Cam işçileri anlattı: AKP işçi sınıfından korkuyor, sınıf dayanışması bizi güçlendiriyor...

AKP, Şişecam işçilerinin anayasal hakkı olan grevi daha başlamadan yasakladı. Yaklaşık 5 bin 800 cam işçisi direnmeyi sürdürüyor. Başka sektörlerden gelen sınıf dayanışması da cam işçilerinin sınıf bilincini ve dayanma gücünü diri tutuyor. "AKP işçi sınıfından korkuyor, sınıf dayanışması bizi ayakta tutuyor" diyen cam işçileri, yaşananları ve gelinen noktayı soL'a anlattı...

Çağlar Akyüz

Cam işçilerinin başlayacağı grev, henüz uygulamaya konmadan Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandı.

AKP tarafından grevi yasaklanan cam işçileri fabrikalarındaki eylemlerini sürdürüyor.

Grev yasağına boyun eğmeyen cam işçileri bu süreci soL’a değerlendirdi.

"HUKUK AKP'NİN İKİ DUDAĞI HALİNE GELDİ..."

Öncelikle, süreci kısaca anlatabilir misiniz? Hiçbir meşruluğu olmayan grev yasağını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Selim Çallı (Kristal-İş Genel Başkan Yardımcısı): Öncelikle bu bir defa grev değil. Grev ertelemesi sonucunda greve çıkamıyoruz. Yani, daha greve çıkamadan, grevi yasaklayan kanun geldi önümüze. Grev yapmak anayasal bir haktır. Ancak biz anayasal hakkımızı kullanamıyoruz. Cam işçisi neden fabrikalarında eylemler yapıyor? Çünkü bize başka bir yol bırakmadılar. Bugün gelinen noktada, hükümet izin veriyorsa greve çıkıyorsun. Yok, hayır diyorsa çıkamıyorsun. Hukuk böyle işliyor! Hukuk, AKP’nin iki dudağı… Biz de kendimize göre çözüm bulmaya ve sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Biz sendika olarak da emekçi arkadaşlarımızın sesini duyurmak için uğraşıyoruz. İşin özeti aslında bu…

"GREVE ÇIKMADAN GREV, YASAKLADILAR!"

Daha önce de AKP, cam işçisinin grevini ‘’milli güvenlik’’ gerekçesiyle yasaklamıştı aslında…

S.Ç: Evet, aynen öyle… 2003’ten beri aralıklarla grevlerimiz erteleniyor. İki dönemdir de üst üste grevlerimiz ertelendi. Bu dönemin önemi, bu yasaklamaların başka boyutlara ulaşması… Mesela, 2014 yılında greve çıktık, 8 gün bize grev yaptırdılar. Sonra yine ertelediler. Danıştay’a gittik, Danıştay bizi haklı buldu, ona rağmen Danıştay kararı hiç yokmuşçasına davranıp grev yasağı koydular. Bir öncekinde belirli bir gün sabreden AKP, bu sefer jet hızıyla karar aldı. Bu dönem daha greve çıkmadan, grevimizi yasakladılar. Her şey sık sık tekrar ettiğimiz gibi, hükümetin iki dudağı arasında! Artık bu işçiler ne yapsın? Elbette haklarına sahip çıkacaklar!

Grev yasağını nasıl öğrendiniz? Buna karşı ne gibi eylemler düşünülüyor?

S.Ç: Grevimiz ayın 24’ünde ertelendi. Biz grev ertlenmesini Pazartesi gecesi Resmi gazete’den öğrendik. Çarşamba gününden itibaren arkadaşlarımız işyerlerini terk etmeme kararı aldılar. Şimdilik yaptığımız şey şu, vardiya başlarında tüm işçiler 1 saat boyunca iş bırakıyorlar. Bugünden itibaren de iş bırakma saatini bir buçuk saat yapacağız. Patronlarla oturduğumuz toplu sözleşme masasında, bizim taleplerimizi kabul edene kadar da bu direnişimizi sürdüreceğiz.

Biz, 6 ay öncesinden toplu sözleşmeyi başlattık, cam işçisi mağdur olmasın diye bu kadar uğraştık ama gelinen noktada hiçbir şey çözülmedi. İşçilerin sorunlarını o kadar dile getirmemize ve anlatmamıza rağmen bunu patronlara dinletemedik. O zaman dedik ki, buyurun işçi arkadaşlar size dertlerini anlatacak… Şu an için işletmelerde arkadaşlarımız tamamen bunu yapıyor. Anlayacağınız, bize başka bir yol bırakmadılar.

"FABRİKALARDAKİ EYLEMLERE KATILIM YÜZDE 100..."

Fabrikadaki eylem sürecine işçilerin katılım durumu nedir? İşçiler bir bütün olarak hareket edebiliyorlar mı?

