu referandumlar bir savaş taktiği olarak öne çıktı. Burada hukuk güç dengeleri ve sermaye sınıfının gereksinimleri tarafından belirleniyor.

Örneğin, Herson stratejik açıdan bütün zenginliklerinin yanı sıra stratejik bir bölgeydi. 2014’teki Kırım’ın ilhakı sonrasında Ukrayna Herson’dan geçen Kuzey Kırım Kanalı’ndaki akımı durdurmuş ve Kırım’da büyük bir kuraklık sorunu ortaya çıkmıştı. 2013’te 130 bin hektar olan tarım alanlarının susuzluk nedeniyle onda birine düştüğü söyleniyor. Aşağıdaki haritada Dinyeper ve Desna sularının Kuzey Kırım Kanalıyla nasıl Kırım’a sevk edildiği görülüyor. Şimdi Rusya’nın Kırım ile kara bağlantısı kurulduğu gibi su temini açısından bir avantaj elde edilmiş oldu. Dolayısı ile savaşın birçok boyutundan biri de alttan alta süren bir su savaşıydı.

Haritada Kırım’ın susuzluk sorununu çözmek üzere inşa edilen ve sarı renkte gösterilen Kırım Kuzey Kanalı görülüyor. Kanalın inşası Sovyetler Birliği zamanında 1961’de başlayıp 1975’te tamamlanmıştı. Kanalın bağlantısı Herson bölgesinden geçiyor.

Söz konusu ilhak ile beraber emekçi sınıflar için bu sürecin ne kadar meşru olduğunu tartışmalıyız.

Rusya işçi sınıfı için bir paylaşım savaşının meşruluğu tartışılamaz bile. Sonuçta Rusya’da iktidarda olan sınıf tüm emekçilere ait olan üretim araç ve nesnelerini yağmalayarak sınıf oldu ve iktidarını pekiştirdi. İkinci Dünya Savaşı'nda kolektif köylülük ve işçi sınıfı anayurt savunmasında omuz omuza dövüşmüştü. Şimdi emekçiler Rus tekellerinin Rus İmparatorluğu’nun eski coğrafyasında yayılma emellerine askerlik yapmak zorunda değiller.

Tarihe kesitsel olarak baktığınız zaman savaşlarda bir an için bir ulusun sermaye sınıfı haklı gibi gözükebilir. Rusya sermaye sınıfı için bu illüzyon Batı emperyalizminin olağanüstü çürümüş, kanlı, çirkef tarihinden kaynaklanıyor. Evet, bile bile Ukrayna’da Rusya karşıtı bir rejimi inşa ettiler, NATO’ya almak istediler, asker ve silah yığdılar, Minsk Anlaşmasını ihlal ettiler, Neo-Nazileri desteklediler vb.

Ancak ne olursa olsun, işçi sınıfı başka ulusların mülklerini değil, sermaye tarafından el konulmuş kendi mülkünü geri ister. Bu özellikle eski Sovyet coğrafyası için çok doğru.

Rus Devleti asker kayıplarını beş bin civarında İngilizler Rus kayıplarını 50 bin civarında veriyorlar. İkisinin arasında bir değer de olsa insan söz konusu olunca büyük rakamlar bunlar. Zaporijya’nın fabrikalarında sömürülen bir işçi olmak için değer mi ölmeye?

İlhak bir yandan güçlü bir milliyetçi hava yaratıyor. Referandum kararlarından sonra Rusya’nın çeşitli yerlerinde “Bizden olanı bırakmayız” mitingleri yapıldı.

Ama öte yandan Rusya’nın ilan ettiği kısmi seferberlikten kurtulmak için on binlerce insan yurtdışına kaçıyor. Bu kaçış muhtemelen sermaye tarafından beslenmiş bir “orta sınıf” refleksi. Kentli emekçileri bugün sermaye sınıfının kendi savaşları için peşinden sürüklemesi giderek zorlaşıyor. Bu nedenle insansız silahlar bu kadar revaçta. İşçi sınıfının bağımsız ve iktidara yönelen etkili tavrı içinse ulaşılması gereken eşiğin Rusya’da henüz yüksek olduğu anlaşılıyor.

Diğer yandan Batı emperyalizminin egemenliğindeki coğrafyalarda savaştan etkilenen emekçi sınıfların hareketlendiği görülüyor.

Geçen günü şu habere rastladınız mı? İngiltere’de aç gelen okul çocukları açlığını bastırmak için silgi yiyormuş.

Eninde sonunda emekçi sınıfların kendilerini haksız bir paylaşım savaşına sürükleyenlere yanıtı sert ve ödünsüz olacaktır.