CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bütçe görüşmelerinde Genel Kurul'a hitaben yaptığı konuşmanın satırbaşları şöyle:

"Yandaşları zengin edip, halkı fakirleştiren bütçe..."
"Kaynakların toplum için harcanmasına inanan bir partiyiz. Onun için bürokrasinin yerinde zamanında bütçeyi hazırlamasını bekleyen bir partiyiz.

Yandaşların zengin edilip, halkı fakirleştiren bu bütçeyi kınıyorum. Bu bütçeden kimin umudu var? İşsizliği mi önlüyorsunuz, sanayicinin mi derdini çözdü? Kimin umudu var bu bütçede?"

"G-20'ye AKP ile girmedik"
"Katıldığım bütün toplantılarda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değerli bakanları ya da Başbakan da katılıyor. Ya da ilk sözlerinde öyle bir açıklama yaparlar ki sanki Türkiye G-20’ye onların zamanında girdi. Önce bu yanlışı düzeltelim. Türkiye’nin G-20’ye girişi 1980’den bu yana var. 1980’den bu yana G-20’de olan bir Türkiye’yi sanki AKP’nin politikaları sonucu girmiş gibi bir hava yaratmayı doğru bulmuyorum. Daha G-20 kurulmadan önce Türkiye dünyanın 14. büyük ekonomisiydi. 1999’da da Türkiye G-20’ye davet edilmiştir.

2003-2007 yılları arasında büyümenin güçlendiği dünyada, enflasyonun düştüğü bir dünya görüyoruz. 2002 döneminde yine, enflasyon yüzde 15.2 dünyanın ortalaması. 2003-2007 döneminde dünyanın enflasyon oranı yüzde 3.7.

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda çok uygun bir zemin yakalamıştı ve biz bu çerçevede Adalet ve Kalkınma Partisi’nin mucize dediği rakamlara bakalım. 1923 ile 2002 arasında ortalama büyüme 4,6.

Çok partili yaşama bakalım 46-2002’yi alalım yüzde 5. 2002-2005 4,3. 2010’u dahil edersek 4,6 çıkıyor.

İkinci dünya savaşını, krizleri düşünen, yarattığınız mucize yüzde 4,6. Gerçek bu. Bu rakamları biz üretmiyoruz. Arzu edenler bakabilirler.

Büyümeyi dünyayla karşılaştıralım. Türkiye 49. sırada. 2003-2009 sıralamasında, büyüme hızı açısından Türkiye 88. sıraya geriliyor. Peki büyüme sokaktaki insana yansıdı mı? Hadi 4,6 büyüme olsun. Acaba, sokaktaki insanımız yaralandı mı?

BM insani gelişme raporuna bakıyoruz. Yıllık olarak yayınlanan 2010 rakamlarını vereyim. Türkiye insani gelişme açısından 169 ülke açısından 83. sırada. Bizim önümüzde Ürdün, Tunus, Jamaika, Ermenistan, İran gibi ülkeler var. Libya da Kuveyt de bizim önümüzde.

İşsizlik sıralamasında nereye çıkmışız. En çok işsizi olan ülke sıralamasında 49. sıradayız. 2009'da 23 sıra sıçramışız. 2009 sonunda yüzde 14'ler seviyesine ulaştı. İş bulmaktan umudumu kestim diyenler işsizler arasında sayılmıyor. Sayılsa yüzde 21-22'lere çıkar. TÜİK, mevsimlik işçileri işsiz saymadılar.

Biz dedik ki, her işveren bir tane işçi alsın, dinlediniz mi? Bu ülkenin anaları babaları çocuklarını niye üniversiteye gönderiyorlar. 'Her üniversite bitiren iş bulamaz' dediniz. Bunu bir Başbakan kriz döneminde bunu asla dememeli. Bu genç işsizlerle dalga geçmek anlamına gelir."

"Özelleştirmeden gelen paralar faiz ödemelerine gitti"
"Özelleştirmeden gelen paralar nereye gitti? Efendim, hortumlamalar oldu, niye hesap sormadınız. Dünyanın en yüksek faizini ödeyen ilk 10 ülkeden biriyiz. 600 milyar dolar para bastı ABD. Niçin? Kendi krizimizin faturasını diğer ülkelere ödeteceğiz diye. Otomobilde net ithalatçı konumuna geldik, ihracatçıdan. Biz sıcak paranın tehlikeli olduğunu gördük diyor, sayın Başbakan. Farkına vardıysanız teşekkür ederim ama buna karşı hangi önlemleri aldılar, merak ediyorum. Biz faize yılda 16 milyar dolar, GAP'a 5 yılda 12 milyar dolar ödüyoruz."

"Bu önlemleri Ecevit almıştı"
"Eskileri bırakın, siz iktidarsınız. Siz hala aynı yanlışı sürdürecek misiniz? Sizler yatın kalkın rahmetli Ecevit'e dua edin, o bu önlemleri aldı. Bankalar Kanunu ortada."