S.Ç: Beş bölgede 5 bin 800 civarında işçi, toplu sözleşmenin imzalanmasını bekliyor. Bu da mücadelenin uzun soluklu olduğunu gösteriyor. Biz bu işi adım adım örüyoruz. Beş bölgede de katılım neredeyse yüzde 100 durumda… Sadece bugünü değil, yarını da düşünüyoruz, düşünmek de zorundayız. Süreç 6 aydır devam ediyor. İşçiler, haklı olarak kızgın, beklentileri var. İşine giden, kafasında bir defa huzurlu değil. Sürekli olarak "ne olacak" sorusunun yanıtını arıyor. Tüm bunları düşününce de, işçilerin kızgınlıkları son derece normal. Son dönemlerde hem hükümetin izlediği politikalarda, hem de sendikaya uygulanan baskılarda ister istemez, herkesin geliri düştü. Bugün fabrikalarda çalışan işçilerin yüzde 75’ine yakını yeni işçi... Eski işçinin emekli olup, yeni işçilerin fabrikaya girmesiyle, tabii ki ücretler yerlere çekildi. Yeni başlayanlar aşağı seviyelerde, çok düşük başlıyor işe. Patronun düşüncesi, bunlar zaten hepsi yeni, nasıl olsa bir araya gelemez, greve çıkamaz oluyor. İşçileri bölüp, parçalamak için uğraşıyor. Ama bunun işe yaramadığını görüyoruz. Geçen dönem ertelenen greve de çok genç arkadaşlarla çıktık, şimdi de birçoğu öyle. Cam işçisi örnek bir kararlılık sergiliyor. Patronu bu konuda da çok uyardık. Cam işçisinin birlik beraberliğini sınamayın, bunun altından kalkamazsınız dedik. Nitekim, öyle de oldu. Bu koşullarda cam işçisinin yaptığı eylemler sonuna kadar meşrudur. Cam işçisi, bir bütün olarak işçi sınıfının sıkıntılarını dile getiriyor aslında. Düşük ücretler, sendikalaşmaya karşı uygulanan baskı ve kötü çalışma koşulları. Bu bakımdan da ayrıca önemli bir yere oturuyor bu direnişimiz. Buradaki bir kazanım, bütün olarak işçi sınıfına bir ışık tutacaktır.

"SOKAKTAKİ SİMİTÇİ DE CAM İŞCİSİNİN YANINDA"

Trakya halkının cam işçisinin direnişine karşı bakış açısı tam olarak nedir?

Zeki Balkancı (Emekli cam işçisi): Özellikle Lüleburgaz halkı Cam işçisinin yanında… Esnafından öğrencisine herkes bizimle beraber… Simit satan emekçi bir kardeşimiz bize destek olmak için tezgahını cam işçisinin onurlu direnişine ayırmış durumda.  Şişecam işçisi bir kamuoyu oluşturdu aslında. Ama tabii ki yeterli değil bu, daha da büyütülmeli dayanışma.

"YANDAŞ MEDYA YALAN ÜRETİYOR"

Yandaş medyada sürekli Şişecam işçisinin direnişi hakkında yalan haberler çıkıyor. Cam işçisinin Türkiye’nin şartlarına uymadığı ve şükretmeyi bilmedikleri söyleniyor. AKP’nin medya organları boş durmuyor anlayacağınız. Durumu sizlerden, ilk ağızdan öğrenebilir miyiz? Gerçekte durum nedir?

Z.B: Cam işçisinin aldığı ücretler gerçekten çok komik. En basitinden, diğer ağır sanayide çalışan işçi arkadaşlarımıza baktığımızda daha fazla ücret alıyorlar. Bu aldıkları da yeterli değil ya, ama bizim aldığımız ücret her şeyden sinir bozucu. Domatesin fiyatı almış başını gitmiş, bizim burada saat ücretimiz hala aynı… Nasıl geçinecek insanlar? Bunu düşünen eden yok tabii. Hükümetin mantığı şu: Herkes gibi, cam işçisi de asgari ücretle çalışsın! Cam işçisinin üretimini, zorlu şartlardaki çalışmalarını düşününce bu gerçekten çok acımasız bir durum…

S.Ç: Cam işçisi, ateşin karşısında çalışıyor. Gerçekten zor bir iş yapıyor. AKP’nin yandaş medyasının çirkinliklerini de biliyoruz. Şecereleri bir hayli kabarık. 2014 grevinde de aynı iğrenç başlıklarla çıktılar. Şimdi de aynı oyunu sergiliyorlar. Ama biz biliyoruz ki, cam işçileri sonuna kadar haklıdır ve haklarını elde dene kadar da mücadelelerini sürdürecekler.

"AKP İŞÇİ SINIFINDAN KORKUYOR, SINIF DAYANIŞMASI BİZİ AYAKTA TUTUYOR"

Cam işçisi diğer işçilere de bir rol model oluyor diyebilir miyiz? Metal işçilerinin grevi de bildiğiniz gibi yasaklandı. Ama metal işçileri de büyük bir kararlı duruş sergilediler, OHAL koşullarında bile geri adım atmadılar ve sözlerini söylediler. Cam işçisinin de aynı kararlılığı ve mücadeleyi gösterdiğini söyleyebilir miyiz?

Ramazan Şevki Üzülmez (Cam işçisi): Yaşadığımız şey tam da aynı. Farklı hiçbir durum yok ortada. Metal işçisi ve cam işçisi, Türkiye’deki en önemli iki iş koludur. Türkiye’de bazı şeyleri belirleyendir de aynı zamanda. OHAL en çok da işçi sınıfını vurdu. Çünkü AKP, işçi sınıfından korkuyor! OHAL, bir yandan işçi sınıfının tüm kazanımlarının üzerinde tepinirken, diğer yandan da yağma alanını da sınırsızlaştırdı. AKP’nin patron partisi olduğunu bir kez daha görmüş olduk böylece. İşçi sınıfı adına, ileriki dönemler için bir birikim ve aynı zamanda da bir sınavdır bizim bu mücadelemiz. Kimse bunun farkında değilmiş gibi hareket ediyor ama bu mücadele gelecek açısından bir örnektir. Olası bir ters durumda da işçi sınıfının hakları daha fazla budanacak ve sınıfımızı biraz daha geriye itecektir. Bu direnişimizin böylesi bir anlamı da barındırdığı açık… O yüzden de bu konuda bizi takip eden bir sürü sendika var, dayanışma duygularını iletiyorlar, ayrıca eylemlerimize de destek veriyorlar. Bunlar bize güç ve moral aşılıyor. Sınıf, dayanışmasını gösteriyor. Kazanmaktan başka çaremiz yok. İnanıyoruz, kazanacağız…