Hürriyet gazetesinden Ali Örnek’in dün kaleme aldığı ve AA’nın Suriye başlığındaki haberciliğine yönelik ciddi eleştiriler yönelttiği yazısına bugün AA’dan cevap geldi. Örnek yazısında birçok somut veri ve olay üzerinden AA’nın Suriye haberciliği konusunda kötü bir sınav verdiğini ve devletin resmi kurumu olması sebebiyle bunun durumu bir kat daha vahim hale getirdiğini söylüyor.
AA’dan iddialara ilişkin resmi bir açıklama gelmezken, Genel Müdür Kemal Öztürk Twitter’dan yaptığı açıklamada somut herhangi bir iddiaya değinmeden “AA mazlumun yanında” şeklinde açıklamalarda bulundu. Timetürk gazetesinin konuyu “AA’dan Hürriyet’e tokat gibi cevap” şeklinde haberleştirmesi ise dikkat çekti.
"Son iki olay eleştirileri daha da artırdı"
Örnek yazısında "gazeteciler için zorlu bir sınav haline gelen Suriye'deki gelişmelerin takibi ve aktarımı konusunda, Anadolu Ajansı (AA) da eleştirilerin hedefi oluyor. Suriye-Ürdün sınırında savaş bile çıkaran ajansa yöneltilen eleştirilerin başında muhaliflerin iddialarının peşinen doğru kabul edilmesi, karşıt açıklama ve eleştirilere yer verilmemesi var” ifadelerini kullanırken, konuyla ilgili örneklere yer veriyor.
Örnek’e göre Suriye'nin başkenti Şam'da, son bir haftada meydana gelen iki ayrı olayla ilgili haberler, bu eleştirileri daha da artırdı. Örnek yazısında şu ifadeleri kullandı:
AA'ya göre, 28 Ağustos'ta Şam'ın Caramana banliyösünde “askeri operasyonlarda” öldürülen iki kişinin cenaze törenine bombalı saldırı düzenlenmiş ve yedi kişi yaşamını yitirmişti. AA, haberi muhaliflerin Şam Haber Ağı’na dayandırdı. Ancak uluslararası ajanslar mahalle halkının “Esad yanlısı ve Hıristiyan” olduğuna dikkat çekerek, saldırıyı muhaliflerin düzenlediğine yönelik iddiaları öne çekmeyi tercih etti.
Benzer biçimde Deraya kasabasında yaşanan ve 245 kişinin yaşamını yitirdiği katliamı da yalnızca muhaliflerin iddialarıyla haberleştiren ajans, olaydan rejim güçlerini sorumlu tuttu. Ancak İngiltere’de yayımlanan Independent gazetesinin Suriye’de bulunan deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, mahalle sakinlerinin muhalifleri sorumlu tuttuğunu anlattı. Suriye medyası tarafından da aktarılan bu tanıklıklar, AA'nın haberinde yer bulamadı.
“Ajans değil Militan gazetecilik”
Örnek yazısında Radikal gazetesinin Dış Haberler Müdürü Fehim Taştekin’in görüşlerine yer vererek, Taştekin’in AA türü gazetecilik için Arap Baharı'nın başlangıcından bu yana yayıncılıkta “militanlık ile gazeteciliği” birbirine karıştırdığını ve bunun “Ajans değil Militan gazetecilik” olduğunu belirttiğini aktarıyor.Örnek ayrıca Taştekin’in, muhaliflerin iddialarına “sorgulanamaz veri” muamelesi yapan ajansın, hükümetin Suriye politikasının paralelinde bir yayın politikası izlediğini düşündüğünü ifade ettiğini aktarıyor.
"Muhalefetin verileri sorgulanmadan kabul ediliyor"
AA'nın Suriye'deki olaylar ve ölü sayılarını Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü (SOHR) ve Suriye Devrim Şehitleri Veritabanı" gibi kaynaklardan edinmesinin bu kurum için eleştiri kaynaklarından biri olduğunu belirten Örnek, bu tutumun kurumu Humus’ta 4 Şubat’ta meydana gelen olayların aktarımında olduğu gibi zor durumda bırakmasına yol açtığını belirtiyor. Zira SOHR’nin açıklamasını doğru kabul eden ajanslar, Humus’ta rejim güçlerinin 377 kişiyi öldürdüğünü duyurmuş, bu kurum sayıyı 55'e çekince zor durumda kalmışlardı.
AA Genel Müdürü'nden tuhaf açıklama
Örnek’in benzer iddia ve görüşlere yerdiği yazısının AA bünyesinde huzursuzluk yarattığı anlaşılıyor. AA’dan iddialar ve konuyla ilgili herhangi bir resmi açıklama gelmezken, kurumun genel müdürü Twitter’dan yaptığı açıklamada bu rahatsızlığı dile getirmiş oldu. AA Genel Müdürü Kemal Öztürk Twitter'dan yaptığı açıklamada konuya ilişkin hiçbir iddiaya yanıt vermezken şu ifadeleri kullandı:
AA tipi habercilik daha da zora düşecek
Suriye konusunda hükümetin savaş çığırtkanlığına varan pozisyonuna paralel bir tutum takınan yandaş medya ve AA’nın daha önce de benzer eleştirilere maruz kaldığı biliniyor.
AKP’nin Suriye politikasında yaşadığı sıkışma, Suriye’de Esad karşıtı muhalefetin yarattığı vahşet görüntülerine her gün bir yenisinin eklenmesi, uluslararası boyutta yürütülen bilgi dezenformasyonuna dair ortaya çıkan skandalların artması, bu tip habercilikte ısrar edenleri, ilerleyen süreçte daha da zora sokacak gibi görünüyor.
(soL -Haber Merkezi)