"Sıcak para ekonomiyi bitirecek"
"Vatandaş bu yılın ilk 9 ayında 100 liraya karşılık 43.5 TL borçlandı. Viranşehir'de bir çocuk çöp toplarken kamyonun altında kaldı. Afyon'da böbreğini satan köylüler var, evinde açlıktan intihar eden insanlar var. Bu faturalar hepimize kesilmiş faturalar... Krizde ağır faturayı biz ödedik. Keşke benden önce siz Başbakan'a, Maliye Bakanı'na, Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı'na sorsaydınız, kurallar ihlal ediliyor diye... Büyüme var ama istihdam yaratmıyor, bu mu sağlıklı büyüme?

Bu sıcak para politikası ekonomiyi, sanayiyi bitirecek.

2010 verilerine göre 31 ülke arasında en pahalı mazot bizde.

Sayın Başbakan kamyon şoförleriyle bir araya gelsin ve şu soruyu sorsun: Siz mazot mu yakıyorsunuz, yağ mı yakıyorsunuz?

Elektrikteki TRT payını kaldıracağız dedi sayın Başbakan, kaldırdı mı? Hayır, sadece düşürdü. Şimdi ben burda sayın Başbakan'a hesabını soruyorum. Şimdi gelin buraya, bunu yanıtlayın.

İran'dan, 1 milyar 330 milyon dolarlık gaz aldık, kullanmadığımız halde parasını ödedik. Bu paranın hesabını birilerinin sormasını lazım. Bedava kömür dağıtıyoruz, kullanmadığımız doğalgazın parasını ödüyoruz.

Nükleer santral için niye ihale yapılmadı? Dünyanın en pahalı nükleer santraline burdaki milletvekilleri onay verdi.

Üreticiler adına rica ediyoruz, önlem alın, ürün dalında bekliyor. Sizler benim adıma sorun, iktidar kanadının değerli milletvekileri, ver çiftçiye yüzde birini ama vermiyor.

Mazottan ÖTV'yi kaldıracağız, iktidar tarafından eleştirildi, biz köylünün rahat etmesini istiyoruz. Biz, halka para bulma konusunda kararlıyız. Siz de yandaşlara para bulma konusunda kararlısınız. Aramızda bu kadar fark var. Acil Eylem Planı'nda Türkiye'deki bazı tarım topraklarının işlenebilir kılınması vardı. Ne oldu?"

"Ekonomik Sosyal Konsey neden toplanmıyor?"
"Rahmetli Ecevit döneminde, bir genelge yayınlandı, daha sonra 2001'de bir yasa çıktı, yasaya dönüştü. hükümet Anayasaya koydu 2010'da. Bu yasanın bir maddesi, Ekonomik Sosyal Konsey'in Başkanı Başbakan'dır ve üç ayda bir toplanır yazar. Üç ayda bi toplandı mı? Hükümet kendi çıkardığı yasaları uygulamıyor. En son ne zaman toplandı. Halk gelip derdini anlatacak. O zaman bunu anayasaya niye koydunuz?

Sayın Başbakan, Diyarbakır'da genç bir kardeşimiz, sayın Başbakan fabrika diyor, 'Biz buraya daha modern bir hapishane yapacağım' diyor. Dünyanın hangi ülkesinde bir başbakan böyle diyebilir? Ne yaparsanız yapın iinsanlara size hapishane yapacağım demeyin."

"Kayseri'deki yolsuzluk dosyası gizlendi"
"17.7.2007 tarihinde Hacı Ali, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nde çalışıyor ve burdaki rüşvet çarkını polise anlatıyor. Rüşveti polise anlatıyor. Taksi duraklarından, benzin istasyonlarından rüşveti toplayan kişileri anlatıyor. Rüşvet, evrakta sahtecilik suçuyla emniyete gönderiliyor. 126 sayfalık tutanak 26 sayfaya indiriliyor. Onun içinde Kayseri Anakent Belediye Başkanı'nın rüşvet olayıyla ilgili bölümleri mi çıkarıldı? O tutanak niçin azaltıldı? Adalet Bakanı'na soruyorum.

Zamanın Kayseri Valisi Osman Güneş, bilirkişi incelemesi tamamlanmadan dosyayı kapatmış, sonra da müsteşar oluyor, müsteşarlığı döneminde de dosyayı kapatıyor.

Benim sorum şu, ben Sayın Başbakan'a burda bunu siz yaptınız demiyorum, bu olayın üzerine giderseniz, destek verelim. Başbakan araştırsın, Hacı Ali Hamurcu nerde?Başbakan yanıtlasın, Avukat Yakup Erikel kimdir? Sayın Arınç kendisine yardımcı olabilir."

(soL - Haber Merkezi)